Hasan Pir
Yarın 28 Şubat…
Tarihe “28 Şubat Darbesi” olarak geçen olayın 26. Yıldönümü.
Ülkemizde 28 Şubat 1997 tarihinde bilinen yöntemlerin dışında bir darbe yapıldı.
O güne kadar yaşanan darbeler, örneğin 1960 ihtilali, örneğin1980 ihtilali devleti yönetenlere karşı devletin elindeki silah gücü kullanılarak ve sıkıyönetim ilan edilerek yapıldığı halde, bu darbe ise Anadolu insanının önceleri çok da farkına varamadığı, sıkıyönetim ilan edilmeden hayatın doğal akışı perdesine sarılmış bir kurnazlık içinde yapıldı. Zaman geçtikçe asıl niyetler ortaya çıktı…
Devletin içine yerleşmiş bir grup, 28 Şubat 1997 tarihinde devletin meşru ve en güvenilir kurullarından biri olan Milli Güvenlik Kurulu’nu kullanarak, yani yaptıklarına meşruiyet süsü vererek dönemin meşru hükümetinin iradesini zorla baypas edip özellikle muhafazakâr kesime baskı ve zulüm uygulayan süreci başlattılar.
MGK’da alınan ve tek kelime ile Anadolu’dan İslam’ın yaşanılırlığını kaldırmayı hedefleyen 28 Şubat kararları sonrası meşru hükümet yıkıldı. MGK’de alınan 28 Şubat kararları özellikle 11 Ocak 1999 tarihinden sonra Demokratik Sol Parti lideri Bülent Ecevit’in başbakanlığında kurulan hükümetler dönemlerinde uygulandı, uygulattırıldı…
Demokrasi tarihimizin yüz karası ve utanç tablosu olan 27 Mayıs 1960 ihtilalini, 12 Eylül 1980 darbesini, 28 Şubat 1997 post modern darbesini ve 15 Temmuz 2016 FETÖ darbe girişimini çok iyi tahlil etmek zorundayız. Çünkü; darbeler ve darbe kalkışımları Türk Milleti’nin birliğini, dirliğini ve yükselişini istemeyenlerin ülkemiz insanının önüne koyduğu kanlı tuzaklar ve prangalardır.
Geri dönüp baktığımızda, bütün darbe girişimlerinin baş aktörlerinin önce millet vicdanında, sonra da kanunlar karşısında mahkûm olduklarını ve tarih sayfalarında kaybolup gittiklerini görmekteyiz.
28 Şubat sürecinde namazı ile, orucu ile, Kur’an’ı ile, başörtüsü ile İslamiyet’i yaşayan muhafazakâr insanlara zulüm seviyesinde baskılar başladı. Başörtülülerin üniversitelere, kamu kurumlarına girişleri engellendi. İmam Hatip Okulları’nın önü kesildi. Muhafazakâr devlet memurları çeşitli bahanelerle görevlerinden atıldılar, sürüldüler. Okullar başta olmak üzere ülke genelinde tüm kamu kurumlarındaki mescitler kapatıldı… Bunlar gibi daha binlerce mağduriyet…
Batı Çalışma Grubu denilen bir organizasyonla yürütülen ve Anadolu’da İslami gelişmenin önünü kesmeyi amaçlayan bu süreç, Allah’ın izni ile Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde 2003 yılında AK Parti’nin iktidara gelmesi ile sona erdi. Bu kara günleri milletimize yaşatanlar ise yargı önünde hesap verdiler.
KÖMÜRLÜĞE ATILAN MESCİT HALILARI
28 Şubat zulmünden Gümüşhane de nasibini aldı. Pek çok muhafazakâr bürokrat görevinden alınıp sürüldü. Dönemin valisi, hanımının başörtüsünden dolayı “irticacı” olarak fişlenip Batı Çalışma Gurubu’nun baskısı ile tirajı yüksek bir gazetede tabiri caiz ise linç edildi. Yine Gümüşhane’de bir milli eğitim yöneticisi, öğretmenlikle ilgili yazdığı bir kitaba İslam âlimlerinden de vecize koyduğu için görevinden alınıp, il dışına, bir ortaokula öğretmen olarak sürüldü. İşin en üzücü yanı da 28 Şubat sürecinde Gümüşhane Hükümet binasının 2. katındaki mescit kapatıldı. Ve mescidin halıları ve seccadeleri hükümet binasının bodrum katındaki kömür kazanının bulunduğu karanlık odaya, kömürlerin üzerine atıldı.
28 Şubat süreci özellikle muhafazakâr kesimin hiç unutmaması gereken bir karanlık süreçtir. Aradan 26 yıl geçti. Yeni nesil bu karanlık yılları bilmeyebilir ama, ebeveynler, toplum önderleri bu süreci gençlere, Z kuşağına anlatmalılar. Çünkü 28 Şubat süreci iyi bilinirse, ülkemizin geleceğinde söz sahibi olacak gençlerimiz ülke yönetiminde tercihlerini ona göre yapacaklardır. Bu milletin bazı odaklardan neler çektiğini gençlerimize anlatmak zorundayız.
28 Şubat süreci; 2003 yılında Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında kurulan hükümetler dönemlerinde başlatılan çalışmalarla bitirildi. Milletimiz derin bir nefes aldı. 28 Şubat mağdurlarının hakları geri verildi. Kamu kurumu ve okullara mescit açma serbestliği getirildi. Okul ve kurumlara başörtüsü serbest oldu. İmam Hatip Okullarının önünü kesen uygulamalar kaldırıldı. Kur’an kursları serbest oldu. Yani, Anadolu’da İslam’ın yaşanılırlığının önündeki 28 Şubat engelleri Sayın Erdoğan sayesinde tarihin çöplüğüne atılmış oldu.
Milletimizin, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a olan çok yoğun sevgi ve desteğinde 28 Şubat sürecini bitirişindeki çalışmalar büyük rol oynamıştır. Biz de Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a 28 Şubat kara günlerini sona erdirdiği için teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Güzel günler dileğiyle.