8. Yılında FETÖ İhanetinden Alınacak Dersler

Hasan Pir

Ülkemizde; tarih boyunca insanımızın iyi niyetini suistimal eden, devletine, vatanına, dinine ihanet eden pek çok kişi ve oluşum ortaya çıkmıştır.

Art niyetli kişiler, örgütler ve devletler insanımızın hassas duygularını kullanıp onları kötü niyetlerine alet etmişlerdir. Bu durumu en çok ırkî ve dinî sahalarda görmek mümkündür. Kürt kökenli vatandaşlarımızı kullanan PKK ihaneti ile Anadolu’nun saf İslâmî hassasiyetini suiistimal eden FETÖ ihaneti bunların en bariz örnekleridir.

İki gün sonra, 15 Temmuz 2024 tarihi; dünya ihanet ve terör tarihine “15 Temmuz FETÖ Darbe Girişimi” olarak geçen olayın sekizinci yıl dönümüdür.

FETÖ Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016 tarihinden bugüne geçen sekiz yıl boyunca FETÖ örgütü ile ilgili her şey yazıldı, çizildi, söylendi… Hâlâ da yazılıp çizilip söylenmeye devam ediliyor.

Devletimiz bu tehlikeli yapıyı çözüp gereğini yaptı ve yapıyor.

Dün olduğu gibi bugün de yarın da karşımıza yeni FETÖ ihanetlerinin çıkmaması için her vatandaşımızın bu ihaneti iyi analiz etmesi gerekir.

FETÖ OLAYINDAN ALINACAK DERSLER VAR

FETÖ olayından millet olarak gerekli dersleri çıkarmalıyız. Bu acı tecrübe ile bundan sonra dinimizi her zamankinden daha hassas, daha şuurlu öğrenmek ve yaşamak durumundayız. Ölçümüz; İslam kaynaklarının dinin yaşanılırlığında ölçü olarak kabul ettiği “Kur’an, Sünnet, icma-i ümmet ve kıyas-ı fukaha”  kaynakları olmalıdır.

Yani ifrat ve tefritten uzak, istikamet üzere olan bir İslamiyet’i en güzel öğrenip, yaşamak ve yeni nesillere de aktarmak mecburiyetindeyiz. Çünkü din hayatın hayatıdır. Bu milletin ihyası ise doğru İslamiyet’i ve İslamiyet’e ait doğruluğu yaşamakla mümkün olacaktır.

FETÖ’NÜN ENGELLENMESİNDE MÜSPET SİVİL DİNÎ YAPI VE CEMAATLERİN ÖNEMİ

Anadolu’da bidayetten beri hep sivil dini yapılar olagelmiştir ve Anadolu’nun İslam’ı öğrenmesinde ve yaşamasında etkileri yüksek olmuştur. Bundan sonra da bu dini sivil yapılar Anadolu’da hizmet etmeye devam edecektir. Çünkü bu yapılar Yunus’un, Mevlana’nın, Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevî’nin ve Bediüzaman’ın ifrat ve tefrite kaçmayan istikametli irfan mektebleridir.

Bugün Anadolumuzda yüzlercesi var olan bu müspet sivil oluşumlar, devlet işlerine karışmadan ve devlet işlerine bulaşmadan müspet çalışmalarına devam etmek mecburiyetindedirler.

Ülkemizdeki sivil dini oluşumları FETÖ ile karıştırmamak gerekir.  Bugün ülkemizde Risale-i Nur Camiası başta olmak üzere pek çok dini sivil yapı FETÖ hareketinin durdurulması noktasında çok önemli görev üstlenmişlerdir. FETÖ’nün tuzağına çekilen pek çok genç, müspet dini yapılarca kurtarılmıştır.

HANGİ ÖLÇÜ BİZE DOĞRUYU GÖSTERİR

Bediüzzaman Said Nursi’nin  “Münazarat”  adlı eserinde ortaya koyduğu ölçü, sivil dinî  yapıları doğru tanımak ve doğru analiz etmek için önemli bir ölçüdür.

Bediüzzaman Hazretleri Şöyle diyor:

“Hiçbir müfsid ben müfsidim demez. Daima sûret-i haktan görünür. Yahut bâtılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge (ölçüye)  vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette geziyor. Hatta benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz. Belki ben de müfsidim. Veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyleyse, her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. İşte, size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın, mihenge(ölçüye) vurunuz. Eğer altın çıktıysa kalbde saklayınız. Bakır çıktıysa, çok gıybeti üstüne ve bedduayı arkasına takınız, bana reddediniz, gönderiniz.” (Kaynak: Münazarat – Risale-i Nur Külliyatı’ndan)

İster dinî olsun, ister din dışı konularda olsun; kişilere de, gruplara da, cemaatlere de, derneklere de, partilere de, tüm fikri izm’lere de araştırmadan, incelemeden, tartmadan, düşünmeden, ölçüye vurmadan kayıtsız şartsız teslimiyetler insanları sonu belli olmayan girdaplara götürür ve sonunda da vatan haini yapar çıkar. Onun için Bediüzzaman Hazretleri’nin yukarıdaki cümleleri her türlü yapıyı tanıma da önemli bir kılavuz hükmündedir.

Allah (c.c) dan istek ve duamız; devletimizin, milletimizin ve vatanımızın bir daha FETÖ gibi bir ihanetle karşılaşmamasıdır.

Güzel günler dileğiyle.