ADELET NEDİR?

İnsanoğlu kendi yaptığı
eylemlerin doğruluğu ( doğru olup olmadığı) konusunda neden ikinci ya da üçüncü
bir kişinin görüşüne ihtiyaç duyar?

İki kişinin duyu organları (gözleri) aynı oranda aynı şeyi görmüyor mu? Bir aslanın kovalayıp parçaladığı bir ceylanı seyreden iki insanın bu manzara karşısında düşündükleri farklı mıdır? Birisi ceylanı mağdur görürken ikincisi aslanın çok koşup terlediğini, yorulduğunu bu yüzden ceylanın suçlu olduğunu düşünebilir mi? Bir serçe yuvasından minik yavruları pençeleriyle tutup kaldıran ve sonrasında onu keskin gagası ile kesip yiyen kartal ile serçe arasındaki bu olaya bakan iki farklı göz farklı mı düşünür? Serçeye “sen  de kartalı kızdırdın o yüzden bunlar başına geldi” diye suçlayan birisi olabilir mi.? Bu iki örneğin hep güçlü ve güçsüzü ele aldığı için adalet ile çok bağlantılı olmayacağı düşünülebilir. Peki, birlikte avladıkları avı paylaşamayan iki aslanın öldüresiye bir kavgadan sonra birinin diğerine galip gelmesinden sonra avın tamamını tek başına yedikten sonra ikinci aslanı bölgeden uzaklaştırması izleyen iki gözden birisi farklı mı düşünmektedir? Şöyle mi der? “Bu aslan senden daha akıllı ,daha gösterişli, daha iyi niyetli  ö yüzden o av onun hakkıdır” mı der.!

Bu üç olayı izleyen
bütün gözlerin aynı şeyi gördüklerine ve aynı şeyi düşündüklerine hiç şüphe
yoktur. Hepimiz haklıyı ve olması gerekenin ne olduğundan hem fikiriz. Ya
insanlar bir konu üzerinde anlaşamamışsa hükmünüzü hemen verebilir misiniz?

Taraflardan birisinin
sizin ailenizden olması ya da;

Sülalenizden olması,

Aşiretinizden olması,

Köyünüzden olması,

Aynı siyasi görüşten
olması,

Aynı  dine mensup
olmanız,

Aynı mezhepten olması,

Aynı mahallenin çocuğu
olması,

Bütün bu sebepler sizin
yargınızı değiştirir mi?

………………………………………

Vereceğiniz karar
sonrasında;

Yalnız kalma korkunuz,

Dışlanma korkunuz,

Maddi kayıp korkunuz,

Terfi ya da tenzili
rütbe korkunuz,

Güçlü bir gruptaki
aidiyetinizin kaybolması korkunuz,

Sizi karar alırken
haklıdan değil de haksızdan yana taraf olmaya zorlar mı?

………………………………………

Söz konusu sizseniz,
hüküm sizin hakkınızda verilecekse yargıcın;

Adil olmasını,

Adaletle hüküm
vermesini,

Olayın bütün yanlarıyla
incelenip aydınlatılmasını,

Verilen kararın
vicdanları rahatlatmasını,

Toplumun kamu düzenini
sağlamada emsal bir karar olmasını,

İster misiniz?

………………………………………

Karar adi bir şekilde
verilmiş ve  sonunda siz mağdur olduysanız, ceza aldıysanız;

Haklı bir yargılamanın
sonucunda haksız bulunduğunuzu,

Bir cezayı hak
ettiğinizi,

Kişisel olarak siz ceza
alsanız da bunun kanunlar gereği olduğunu,

Kanunların böylelikle
kamu düzenini sağladığını,

Yargı mensuplarının
sadece işini yaptıklarını,

Düşünür müsünüz?

………………………………………

Yargılama esnasında sizden
yana olmayıp olayın aydınlatılmasından yana olan tanıklara,

Düşmanlık, kin, nefret,

Öç alma, hakaret

Küfür içerikli sözler
sarf eder misiniz?

………………………………………

Adelet; bütün bu
soruların hiç birinden etkilenmeden doğru hüküm vermektir.

Güçlüleri değil haklıyı
korumaktır.

Üstünleri değil, hukuku
üstün kılmaktır.

Adaletin; bütün
sistemlerin ana dişlisi olduğuna bilerek hüküm vermektir.( Adeleti çarkın büyük
dişlisi olarak düşünürsek; ekonomi, sağlık, güvenlik, eğitim dişlileri onun etrafında,
onun sayesinde sağlıklı bir şekilde dönerler)

Velhasıl: insan
yaradılışı gereğidir ki, hep haklı çıkmak istemekte, hep kazanan tarafın
kendisi olmasını beklemektedir. İşte tam da bu nedenledir ki; Adelet, kişinin
beklentilerini değil toplumun beklentilerini göz önünde tutan, hükmünü tarihin
birikimlerindeki  doğruluk, dürüstlük, tarafsızlık, kamu yararı gibi
evrensel normlar üzerinde inşa eden sağlam bir yapıdır.