Aruz Kalıplarında Hikmet Pırıltıları (11)

Şair Ali Özdoğan

BENLİĞİN MAHPUSU

Çalışmamış haset eyledi gıpta

Acep rızık bulan var mı yatıp da

Yazık devâ da yok derdine tıpta

Nedür şu hal nedür söyle utansın

Devâsa benliğin mahpusu nâdan

Nehâr arar güya berkte ziyadan

Meded gelür ya hep nefs ü riyâdan

Hazırda nur sanan derdine yansın

Mefâilün mefâîlü feûlün

BÜLBÜL

Seslendi benim kalbimi duymuş gibi bülbül

Hâr sînede feryâdına uymuş gibi bülbül

Gülzâra açar hâlini buymuş gibi bülbül

Hâr sînede feryâdına uymuş gibi bülbül

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

KÜFFAR BİZİ BEKLE

Çoktan tanıdık biz seni küffâr bizi bekle

Dâhilde seçip beslediğin sinsi köpekle

Zannetme uyur milletimiz kendini kandır

Mâzîde görüp titrediğin bil ki bu kandır

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

AŞK

Doymaz ki gönül neşvede sevmeklere doymaz

Rûhunda o sevdâ onu hiç bir yere koymaz

Vallahi kaderden yazıdır câna safâ aşk

Nîmet bilirim sevgiyi ben Hakk’a vefâ aşk

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

ANDELİB

Rûhumda şakır goncasına bahardan gelip

Neş’eyle o aşk şarkısını sunar andelib

Pür coşku semâlarda onu anar yükselip

Neşeyle o aşk şarkısını sunar andelib

Mefûlü mefâîlü mefeilün fâilün

YAKAR

Meğer dâimî durmaz firkatin bâdı esen

Yakar kor misal cânâ sevdi göynüm de desen

Elem sor emellerden aşka düşmüşlere sen

Yakar kor misal cânâ sevdi göynüm de desen

Feûlün mefàîlün fâilün müfteilün

ENGEREK

Bir damla su idün sen devridüp oldun güyâ

Akletmeye ne hâcet ben deyûben gör rüyâ

Rûhun nerede bilmem nefse âcil gem gerek

İnsan gibi göründün engerekten engerek

Mefûlü feilâtün fâilün müstef’ilün

VAZGEÇME

Yazmış ya kader rûha elem dolsa da aşktan

Vazgeçme gönül cevr ü cefâ olsada aşktan

Yıllar su misal bet ü beniz solsa da aşktan

Vazgeçme gönül cevr ü cefâ olsada aşktan

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

SIRRI NEDİR?

Ah sırrı nedir aşka düşen gamda kalır hep

Gör can kırılır sevgililer camda kalır hep

Firkat yetişir nağme-i hüzzamda kalır hep

Gör can kırılır sevgililer camda kalır hep

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

KIZGIN ARUZ!

Bana saygın görünür kendini bilmez mi rezil

Nâm içün kullara kul zul’le ezildikçe ezil

Yetişir dost diyemem rûhu satıp çul alana

Veremem zerre değer fâniye tapmış yılana

Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

ZAMÂNE ARUZU

Rakkase misal döndü makam ver diye diye

Zannetti rezil namı sürer hep biteviye

Vallahi tanır kendi ezik sakladı güyâ

İbret alınır halini gör yerde seviye

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feilün