6 EKİM PAZAR GÜNÜ BÜTÜN CAMİLERDE CEMAATLE FİDAN DİKİLECEK
6 Ekim Pazar günü sabah namazından sonra bütün camilerde din görevlilerinin öncülüğünde cemaatle beraber fidan dikimi gerçekleştirilecek.
1 Ekim 2019 Salı günü ‘Camiler ve Din Görevlileri Haftası’ açılış programında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, bu yılki temanın “Cami ve Hayat” olduğunu ifade ederek, “Cami ile hayatın arasını ayırdığımızda, camiden uzak kaldığımızda, kendimize ve değerlerimize de yabancılaşıyoruz” dedi.
Diyanet İşleri
Başkanlığı tarafından düzenlenen 2019 Yılı ‘Camiler ve Din Görevlileri
Haftası’ Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu’nda düzenlenen
açılış programıyla başladı.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünün her
yıl 1-7 Ekim tarihlerinde belirli bir tema çerçevesinde düzenlediği
haftanın bu yılki teması, ‘Cami ve Hayat’ olarak belirlendi.
Çeşitli etkinliklerle bir hafta boyunca
kutlanacak olan haftanın açılış programına Diyanet İşleri Başkanı Prof.
Dr. Ali Erbaş, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan ve
Kazakistan Müslümanları Dini İdare Başkanı Serikbay Oraz katıldı.
Ezan okunması ve Kur’an-ı Kerim
tilavetiyle başlayan programda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Bu
sene ‘Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nda; ‘Cami ve Hayat’ konusunu
gündeme taşıyoruz. Hayatın içinde camilerimiz var ve camilerde hayat
var gerçeğine daha güçlü şekilde dikkat çekiyoruz. Zira cami ile hayatın
arasını ayırdığımızda, camiden uzak kaldığımızda, kendimize ve
değerlerimize de yabancılaşıyoruz” dedi.
İnsanı ve varoluşun İslamî bir bakışla
anlamlandırıldığında, insanın yeryüzü ve hayatla ilişkisinde en önemli
unsurlardan birisinin de cami olduğunu ifade eden Başkan Erbaş, şöyle
konuştu:
“Kur’an-ı Kerim bizlere, yeryüzünde
insanlar için inşa edilen ilk mescit olarak Kâbe’den bahseder. Bu ayet-i
kerimeden anlıyoruz ki, insanın tarihi ile caminin tarihi iç içedir.
Bildiğiniz gibi Peygamber Efendimizin Medine’ye hicretle birlikte
yaptığı ilk işlerden birisi de Mescid-i Nebî’nin inşa etmek olmuştur.
Mescid-i Nebi ihtiyaçlarının karşılandığı, sorunların çözüme
kavuşturulduğu, kimsesizlerin himaye edildiği, bireysel ve sosyal
düzlemde her türlü mesele ile ilgili istişarelerin yapıldığı, kararların
alındığı bir merkez olarak görev ifa etmiştir. Edep, adap, ilim ve
irfanın aşılandığı bir mektep olarak hizmet vermiştir.”
“Cami ve mescitler, İslam toplumlarının kimliği haline gelmiştir”
Başkan Erbaş, Müslümanların hayatlarını
ve şehirlerini cami merkezli planlandıklarını belirterek, “Böylece bütün
yönleriyle hayatın, caminin öğrettiği ve temsil ettiği değerlerle inşa
edilmesi hedeflenmiştir. Camideki tevazu ve hakşinaslığın iş hayatına,
merhametin aile hayatına, şefkat ve zerafetin insan ilişkilerine yön
vermesi hedeflenmiştir. Neticede caminin bireye kazandırdığı adalet,
merhamet, yardımlaşma gibi ahlaki değerler toplumun huzur ve güvenini
sağlamada büyük bir görev ifa etmiştir. Dolayısıyla cami ve mescitler,
İslam toplumlarının kimliği haline gelmiştir” diye konuştu.
Camilerin tevhidin, birliğin, dirliğin,
sevginin, paylaşmanın, yardımlaşmanın sembolü olduğunun altını çizen
Başkan Erbaş, “Minberi ve kürsüsüyle, üstün insanlık nizamının
öğretildiği, ilim ve ahlak, marifet ve hikmet derslerinin verildiği ilim
merkezleri haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.
Başkan Erbaş, İslam düşüncesinde bilgi,
güzel ahlak ve toplumsal değerlerin camiden hayata doğru yayıldığına
dikkat çekerek, “İnsanların, çevreyle ve toplumla iyi ilişkileri camide
pekişmektedir. Müminlerin manevi dünyaları cami ile güçlü hale
gelmektedir. Camilerdeki manevi ortam kalplerin mutmain olmasına ve
huzur bulmasına yön vermektedir” şeklinde konuştu.
“Camideki ibadet ve samimiyetin varlığı, cami dışındaki istikamet ve güzel ahlak ile ölçülür”
Caminin müminin kendi kalbiyle
ilişkisinin ve Rabbiyle iman bağının en güçlü olduğu yerler olduğuna
dikkat çeken Başkan Erbaş, şöyle devam etti:
“Bunun caminin dışına yansıması ise
sorumluluk bilinci, hak duyarlılığı ve güzel ahlaktır. Erdemli insan
olmaktır. Dünyanın huzur ve güvenine katkı sunmaktır. Bu açıdan camideki
ibadet ve samimiyetin varlığı, cami dışındaki istikamet ve güzel ahlak
ile ölçülür. Takva, kalp temizliği ve manevi gelişmişlik, hayata insani
erdemler ve ahlaki değerler olarak yansır. Aksi halde kılınan namazlar
ve yapılan ibadetler, sahibini kötülüklerden, hayâsızlıktan, haksızlık
yapmaktan alıkoymuyor, onu merhamet ve güzel ahlak sahibi yapmıyorsa;
orada ibadetin gayesi, özü ve hikmeti yitirilmiş demektir.”
“Cami, İslam toplumlarında ortak bilincin ve şuurun oluştuğu mekândır”
Başkan Erbaş, camilerin, toplumun her
kesiminden insanların hiçbir ayrıma gitmeden bir araya geldiği mekanlar
olduğunu dile getirerek, “Bütün siyasi görüş ve farklı düşünüşlerin
üstünde, milletçe hep beraber kaynaşma, kardeşlik ve muhabbeti
yaşadıkları yerdir. İslam toplumlarında ortak bilincin ve şuurun
oluştuğu mekândır. Birlik-beraberlik duygularının en üst seviyeye
ulaştığı zemindir. Cemaatle kılınan her namazda, aynı safta bedenlerin
birlikte kıyam etmesi, kalıpların birliğinden kalplerin birliğine geçişi
sağlayan en önemli duruştur. Bütün bunlar ise bizlere takvada
yardımlaşmayı öğreten ve yaşatan değerlerdir. Bu yüzden camiler İslam’da
çok özel bir konuma sahiptir” şeklinde konuştu.
“İslam dünyasında camilerde fitne ve tefrika çıkartarak müminlerin en güçlü zemini yıkılmak istenmektedir”
Ümmettin beraberce sahiplendiği en güçlü
ortak zeminin camiler olduğuna işaret eden Başkan Erbaş, “İstiklal
mücadelesinden 15 Temmuz’a zor zamanlarımızda camilerimiz ortak hareket
noktamız olmuştur. Dolayısıyla birlik ve beraberlik açısından en güçlü
mekânımız da camilerimizdir. Bunu muhafaza etmek ve bu konuda hassas
olmak durumundayız. Zira son yarım asırlık süreçte, İslam dünyasında
camilerde fitne ve tefrika çıkartarak müminlerin en güçlü zemini
yıkılmak istenmektedir. Bunun için her birimiz, camilerimizi birlik ve
beraberliğimizin en muhkem kaleleri olarak sahiplenmek zorundayız” dedi.
Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı
olarak camilerin, İslam tarihi boyunca olduğu gibi hayatla iç içe olması
için gayret ettiklerini ifade ederek, camileri aslî fonksiyonları olan
ibadet mekânı olma özelliğini cami hizmetlerinin merkezi olarak
gördüklerini söyledi.
“Mescid-i Nebî’ye kadınlar da gelir, ibadetlerini yapar, sohbetlerden istifade ederlerdi”
Camileri, kadınların da erkekler kadar
rahat ibadet edecekleri mekânlar haline getirmek için yürüttükleri
çalışmaları aktaran Başkan Erbaş, “Bu anlamda büyük mesafe kat ettik,
eksikleri olan camilerimizi de hızlıca tamamlıyoruz. Önemle ifade
etmeliyim ki, imamlığını Peygamber Efendimizin yaptığı Mescid-i Nebî’ye
kadınlar da gelir, ibadetlerini yapar, sohbetlerden istifade ederlerdi”
ifadelerini kullandı.
Başkan Erbaş, gençler ve çocukların
camiye daha çok gelmeleri ve caminin değerleriyle tanışmaları için yoğun
faaliyetler yaptıklarının altını çizen Başkan Erbaş, “Sabah namazı
buluşmaları, cami müştemilatında gençler ve çocuklara yönelik mekânlar,
gençlik merkezlerimiz gibi alanlar üzerinden daha çok gencimizin
camilerin manevi atmosferi ile buluşmasını hedefliyoruz. Cami dersleri
ve camilerdeki kurslar ile camilerin ilim merkezi özelliğini
geliştirmeye çalışıyoruz. Cami sohbetleri, vaaz programları, Kur’an
ziyafetleri vb. vesilelerle camilerimizden irşat merkezleri olarak daha
iyi istifade edilsin istiyoruz.”
Camilerin fiziki planlaması ve
konseptinin geliştirilmesi için çalıştıklarına işaret eden Başkan Erbaş,
“Yeni cami tasarımı ile camilerimizin, toplumun her kesimine hitap
edecek nitelikte, kadın, çocuk, engelli, yaşlı bireyler için bütün
ihtiyaçlar açısından her yönüyle tam donanımlı şekilde planlanmasını,
herkesin rahat ve huzur içinde ibadetini yapabileceği şekilde dizayn
edilmesini sağlamaya çalışıyoruz. Dolayısıyla hem fiziksel hem de
işlevsel açıdan camilerimizi en iyi düzeye getirmek için çaba sarf
ediyoruz” diye konuştu.
“Cami ve Hayat” teması çerçevesinde fidan dikimi kampanyası
Başkan Erbaş, “Camiler ve Din
Görevlileri Haftası”nda, “Cami ve Hayat” teması çerçevesinde 6 Ekim
Pazar günü sabah namazından sonra bütün camilerde din görevlilerinin
öncülüğünde cemaatle beraber fidan dikimi gerçekleştireceklerini ifade
ederek, “Bu vesileyle milyonlarca ağaç dikmiş olacağız. Biliyoruz ki
ağaç, tabiata hayat vermektir. Böylece din görevlisi hocalarımız çevre
ahlakı ve tabiata karşı sorumluluk bilinci konusunda da en güzel
örnekliği göstermiş olacaklar” ifadelerini kullandı.
Camileri bütün değerleriyle
sahiplenilmesine ve camilere gitme alışkanlığının güçlendirilmesine
yönelik bir seferberlik başlatılmasına ihtiyaç olduğunu belirten Başkan
Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biliyoruz ki, içinde ibadet edilmeyen,
cemaati olmayan camiler “garip” kalmaktadır. Camileri garip kalan bir
Müslüman toplum hayat neşesini de kaybeder. Camileri mahzun bir milletin
gönülleri de mesrur olmaz. Camileri garip ve mahzun bırakmamanın yolu,
her vakitte içinde ibadet etmektir. Ailelerimiz ve çocuklarımızla
beraber her Ezan-ı Muhammedînin ardından camilerin huzur veren ikliminde
buluşmaktır. Nitekim kıyamet günü Peygamberimizle beraber olacak 7 grup
insandan birisi de, “kalbi mescitlere bağlı müminlerdir”. Sadece fiziki
varlığıyla da değil, kalbi, ahlakı ve hayat değerleriyle mescide ve
onun temsil ettiği değerlere bağlı kimsedir. Bunun için, büyük
fedakârlıklarla camiler inşa eden aziz milletimizden, aynı ilgiyi ve
heyecanı camilerimizde ibadet etmek için de göstermelerini arzu
ediyorum.”
“Camilerimiz ancak, hocalarımız sayesinde hayatla içi içe olacaktır”
Başkan Erbaş, din görevlilerinin Hazreti
Peygamberin mirasını omuzladıklarını dile getirerek, “Görev yaptığımız
mihraplar, minberler, kürsüler peygamber makamıdır. İnsanlara
anlattıklarımız ise Allah’ın kitabı ve Resulünün sünnetidir. Bu şuur ve
azimle İslam’a ve insanlığa hizmet için çalışmak büyük bir nimet ve
onurlu bir görevdir. Biliyoruz ki; camilerimiz ancak, görevinin
şuurunda, bilgili, mesleğini seven, milletine ve dinine hizmet etmeyi en
büyük şeref sayan din görevlisi hocalarımız sayesinde hayatla içi içe
olacaktır” şeklinde konuştu.
Başkan Erbaş, gece-gündüz demeden İslam’a hizmet eden hocalara teşekkür eden Başkan Erbaş sözlerini şöyle tamamladı:
“Mihraplardan ibadet ve hakikate
önderlik eden imam-hatiplerimize, Ezan-ı Muhammedî ile gök kubbeyi mamur
eden müezzinlerimize, zihinleri, gönülleri ve hayatları Kur’an ile
buluşturan Kur’an kursu öğreticilerimize, Kürsülerden hakikatin sesini
yükselten vaizlerimize, Teşkilatımıza nitelikli kadrolar yetiştiren
eğitim görevlilerimize, Şehirlerin manevi rehberleri müftülerimize ve
milletimize hizmet etmeyi en büyük paye sayan bütün teşkilat
mensuplarımıza, fedakâr hocalarımıza tekrar teşekkür ediyor, “Camiler ve
Din Görevlileri Haftası”nı tebrik ediyorum.”
Programda, Camiler ve Din Görevlileri
Haftası kapsamında düzenlenen yarışmalarda dereceye girenlere ödülleri
verildi ve müezzinler tarafından sala okundu.
Programa Diyanet İşleri eski Başkanı Lütfi Doğan, Başkanlığın üst düzey yöneticileri ve çok sayıda davetli katıldı.
Kaynak: Diyanet İşleri başkanlığı İnternet Sitesi