Aruz Kalıplarında Hikmet Pırıltıları (19)

Şair Ali Özdoğan

SONBAHAR HÜZNÜ

Sonbahâr hüznüne ağlar yine derd-nâk mı deniz
Dalgalar hıçkırıyor sanki dövermiş gibi diz
Hani mehtâba dalan sevgililer yok iziniz
Dalgalar hıçkırıyor sanki dövermiş gibi diz
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

CANA

Sen bahtıma gün gönlüme eş rûha güneşsin
Nîmet mi kılar Rabb-i Rahîm aşkını cânâ
Firkatte ne zor sînede kor kalbe ateşsin
Vallâhi değişmem seni yaksan da cihâna
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

İKRAM-I İLAHİ

Titrer şu gönül sevgili en tatlı hevâsın
Derd içre safâ sırlı şifâ sen ki devâsın
İkrâm-ı ilâhî, bilirim rûha nevâsın
Derd içre safâ sırlı şifâ sen ki devâsın
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

BEKLER

Açılıp sevgili bekler nicedir bâb-ı gönül
Nerdedir nerde acep gelse o erbâb-ı gönül
Bilemez hiç bilemez aşk çile seylâbı gönül
Nerdedir nerde acep gelse o erbâb-ı gönül
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

UNUTAN SEVMEYECEK

Saklamış lâne-i kalbim seni yıllar silemez
Bilemez aşkımı cânâ kime sorsan bilemez
Unutan sevmeyecek hiç ki o sevmek dilemez
Bilemez aşkımı cânâ kime sorsan bilemez
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

BÂD-I SABA

Derdiyle yanarken şu gönül aşk-ı serabın
Es bâd-ı sabâ rûha sunup şevk ü tarâbın
Hicrânına neş’eyle yetiş kalb-i hârâbın
Es bâd-ı sabâ rûha sunup şevk ü tarâbın
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

GÖNÜLDEN SEVMEYENLER

Ah ferâgat eylemem hem aşkı ağyar kıskanır
Kim sanır rûhumda nakşetmiş ya Mevlâ kim sanır
Aldanır cânâ gönülden sevmeyenler aldânır
Kim sanır rûhumda nakşetmiş ya Mevlâ kim sanır
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

AŞK BÖYLE MİDİR?

Bir neş’eli rûyâda gönül söyle uyansın
Aşk böyle midir firkati bin dert gibi ansın
Bilmezse ateşler gibi ah kor gibi yansın
Aşk böyle midir firkati bin dert gibi ansın
Mefûlü mefâîlü Mefâîlü feúlün

SENSİN

Ol beste-i bercestede sen, sen yine sensin
Güldeste desem rûhuma şâyeste de sensin
Dil-beste bilip bakmadı hiç çeşm-i siyâhın
Âheste o mehtâba çıkan seste de sensin
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

GÜZÜN SIRRI

Ne o sevdâlı bakışlar ne o ardında hüzün
Ne muammâ bırakışlar ne acep sırrı güzün
Ah o firkatle yakışlar değişen rengi yüzün
Ne muammâ bırakışlar ne acep sırrı güzün
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

GÖNÜL

Gel sakla gönül sırrını sen kimseye açma
Aşk nîmetidir bil ne olur sev geri kaçma
Koymuşsa verir kalbine sen eşkini saçma
Aşk nîmetidir bil ne olur sev geri kaçma
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

NİCEDİR…

Güze düştüm kuru gül yaprağı pek yâreli ben
Nicedir sevgiye küskün o ciğerpâreli ben
Âh eder söyleyemem ah umarım yâr eli ben
Nicedir sevgiye küskün o ciğerpâreli ben
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

AŞK

Desünler bî-nevâdur aşk şu kalbim’çün revâdur aşk
Ki bâb ül muhtevâdur aşk çal gönül gör ne hikmettür
Hüzün yok hem devâdur aşk zannederler hevâdur aşk
Ki bâb ül muhtevâdur aşk çal gönül gör hakîkattür
Mefâîlün mefâîlün fâilâtün mefâîlün

BETER ETTİN

Vaslı Leylâ intizârından beter ettün beni
Gel şu Mecnûnun fizârından beter ettün beni
Ah hezârânın bi-zârından beter ettün beni
Gel şu Mecnûnun fizârından beter ettün beni
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

CAHİL

Zanneder yok beklemez hem azrailden dâveti
Şol mürekkep cehl içinden sürdürür adâveti
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

CANA

Ah sanki bahar neş’esidir rûha hitâbın
Saklar şu gönül aşkını hep sır gibi cânâ
Sezdikçe gönül şad oluyor neşve-i tâbın
Nîmet bilirim vaslını değmez mi cihâna
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

ÖMÜR DEDİĞİN

Ah cân içre candır ömür dediğin
Bir lahzâ, şu andır ömür dediğin
Ümmîd-i zamandır ömür dediğin
Aşkın nîmetindir unutma gönül
Sevmişsen yamandır ömür dediğin
Sevmişsen yamandır ömür dediğin
Mefûlün feûlün mefâaletün

MURAD NEDİR?

Hakk’ı bilmektür murâd ânın içün istidâd
Ah ne keskindür sırat gel bilmesün halk seni
Fâilâtün fâilün müstefilün fâilün

BEN MİYİM BU?

Sen şiirde kâfiye kalb ü rûhumla uyum
Ben miyim bu? Sevgili şimdi bambaşka huyum
Hem nefes hayatıma ekmeğim sanki suyum
Ben miyim bu? Sevgili şimdi bambaşka huyum
Failün mefâaletün mefâîlü feûl

MENFAAT

Bil tuzaktur medh-i hâris menfaattür gâyesi
Bir çıkar’çün bin medihten fazladur sermâyesi
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

NAKT-İ ÖMÜR

Aldanur dâim şu âdem zanneder nef’s muhtevâ
Zâyeder şol nakt-i ömrün zâyeder bâd-ı hevâ
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

AKİBET…

Fâni pul”çün şol ebed mülkün saçup ettün fedâ
Burda sultan dâhi olsan âkibet nâmun gedâ
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

SERZENİŞ

Dilenciden âmir olmaz ey emir
Yeter kifâyetsizlerden şol zulüm
Şu fırkalar mâbed, olmuş müstemir
Sanır mısın bir tek biz’çündür ölüm
Mefâilün mefûlâtün fâilün

ŞAŞKIN…

Hu deyûben zikre dalmış sol semâvat vü zemin
Ammâ şaşmış sikletinden hiffetinden âdemin
Fâilatün fâilatün fâilatün fâilün

HASTASIN

Bî-vefâdan aşk mı umdun dîl-i şeydâ yastasın
Hastasın ah yâr elinden yârelendin hastasın
Bir hayalin kalmamış kahrı çok bülbül gibi
Hastasın ah yâr elinden yârelenmiş hastasın
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

NERDESİN?

Nerdesin sen nerde cânâ âşığın hûn-dîdedir
Bî nevâdır hasretinden şol gönül rencîdedir
Gül-i rânâ neş’eyâb bülbül niçün şûrîdedir
Bî nevâdır hasretinden şol gönül rencîdedir
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

NE OLUR

Yetişir aşk diye çarpan şu kırık kalbe hüzün
Ne olur şad ediver gel ne olur gülse yüzün
Geçiyor mevsimi ömrün nicedir içre güzün
Ne olur şad ediver gel ne olur gülse yüzün
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

NERDESİN?

Kûşe-i gamdan azâd olmaz derûnum nerdesin
Nerdesin cânâ arar göynüm duyulsun hoş sesin
Bî-vefâ olsan da sevmiş dîl-i şeydâ neylesin
Nerdesin cânâ arar göynüm duyulsun hoş sesin
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

UNUTTUK…

Beden naz içre ruh âtıl
Güyâ san’at garâbetler
Hayat bâtıl ebed bâtıl
Nedür fânîye râğbetler
Unuttuk can niçün cânâ
Bakup lezzet içün ânâ
Keyf içinden verüp mânâ
Mekan bildük şu gurbetler
Mefâîlün mefâîlün

HAYATI KİM YARATMIŞ?

Ne zerre kudretim var ne hâlime gâlibim
Şu nâm makâm niçündür benim mi ki tâlibim
Hayatı kim yaratmış kimin ki şu kâinat
Bu mârifet vü mur’âd içinde merâtibim
Mefâilün feûlün mefâaletün feûl

BASİRET…

Dalalet vâdisi benlik atları
Sunar sarhoşlara katlar yatları
Üçer gün sonrası duy feryatları
Basîretten yana âmâdır beşer
Mefâîlün feilâtün fâilün