HASAN PİR’İN KÖŞE YAZISI
“Yazmak ve okumak” insana has bir davranış… Şuurla yazan ve yazdığını şuurla okuyan bir başka canlı yok…
Papağanların konuşmaları şartlı refleks… Konuştuklarının ne anlama geldiğini bilemez ve idrak edemezler…
Kolumuzdaki saat de zamanı bize bildirir ama kendisi zamanın ne olduğunu bilemez, anlayamaz…
******
Şuurlu yazma, okuma ve öğrenme yeteneği sadece insanlara verilmiştir.
İnsan, aklı sayesinde görmediğini gördüğü ile bilmediğini de bildiği ile kıyas yaparak öğrenir…
İnsana verilen aklın bir diğer özelliği de objeler arasında ilgi kurarak sonuca gidebilmesidir… İnsan görmese ve tanımasa da bir binanın ustasının var olması gerektiğini aklı sayesinde bulabilir. Bir yazının yazarını tanımasa da o yazıyı yazan birinin olduğunu yine aklı sayesinde düşünür, bilir.
Siz “SU” kelimesini yazacaksanız, “S” ile “U” harflerini yan yana getirmek zorundasınız. Su yazmak için 29 harf içinden iki harfin yan yana getirilmesinden başka da yol yoktur…
SU gibi iki harflik bir kelimenin bile yazılmasının tesadüfen olması mümkün değildir? Yani bir yazanı olmadan SU kelimesinin yazılması hiçbir zaman mümkün olamaz… Mutlaka bir yazan olacak, o yazan düşünecek, düşüncesini geçireceği bir kâğıt olacak, o kâğıda da bir kalemle yazacak…
“SU” gibi iki harften oluşan bir basit kelime bile tesadüfen yazılmaz iken, “SU” yun kendisinin tesadüfen olması mümkün değildir. Yani ‘SU’ kelimesini iki harfle yazan birisi olduğu gibi, Suyun kendisini de yaratarak yazan biri olmalıdır. Bu da Ancak Allah’tır.
İnsan olarak bizler iki harfi yan yana getirerek SU yazarız. Allah (c.c.) da iki Hidrojenle bir Oksijen harfini yan yana getirerek (H2O) SU yazmıştır.
Kâinat muazzam bir kitap, her yaratık bir kelime…
Yazılan varsa her zaman bir yazan var olmak zorundadır…
Nasıl ki SU kelimesinin yazılmasında tesadüf yoksa; suyun, havanın, toprağın, güneşin ve canlı ve cansız tüm mahlukatın oluşumlarında ve yaratılmalarında da hiçbir zaman tesadüf yoktur, şuur vardır, ilim vardır, bilgi vardır, kudretle yaratma vardır.
Bir basit iğne bile ustasız olmazken, canlı ve cansız tüm varlıkların ustasız olması düşünülebilir mi?
Basar yani göz yaratılmışları görürken, basiret yani akıl gözü de onları yaratan ve yapan Allah’ın varlığını görmek ve kabul etmek zorundadır.
******
Her yaratılan mevcudat Allah’ın varlığının birer delilidir.
Kul olarak görevimiz; Allah’ın varlığını ve birliğini kabul edip, Alemlerin Rabbi olan Allah’a (c.c) Mukaddes Kitabımız Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s.v.) ın gösterdiği yolda ve istikamette kulluk yapabilmektir.
Güzel günler dileğiyle.