ALLAH’IN VERDİĞİ NİMETLER VE TEŞEKKÜR

Prof.Dr. Şener Dilek Şuayp Aleyhisselam, peygamberler içerisinde hitabeti yüksek bir peygamberdir. Hatip bir peygamber…  Çok beliğ konuşan bir peygamberdir. Cemaatine  şöyle bir misal vermiş, demiş ki; bir insan düşünün ki karda, boranda, fırtınada, tipide, zelzelede kalmış, hava çok soğuk, ayağında ayakkabı yok, ayakları donacak, perişan bir vaziyette böyle bir insan var… kendinizi öyle düşünün… Bora, […]

Prof.Dr. Şener Dilek

Şuayp Aleyhisselam, peygamberler içerisinde hitabeti yüksek bir peygamberdir. Hatip bir peygamber…  Çok beliğ konuşan bir peygamberdir. Cemaatine  şöyle bir misal vermiş, demiş ki; bir insan düşünün ki karda, boranda, fırtınada, tipide, zelzelede kalmış, hava çok soğuk, ayağında ayakkabı yok, ayakları donacak, perişan bir vaziyette böyle bir insan var… kendinizi öyle düşünün… Bora, fırtına, tipi, zemheri, ayaklarınız çıplak… ayakkabı alacak paranız yok, gücünüz yok, iktidarınız yok… Böyle bir durumda birisi size güzel bir ayakkabı alsa, hediye etse siz ona ne yapardınız? Cemaat demiş ki biz o zata teşekkür ederiz ve ona minnettar oluruz.

Peki, bir insan da düşünün ki yine hava çok soğuk, soğuktan elleri donmak üzere, parmakları birbirine yapışmış bir vaziyette, perişan… Böyle bir durumda biri size bir eldiven alsa, bu eldiveni veren insana siz olsanız ne yapardınız? Demişler ki ona da teşekkür ederiz.

Hava çok soğuk, dehşetli, kar, bora fırtınada başı açık, başı donacak bir insan düşünün… Böyle bir durumda biri sizin kafasına da başlık alıp geçirse ona ne yapardınız, demişler ki ona da teşekkür ederiz.

Bu kısa sor cevaptan sonra, Şuayp Peygamber cemaatine mesajını vermiş. Size bir ayakkabı hediye edene minnettar oluyorsunuz, teşekkür ediyorsunuz da  Allah sizlere ayakkabı deği, ayak verdi ayak… Siz, eldiven takana teşekkür ediyorsunuz, ona  minnettar oluyorsunuz. Allah size eldiven vermedi, el taktı el…  Başınıza bir başlık geçirene, soğuktan o başı koruyana teşekkür ediyorsunuz… Allah size şu başı ikram etti… Asıl yaratan, yaşatan, bütün nimetleri önümüze seren ve sergileyen O Allah (c.c.) dır.

İnanlar dünya ile kayıtlı mı hayır. Biz, imanımızı muhafaza edersek, Allah’a kulluk görevini yerine getirirsek hakiki bir Müslüman manasında kulluk görevimizi ifa ve icra edersek bu nimetler “halidine fiha Ebeda” dar-ı bekada Cennet’te ziyafet-i daimi olarak devam edecek.

Dikkat ve ibretle bak… Michelangelo’nun yaptığı Musa heykeline bak… Hz. Musa’nın heykelini mermerden yapmış. Heykelin gözü var ama o gözler görmüyor, kulağı var ama o kulak işitmiyor, ağzı var ama o ağız konuşmuyor, burnu var ama o burun koku almıyor… Aklı yok, şuuru yok, aşkı yok, davası yok, sevdası yok, ilimi yok, mahareti yok, şefkati yok, merhameti yok… sadece taş…

Bakın şimdi Allah insanı yarattı. İnsanın gözü görüyor, kulağı işitiyor, ağzı konuşuyor, ayağı yürüyor, şuur var…  Allah insana kelam verdi, beyan verdi, şuur verdi, yüzlerce binlerce hissiyat taktı  ve yarattı… Allah insanı mucize olarak yarattı…

Robot teknolojisi ne kadar gelişirse gelişsin robot rüya görebilir mi? Robot rüya göremez. Robotta şefkat var mı, acıma var mı, merhamet var mı, ideal var mı, hamiyet var mı, cesaret var mı, yiğitlik var mı, cömertlik var mı?..

Cenabı Hakk’ın yerde ve gökte en mucize eseri, en büyük sanatı kim, insan. Allah, insanı yarattı. Bakın şimdi insanın ağzına. Ağız bir mucize, istediğin şekilde konuş. Pili yok, pirizi yok. Mükemmel ve müzeyyen, kudret mucizesi,  Allah’ın mucizesi.

Cenabı Allah bizi ülfetten muhafaza etsin. Cenabı Allah (c.c.) bize kul olma şuuru versin. Cenabı Allah bizi kendisine hakiki kul, Peygamberimiz Resulü Ekrem (a.s.v)’ a hakiki ümmet eylesin. Amin.

Exit mobile version