15 Temmuz Sonrası

Nasıl ki;batı Roma imparatorluğunun yıkılması eski (ilk)çağın bitişinin dönüm noktasıdır; Nasıl ki; İstanbul’un fethi ortaçağın bitişinin dönüm noktasıdır; 15 Temmuz da Türkiye ve onun gönül şemsiyesindeki İslam ülkelerinin olduğu coğrafyada bir çağın bittiği günün dönüm noktasıdır. Biten çağın adı “aymazlık çağı”, Yeni çağın adı ise “bilinç çağıdır”. Bilinç çağında; az Müslüman çok Müslüman kavramı olmaz. Herkes Yaratıcı’nın […]

Nasıl ki;batı Roma imparatorluğunun yıkılması eski (ilk)çağın bitişinin dönüm noktasıdır; Nasıl ki; İstanbul’un fethi ortaçağın bitişinin dönüm noktasıdır; 15 Temmuz da Türkiye ve onun gönül şemsiyesindeki İslam ülkelerinin olduğu coğrafyada bir çağın bittiği günün dönüm noktasıdır. Biten çağın adı “aymazlık çağı”, Yeni çağın adı ise “bilinç çağıdır”.

Bilinç çağında; az Müslüman çok Müslüman kavramı olmaz. Herkes Yaratıcı’nın kuludur. Azı da çoğu da “O” taktir edecektir. Sen az Müslümansın diyerek bir Müslüman diğerini öldüremez.

Bilinç çağında; yöneticiler sendikasına göre, partisine göre, cemaatine göre seçilemez. Yöneticiler güvenirliliği, dürüstlüğü, vatanseverliği ve liyakatine göre seçilir.

Bilinç çağında; mezhep çatışması olamaz. Din tektir onun Peygamberinin yaşantısı ve sünneti bellidir. Peygamberimizin dini yaşayış usulleri üzerine kavga çıkarıp adam öldürmenin cinayet olduğu bilinir

Bilinç çağında; kişilerin kıyafetlerinden, giyim kuşamından, sakalından, bıyığından hareketle kişilere paye verilemez. Kişilere çalışmaları ve ürettikleri ile değer verilir.

Bilinç çağında; insanlar akıllarını herhangi bir kimseye, bir zümreye ya da bir cemaate kiraya vermezler. İnsanlar Allah’ın buyurduğu üzere akl eder, düşünür, kalp ile tastik etmedikleri hurafelere inanmazlar.

Bilinç çağında; kadın toplumun yarısı kabul edilir. Üniversite dahi bitirse itilen, kakılan, baskı altına alınan ve ev işlerinden başka bir şey düşünemeyen bir varlık olmaktan çıkar.

Bilinç çağında; siyasiler kendi görüşleri doğrultusunda ancak dünyanın kurtulacağı yoksa dünyanın batacağı safsatasına düşmezler. Siyaseti; kanun koyuculuk, bütün vatandaşların kanun önünde eşitliği ve hukuk devleti olan bütün ülkelerin kurtulmuş olacağı varsayımı üzerine düşünürler.

Bilinç çağında; denetlenmeyen hiçbir devlet kurumu kalmış olamaz. Hem askeriye hem mülkiye hem adliye vatandaşın ve devletin denetimine açık olur.

Bilinç çağında; okullar ezber yerleri olmaktan çıkacaktır. Okullar; her öğrencinin sürece katıldığı, yaparak, yaşayarak, eğlenerek öğrenilen yerler olacaktır

Bilinç çağında; devletin vergilerle hizmet eden bir örgüt olduğu verginin olmadığı ülkede hizmetin aksayacağı görüşü hakim ve kaim olur. Herkes devleti ne kadar tırtıklayabilirim şeytanlığından vaz geçer çünkü devletten çaldıklarımız kamunun malıdır unutulamaz.

Bilinç çağında; bunları yazanında bunları okuyanlar kadar sorumluluğu olduğu bilinir. Ahkam keserek, slogan atarak, güzel konuşup yanlış yaşayarak bir şeyin düzelmeyeceği yazanlar ve okuyanlar tarafından bilinir.

Bilinç çağında; vatan olmadan, bağımsız bir yurt olmadan özgür bir ülke ye sahip olunmadan hiçbir şeye sahip olunamayacağı bilinir. Bu coğrafyada yaşamanın bedelinin yüksek olduğu bilinerek daha bir dayanışma, yardımlaşma, kaynaşma, birbirimizi anlama ve aynı asgari müştereklerde (milli ve manevi müşterekler)bir arada hareket edilir.

Son olarak Bilinç çağında  vatan size önce minnettardır. Siz 15 Temmuz’da  öyle bir şahlandınız ki; artık bundan geriye dönüş yoktur.

Yolunuz ve bahtınız açık olsun; necip milletimiz ve İslam ümmeti..

Exit mobile version