Hasan Pir
Kâinatta, mikro âlemden makro âleme kadar yaratılmış tüm varlıkların vücutlarında gözle görülür bir ölçü ve bir uyum bulunmaktadır. İnsan gözünün ve aklının görmekte zorlanmadığı bu mükemmellik, bilimlerin ifadesiyle bir “altın oran” özelliği taşımaktadır.
Bütün varlıklara, özellikle de canlılara planlı ve hikmetli bir kalıptan çıkmış gibi ölçülü bir vücudun verilmesi “altın oranlı” bir yaratılışın en güzel ispatıdır. Bu bağlamda, her şeye en kısa yoldan, en güzel bir surette, en hafif bir tarzda, kullanımca en kolay bir şekilde, en israfsız bir vücut vermek, suret giydirmek, ancak her şeyin yaratıcısına, kudreti sonsuz olan Yüce Allah’a has bir özelliktir.
RUH-BEDEN ARASINDAKİ ALTIN UYUM
Canlıların fizikî vücutlarında görünen “altın oran”ın daha da mükemmeli, aslında beden – ruh uyumunda görülmektedir. Yani “altın uyum…”
Bir aslanın ruhuna tavuk vücudu giydirilseydi ne olurdu? Altın uyum olur muydu? O zaman zavallı aslan ne yapacaktı? Parçalayacak ama dişi yok, tırmalayacak ama pençesi yok…
Bir tavuk ruhuna da aslan elbisesi giydirilseydi, o zaman da o tavuğa hayat zehir olurdu. Her şeyden korkan bir ruh, ama kullanılamayan koskoca bir yele, dişler ve pençeler…
Allah’ın, her canlıya, o canlının ruhuna uygun bir vücut elbisesi giydirmesi, yaratılışın her noktasında görünen bir “altın uyum” gerçeğidir.
Aslında, yaratılış sisteminin hiçbir yerinde, “altın uyum” dengesine ters düşecek bir karışıklığı, bir tesadüfü görmek mümkün değildir. Her şey bilinerek, hesaplanarak yapılmış, yaratılmıştır.
Allah (c.c.); Kur’an-ı Kerim’in Mülk Suresi 3. Ayetinde “Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin” buyurduğu gibi, Kamer Suresi 49. Ayette de “Geçekten biz her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık” buyurmaktadır.
Yüce Allah’ın kâinatta mükemmel yaratılış eserlerini gören insan gözü ve insan aklı, Allah’a kullukta şuurlu bir adım atmış demektir. Bu şuurun da ilk basamağı ibadetlerimiz olmalıdır.
Güzel günler dileğiyle.