AHLÂKSIZLIĞIN REKLAMINA ÂLET OLMAYALIM

Tarih
boyunca pek çok kavim Allah’ın yasak kıldığı davranışları yaptığı için helakolmuş, taş olmuş ve cehennemi boylamıştır.

Lût
Peygamberin kavminin yaptığı yanlış davranışlar da bunlardan biridir.

İyinin
ve kötünün, hayrın ve şerrin tarifini ve sınırını Allah (c.c.) belirleyip
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’ e bildirmiştir.

Her
mü’min için iyilik ve kötülüğün sınırları İslam dini tarafından belirlenmiştir.
Yani ölçü Kur’an ve sünnettir. Yoksa herkese göre bir ölçü olmaz. Herkese göre
bir ölçü yanlışlığın ve çöküşün başlangıcı olur. Çünkü; ölçüleri yanlış
olanların bütün ölçümleri yanlıştır.

“Emri bil maruf nehyi anil münker” olarak ifade edilen dini ölçüye göre bir Mü’min
Allah’ın emrettiklerini yapacak ve iyiliği emrederken hem kendisi hem de çevresindeki insanları kötülükten
vazgeçirmeye çalışacaktır.

AHLÂKSIZLIKLA VE KÖTÜLÜKLERLE MÜCADELE NASIL OLACAK?

Mü’min
olarak bizlerin kötülüklerle mücadele etme vazifemizde vardır. Bu mücadele
ise  üç yol ile mümkündür. Hadis-i
Şerifte Peygamberimiz bu konuyu tarif etmiştir. Peygamberimiz Hz. Muhammed
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Bir kötülük gördüğünüz
zaman elinizle, gücünüz yetmezse dilinizle, ona da gücünüz yetmezse kalben buğz
ediniz.”
 (Tirmizi).

Kötülüklere
el ile engel olmak, dil ile engel olmak ve kalp ile engel olmak.

Kötülüklere
el ile engel olmak aile büyüklerinin aile ve akraba çevresinde yapacağı bir iş
olsa da toplum ve daha geniş çevrede bu iş devletin yapacağı bir iştir.

Dil
ile engel olmak her ferdin konuşarak ve yazarak yapacağı bir mücadeledir.
Kötülüğün engellenmesi için ilgili kurum ve yetkililerle görüşmek ve onlara
olayı yazı ile bildirmek bu kapsamdadır. Bu yolu her mü’min denemeli ve
toplumda gördüğü kötülüğü yetkililere yazıp bildirmeli, tedbir almaları
istenmelidir.

Kalp
ile mücadele ise dualardır. İnsanların ıslahı, ıslah olmayanların
cezalandırılması için Yüce Allah’a her zaman dua etmek gerekir.

AHLAKSIZLIK VE KÖTÜLÜKLERİN REKLAMINA ALET
OLUNMAMALDIR

Ahlaksızların
yaptığı ahlaksızlıkları, özellikle sosyal medya platformlarında reklamlarına
alet olacak şekilde paylaşmamak gerekir. Onların ahlaksız resim ve
fotoğraflarını, söz ve davranışlarını aleni olarak toplumla paylaşmak bazen
fayda yerine zarar vermektedir. farkında olmadan ahlaksızlığın ve ahlaksızların reklamını yapmış oluruz.
Allah korusun iyilik yapalım derken şerrin artmasına sebep oluruz. Yani batılı
tasvir ederek insanları zihinlerini, kalplerini, ahlaklarını bozmuş oluruz. Özellikle genç neslin merakını tahrik ederek, onları
da bu ahlaksızlıkların kucağına düşürmemek gerekir.

Bu
konuda İslam âlimleri şu ölçüyü koymuşlar:

“Batılı tasvir safi zihinleri idlaldir”.

Yani
batıl olan davranışları anlatmak, tasvir etmek saf zihinleri dalalete, kötülüğün
içine  atmak demektir.

SON ZAMANLARDAKİ AHLÂKSIZLIKLARA DİKKAT VE
TOPYEKÜN MÜCADELE

Son zamanlarda Lût kavminin helak olmasına neden olan
davranışları sergileyen ahlâsızların ülkemizde de Müslüman mahallesinde
salyangoz sattıklarına şahit oluyoruz.

Bu; Dine, İslamiyet’e, ahlâka, insaniyete zıt davranış
sergileyenlere öncelikle Devletimizin engel olması gerekir. Bu konu devletin
anayasal bir görevidir. Nesli korumak devletin görevidir.

Bu konuda vatandaşlar olarak bizler devlet kurum ve
yetkililerine ne kadar çok dilekçe gönderirsek, onlara ulaşırsak o kadar etkili
olacaktır.

Bu çok önemli konuda her vatandaşımız, eli kalem tutan
herkes, STKlarımız vakit geçirmeden bu ahlaksızlığa engel olmak için devlet
kurumlarına ve yetkililerine ulaşmalıdır.

AHLÂKSIZLIK YAPMAK BİR İNSAN HAKKI DEĞİLDİR

Bu ahlaksızların ahlaksızlıklarına devletimiz engel
olmalıdır. Bunların yazmaları, çizmeleri, yürümeleri velhasıl her türlü ahlaksızlıklarını
topluma reklam edecek her şeyin önü kesilmelidir. Ahlaksızlık hiçbir dinde,
hiçbir kültürde, hiçbir millette insan hakkı değildir, özgürlük değildir, demokratik
bir hak değildir. Hayvanileşmektir, canavarlaşmaktır, yobazlaşmaktır,
alçalmaktır…

Unutmamak gerekir ki;  Cennet ucuz olmadığı gibi Cehennem de lüzumsuz
değildir.