Aruz Kalıplarında Hikmet Pırıltıları (2)

ŞAİR ALİ ÖZDOĞAN

GELECEK

Sararıp soldu mu gül niye bülbül bu hüzün

Gelecek bekle bahar gülecek gül’le yüzün

Ne güzeldir bu ümîd ile geçsin de güzün

Gelecek bekle bahar gülecek gül’le yüzün

Feilâtün feilün feilâtün feilün

KANAYAN HATIRALAR

Nicedir tâzelenir şu derûnumda benim

Kanayan hatıralar yine rûhumda benim

Unutur sandı gönül ne onulmaz yaralar

Kanayan hatıralar yine rûhumda benim

Feilâtün feilün feilâtün feilün

BAKSIN

Gül içre gönül bülbülü kıskandıracaksın

Baksın o çiçekler dönerek hep sana baksın

Ah kanmayacak sen de mi uslanmayacaksın

Baksın o çiçekler dönerek hep sana baksın

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

BÜLBÜL

Saklar da dikenden kanayan yâreyi bülbül

Derd içre bulur derdine ol çâreyi bülbül

Elbette bilir aşk-ı ciğer pâreyi bülbül

Derd içre bulur derdine ol çâreyi bülbül

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

GÖNÜL VER

Sevdâ ne demek sor ona sor bilse gönül ver

Aşk bir garibin gözyaşıdır silse gönül ver

Bülbül gibi bak rûh ile sev gülse gönül ver

Aşk bir garibin gözyaşıdır silse gönül ver

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

GÖNLÜM

Mânend-i belâbil olurum gonca misâle

Firkatle yanar, hârı ateş saymadı gönlüm

Ol Rabb-i Rahîm kılsa sebeb şimdi visâle

Kısmet bilirim sevmeye hiç doymadı gönlüm

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

SANA

Çekerim cevrini ben bana nîmet diyerek

A benim tâc-ı serim şu gönül lâne sana

Bilirim yazdı kader seni kısmet diyerek

Bakarım şükr’ile hep yine mestâne sana

Feilâtün feilün feilâtün feilün

GÖNÜL

Sarsılma gönül sev yine sen rûha ölüm yok

Zannetme biter aşkını bil kul ebedîdir

Sır içre sınanmak yeridir burda zulüm yok

Ol Rabb-i Rahîm hikmeti var gör ne bedîdir

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

DÜNYA

Silkindi omuz sanki durup hiffet-i nastan

Aktar-ı fezâ içre dönen gam dolu dünya

Bir zerre şükür hasreti var kadri şinastan

Hak dîne uzak ben gibi hodgam dolu dünya

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

GÖNÜL

Gül kokla gönül bahçeye sarf eyle nazârın

Neş’eyle gelen zikrini duy cümle hezârın

Artık yetişir cennete âb oldu fizârın

Neşeyle gelen zikrini duy cümle hezârın

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

ASLINDANDIR

Kor olup firkatle yanmak hep bahar faslındadır

Sendedir çâren gönül aşk, dert değil aslındadır

Geçse ömrün kalb ü rûhun ol Kerîm vaslındadır

Sendedir çâren gönül aşk dert değil aslındadır

Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

AŞK

Kimi görsem severim der bilemez ki nedir aşk

Aramaz Rabb’ini heyhat O’na dön diyedir aşk

Ki serâbtır çoğu sevdâ nice gölgeyedir aşk

O’na dön sen O’na cânâ O’na dön diyedir aşk

Feilâtün feilâtün feilâtü feûlûn

SEN KAVUŞTUR

Hû deyûben devr-i zerrat şems kamerden tâ hüceyrat

Ah berattır ruhta murad sen kavuştur cürmümüz çok

RUHA ÇIKSAM

Rûha çıksam kurtulurdum şol beden durmaz erir

Misl-i berktir sanki eyyam bir bahar bir zemherir

Fânidir fânîde firkat umma cânâ kâm verir

Misl-i berktir sanki eyyam bir bahar bir zemherir

Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

SENDEDİR

Vahdetindendir şu ânım hem zemanım sendedir

Sendedir dünyâ vü ukbâm şol beden şol ten nedir

Ben deyûben zâyi ettım sormadım hiç ben nedir

Sendedir dünyâ vü ukbâm şol beden şol ten nedir

Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

EHL-İ DİL

Aczi tekebbürle tanır ehl-i dîl

Hem de acır kızmayarak hasta der

Hakta durup Hasbi okur Hakk vekil

Benliğinin tutsağı hep yasta der

Müfteilün müfteilün fâilün

DİL-İ ŞEYDA

Hayâle dalmış serâbı bekler

Bimar-ı aşktan yanar yürekler

İnansa boştur derim emekler

Bu dîl-i şeydâ bu dîl-i şeydâ

Mefâilün fâ mefâilün fâ

EY NAZLI ÇİÇEK

Görmez gibisin bak geçiyor neşvesi ömrün

Ey nazlı çiçek bak bitecek sen de kurursun

Elbette sever sor niye sor işvesi gönlün

Bin hikmeti var bir de benim rûhuma nursun

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

TÛL-İ EMELLER

Terkeyledi bîgâne kalıp tûl-i emeller

Ruhumda enin nerde o sevdâlı gönül hey

Dîdârını gösterdi varıp derd ü elemler

Aşk sırrını faş etti kurur bülbüle gül hey

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

ATEŞLERE SAL

Âteşlere sal gönlünü pervane misâli

Aşk zehrini gel âb-ı hayatmış gibi nûş et

Nâr içre durur gör o güzel bâb-ı visâli

Koş cûş u hurûş cûş u hurûş cûş u huruş et

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

BİMAR-I AŞK

Bimâr-ı aşktır bu dem alevlerde yandırır o

Hatırlatır dâimâ emeller uyandırır o

Serâb imiş vuslatın ümîdiyle kandırır o

Hatırlatır dâimâ emeller uyandırır o

Mefâilünfâ mefâilünfâ mefâilün fâ

EY BÎVEFA

Ey bî vefâ gönülden çıkmaz adın ne çâre

Aşkınla gör ciğer-sûz köz misli pâre pâre

Kıldın avâre cânâ düştüm inan ki dâre

Aşkınla gör ciğer-sûz köz misli pâre pâre

Mefûlü fâilâtün mefûlü fâilâtün

TEFEKKÜR

Issız mı gecem sanki o mehtâb bana yardır

Nur doldu semâ rûhuma çepçevre bahardır

Seyreyle gönül gökyüzünün hikmeti vardır

Nur doldu semâ rûhuma çepçevre bahardır

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

SEMA

Şenlendi semâ nazlanıyormuş gibi nurdan

Ah sanki bakıp insana der zikrimi duy sen

Her zerre döner Hû diyerek şevk ü huzurdan

Hayretle uyan Rabb-i Rahîm emrine uy sen

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

YANAMAM

Ne sevip aşka düşen ne de derd-nâk olayım

Yanamam firkate ben ne gönül-çâk olayım

Diyemem yâr diyemem ki ferahnâk olayım

Yananam firkate ben ne gönül-çâk olayım

Feilâtün feilün feilâtün feilün

DERD-NÂK  OLURUM

Gecenin mâtemi var beni hicrâna salar

Yine derd-nâk olurum konuşur hâtıralar

Bakamam mâziye ben ne derindir yaralar

Yine derd-nâk olurum yetişir hâtıralar

Feilâtün feilün feilâtün feilün

GÖNÜL

Sorsak mı ne der nurlu semâ bizlere hayret

Seyret a gönül sen de bakıp kudreti seyret

Ah bitti biter fâniye gel eyleme gayret

Seyret a gönül sen de bakıp kudreti seyret

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

İLÂHİ

Bitsin bu yeis yok ki beis Hakk sözüdür bu

Kullar kavuşur cennete gir söz özüdür bu

Ah ağlamayın hep gülelim ruh ebedîdir

Vuslat şu ölüm hak bilelim bak ne bedîdir

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

BEKLETME

Nurlandı simâ câna imâ câna imâdır

Bilsen ki cumâ rûha semâ rûha semâdır

Gel hû diyerek kıbleye dön elleri aç sen

Bekletme yeter zerrelerin sırrına taç sen

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

SORARIM

Sorarım bâki mi fânîde midir yoksa akıl

Görünen sâdece fânî demidir yoksa akıl

Feilâtün feilâtün feilâtün feilün