Aruz Kalıplarında Hikmet Pırıltıları (21)

Şair Ali Özdoğan ÂFİTAB Bin heyecan rûha can neş’e saçan anbeanGoncâ-i rânâ açan aşk yazıdır âfitâbKalbe ilâhî hitab âşığı kılmaz bi-tabÂnı yazar bin kitap aşk yazıdır âfitabMüfteilün fâilün Müfteilün fâilün ŞU ÂDEM Gayreti çok şu âdem götürülmez mal taşırYâhu merak da etmez okumaz bir tek aşırGözleri kör mü heyhat koca mektup kainatAh şu inat hamâkat […]

Şair Ali Özdoğan

ÂFİTAB

Bin heyecan rûha can neş’e saçan anbean
Goncâ-i rânâ açan aşk yazıdır âfitâb
Kalbe ilâhî hitab âşığı kılmaz bi-tab
Ânı yazar bin kitap aşk yazıdır âfitab
Müfteilün fâilün Müfteilün fâilün

ŞU ÂDEM

Gayreti çok şu âdem götürülmez mal taşır
Yâhu merak da etmez okumaz bir tek aşır
Gözleri kör mü heyhat koca mektup kainat
Ah şu inat hamâkat şaşılır sürpriz haşir
Müfteilün feûlün feilâtün fâilün

CÂNA

Yine akşamda sesin var yine mehtapta yüzün
Seni sevdim seni cânâ küserek verme hüzün
Özü sevdâ ile dolsun kısacık ömrümüzün
Seni sevdim seni cânâ küserek verme hüzün
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

KADERDEN BİLİRİM

Sen cevredeceksin diye âşktan geçemem ya
Ben ânı kaderden bilirim ah seçemem ya
Hem nîmetidir kalbe koyan yâdını ister
Zannetme gönül verdi de feryâdını ister
Mefûlü Mefâîlü mefâîlü feûlün

DÎL-İ ŞEYDA

Kat-ı ümmîd eylemezmiş ey vefâsız ey peri
Dîl-i şeydâ aşk ü sevdâ der de dönmezmiş geri
Ah giriftar olsa lezzet zannedermiş dertleri
Dîl-i şeydâ aşk ü sevdâ der de dönmezmiş geri
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

SORMUYORSUN

Sormuyorsun bunca yıl var hâl ü ahvâlim nedir
Derde saldın şol melâlim aşk mıdır zâlim nedir
Söyle cânâ söyle artık söyle ikbalim nedir
Derde saldın şol melâlim aşk mıdır zâlim nedir
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

KİMSE BİLMEZ

Kalmamış vuslatta ümmîd ah kapanmaz bâb-ı dîl
Kimse bilmez sır mı heyhât söylemez erbâb-ı dîl
Sûzinâkından yorulmaz susmuyor mızrâb-ı dîl
Kimse bilmez sır mı heyhat söylemez erbâb-ı dîl
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

HARAP ETTİN

Yâd-ı vaslından tarâbım mahcemâl-i dîl-güşâ
Sûzinak oldum aman yok sanki çâren gam-nuşa
Iftirâkından harâb ettin yeter ey nâzenin
Sûzinak oldum aman yok sanki çâren gam-nuşa
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

VUSLAT ÖZLÜYOR

Efsun eyledin efsun ey sâhir-i pür-füsun
Vuslat özlüyor göynüm peymâne-i aşkı sun
Sen can içre sevdânın candan öte rûhusun
Vuslat özlüyor göynüm n’olur bana neş’e sun
Mefûlün mefâîlün mefûlü mefâilün

SEVDAZEDEYİM

Mahzûz sanıyor ol bi-vefâ saz ile mahzûz
Sevdâzedeyim gamla dolar gör şu ciğer-sûz
Bilmem nicedir kastı mı var âfet-i can-sûz
Sevdâzedeyim gamla dolar gör şu ciğer-sûz
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

ZANNEDERLER

Nâle-i uşşâkı duymuş nağme-i dem-saz sanır
Afitâb-rûy pür-cefâdır zannederler uslanır
Kıskanır ağyar niçün bilmem ne aşk der kıskanır
Afitâb-rûy pür-cefâdır zannederler uslanır
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

SORMA ARTIK

Sorma artık geçti cânâ aşk ü sevdâdan gönül
Bî-ümîd olmuş karamsar rûz u ferdâdan gönül
Sevmemiş zannetme firkat kılmamış şâdan gönül
Bî-ümîd olmuş karamsar rûz u ferdâdan gönül
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

ZANNETME GEÇER

Zannetme geçer, kalb-i derûnumdaki derdin
Sevdâ diyerek sen bana hep gam yükü verdin
Aşktan yana rûhunda nasîb olsa severdin
Sevdâ diyerek sen bana hep gam yükü verdin
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

SIRRI NEDİR?

Kış mevsimi hâlâ şu gönül tatlı bahardır
Ah sırrı nedir belki bekâ yazları vardır
Geçmişse zaman rûh-ı revân sevgisi yârdır
Ah sırrı nedir belli bekâ yazları vardır
Mefûlü Mefâîlü mefâîlü feûlün

İSTANBUL

Deseler hayat gibi sen kendine bir can bul
Seni isterim seni candan öte İstanbul
O masalsı hâlini nîmet biliyor her kul
Seni canla sevmeli candan öte İstanbul
Mütefâilün feilâtün feilâtün fâ

İSTANBUL

Sen şarkılarda kaldın şen şarkılar da sende
Mâzim seninle hâlâ İstanbul’um unutmam
Vallahi hep değişsen bin hâtırası bende
Dünyâyı verseler bil aslâ yanında tutmam
Mefûlü fâilâtün mefûlü fâilâtün

ÖZLERİM

Sönmemiş rûhumda ümmîd, vaslı bekler gözlerim
Hep bahâr der an be an ol faslı bekler, gözlerim
Sırrı vardır aşk deyûben asl’ı bekler özlerim
Hep bahâr der an be an ol faslı bekler, gözlerim
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

EY DİLARA

Nim nigâhından coşarken şenlenir âbâd olur
Dîl-i şeydâ şol ümîdin zerresinden şâd olur
Ey dilârâ iftirâkın kahreder nâ-şad olur
Dîl-i şeydâ şol ümîdin zerresinden şad olur
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

EY PERİ

Kırdığın kalbimde sensin kim sanırsın ey peri
Derd-i aşktan muzdarip can sen tanırsın ey peri
Ah yeter zulmün ümîdim kıskanırsın ey peri
Derd-i aşktan muzdarip can sen tanırsın ey peri
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

NE BİLİR

Sîne-i âşık ne bilir şîveger
Ateş ü har içre nazar eylesin
Söyle hezâr nağme-i zârın değer
Sarfınazar yâri bizâr eylesin
Müfteilün müfteilün fâilün

ESMASINDA FANİ OL

Her gün bin ömür bulmak tanımak adım adım
Esmâsında fânî ol de bedende kalmadım
Ruhun ömrü başkaymış dürülür Güneş’le Ay
Ölmek dâhi ölmüş say de fenâda kalmadım
Mefûlün mefâîlün mütefâilün feûl

AŞK

Gezdüm cümle divânı dediler aşk ikidür
Biri aşk-ı mecâzî diğeri hakîkidür
Şol mecaz dedükleri hakîkiye bâb ola
Ordan girülür aşk ü Seyr ü sülüke yola

KÖRFEZ

Körfez ne güzel ay ile naz etti bu akşam
Hoş dalgaları nağme-i saz etti bu akşam
Bir tatlı hicaz tatlı hicaz etti bu akşam
Hoş dalgaları nağme-i saz etti bu akşam
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

BEKLE

Güller kurusun goncaların rûyini bekle
Kışlar da geçer sen o bahar bûyini bekle
Ey dîl yetişir bunca elem yok ki firâkın
Âtî ne yakın gül de ebed kûyini bekle
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

GÜL-İ TER

Nâle vü feryâd ile mestânedür
Bülbül-i şeydâ mı gönül gül-i ter
Aşka düşer gör ne viranhânedür
Gözde süveydâ mı gönül gül-i ter
Çare midir gülde avâz eylemek
Sevgi deyû nağme-i saz eylemek
Ah şu tegafül ile nâz eylemek
Hakk’a rüveydâ mı gönül gül-i ter
Müfteilün müfteilün fâilün

EY DİLARA

Dem be dem ağlar firâkından gönül hûn oldu gel
Gelmedin bir kerre olsun hâl-i Mecnûn oldu gel
Ey dilârâ sende bulmuş aşka meftun oldu gel
Gelmedin bir kerre olsun hâl-i Mecnûn oldu gel
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

MECNUNA SOR

Gayri sûz-nâk oldu ammâ zannederler uslanur
Dil-i şeydâ aşk deyûben derd içinden beslenür
Geçmemiş Mecnûna sor sen nâra can der yaslanur
Dil-i şeydâ aşk deyûben derd içinden beslenür
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

FANİDİR

Ey mâlik-i izz ü câh, etme dünyâ’çün tamâh
Bedbaht ola pâdişah kâm alınmaz fânidür
Mefûlü Mefâilün fâilün müstefilün

YERİDİR

Acıyor rûhumu incittiği günden beridir
Yeridir ah o cefâkar sevemez hiç yeridir
Bana Mecnun diye gülmüş ona sorsan peridir
Yeridir ah o cefâkar sevemez hiç yeridir
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

AHVAL-İ PÜR MELALAİM

Ahvâl-i pür-melâlimi bilmez yine suz-nâk olurum
Dîl hûn eder şu eşkimi silmez yine derd-nâk olurum
Sevdâlı der de yüz yüze gelmez ki ferah-nak olurum
Dîl hûn eder şu eşkimi silmez yine derd-nâk olurum
Müstefilün Mefâaletün müfteilün müfteilün

EY NAZENİN

Reng-i rûyin solmasın ey nâzenin artık senin
İftirâklar vasl içün bil derdi yok hiç kimsenin
Neş’eyâb olmuş hezârân sanma ki eyler enin
İftirâklar vasl içün bil derdi yoktur kimsenin
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

ÖĞRET NE OLUR

Pervâne-i pür-neş’e aşk deyû koş âteşe
Öğret ne olur aşkı bilmeyen leylâkeşe
Sevdâsı yalan ammâ geçmiyor söz serkeşe
Öğret ne olur aşkı bilmeyen leylâkeşe
Mefûlü mefâîlü fâilün müstefilün

YANARSIN

Kırılmış lâne-i kalbim cefâkar neydi günâhım
Yanarsın ben gibi mâhım yanarsın çeşm-i siyâhım
Leyâldir cümle sabâhım tutar elbet seni âhım
Yanarsın ben gibi mâhım yanarsın çeşm-i siyâhım
Mefâîlün feilâtün mefâîlün feilâtün

KİMSE SORMAZ

Kimse sormaz nedür gâye kim verür ömr ü sermâye
Ah bakan yok helal sâye aldanur âhir zamandur
Fâilâtün mefâîlü fâilâtün mefâîlün

KALBİNİ KİM VERDİ

Firkat firâk iftirâk gâfil olanın derdi
Sevdâ nedir aşk nedir ah kalbini kim verdi
Hakk mülküsün ey gönül kör benliğe kaçmak ne
O’ndan gelen ellerin şol şeytana açmak ne
Bilmez misin dertlerin hem yârelerin bindir
Rabbin kerimdir yönel tüm ağrıların dindir
Mefûlü müstefilün mefûlü mefâîlün

HASRET

Sönmez şu ateş nâle vü efgâne bırakma
Yaktın ne olur el gibi bîgâne bırakma
Firkat yetişir aşk ile mestâne bırakma
Yaktın ne olur el gibi bîgâne bırakma
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

SIRRI NEDİR?

Ah sırrı nedir goncada hâr goncada har var
Gam içre hezâr âşığa bâr âşığa bâr var
Ağyar çekemez sanki nazar sanki nazar var
Kim sevse naçar mihnet-i yâr mihnet-i yâr var
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

HÜZÜN

Sararan yaprağının rengi mi rûhumdaki güz
Gelmemişken beni derd-nâk edecek hüznü henüz
Bana dünyâları vermişti bahar neşveli yüz
Gelmemişken beni derd-nâk edecek hüznü henüz
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

TANIRIM

Şu ümîdin beni daldırdığı nurdan tanırım
Aşkı ben kalb-i derûnumda huzurdan tanırım
Nice yıl var onu ruhumda sürurdan tanırım
Aşkı ben kalb-i derûnumda huzurdan tanırım
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

EBED

Gafletümüz var ki hamd ü senâdan
Kâm ararız ah şu dâr-ı fenâdan
Cenneti bilmez mi sanki hevâmız
Bitmeyecek bir ebedde devâmız
Müfteilâtün mefâaletün fâ

MEVLADAN MIDIR?

Kim demiş Mecnûn’a aşktan söyle Leylâ’dan mıdır
Aşk-ı Mevlâ aşk ki Mevlâ aşk O Mevlâ’dan mıdır
Hem çekilmez hem kaçılmaz derd-i evlâdan mıdır
Aşk-ı Mevlâ aşk ki Mevlâ aşk O Mevlâ’dan mıdır
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

SORULAR

Hiç bakmadun bâtın nedür zâhir ne
İz’an idüb evvel nedür âhir ne
Tâlib olup şol kir nedür tâhir ne
Nefsün tuzak kurmuş inândun âdem
Ben ben deyû benlükle yandun âdem
Müstefilün Müstefilün mefûlün

SİTEM

Yâdıyla açar yârelerim hûn olurum ben
Bilmez mi acep ol bi-vefâ hâli mi bilmez
Bin bir sitem ü cevr ile Mecnun olurum ben
Silmez ki gelip eşkimi Leylâ gibi silmez
Mefûlü Mefâîlü mefâîlü feûlün

ŞAKİLER

Şakilerün lezzeti çok sanki ezâdan
Celpleri var mahkeme-i rûz-i cezadan
Müfteilün müfteilün müfteilün fâ

GÖNÜL

Neyleyim cânâ esîr-i derd-i aşk olmuş gönül
Yar elinden yârelenmiş gam içüb dolmuş gönül
Âteş- i sûzânı firkatten kurur solmuş gönül
Yar elinden yârelenmiş gam içüb dolmuş gönül
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

MEĞER AŞKMIŞ

Meğer aşkmış tâ ezelden çeşme-i pürhûn-ı belâ
İçen kanmaz yâr elinden yâreler çeşm-i elâ
Şifayâb eyler sanır âşık bulur kaht ü galâ
İçen kanmaz yâr elinden yâreler çeşm-i elâ
Mefâîlün fâilâtün fâilâtün feilün

DERDİMİ BİLMEZ

Âteşlere dûçar ediyor derdimi bilmez
Aşktan yana nâçar ediyor eşkimi silmez
Gülmez beni bî-zâr ediyor gülmedi gülmez
Aşktan yana nâçar ediyor eşkimi silmez
Mefûlü Mefâîlü mefâîlü feûlün

FİRAK AYNI CEFADIR

Dildâre düşersen a gönül sanma safâdır
Say günleri say bil ki firak aynı cefâdır
Yâr sevmeye gör hep bi-vefâ hep bi-vefâdır
Say günleri say bil ki firâk aynı cefâdır
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

GÖYNÜM

Gel perîşân olma göynüm şen baharlar var yine
Neş’eyâb ol sanma kıştan sonra âh ü zar yine
Sevdiren var yar seversen elbet sen’çün yar yine
Neş’eyâb ol sanma kıştan sonra ah ü zar yine
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

TATLI HAYALLER

Bir gizli ümid rûhuma yar ruhuma yâr’sa
Ah ben ne derim tatlı hayaller beni sarsa
Cennet gibidir cenneti iz’anı da varsa
Ah ben ne derim tatlı hayaller beni sarsa
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

AĞLA EY DÎL

Ağla ey dîl ağla aldandın yine
Aşk deyûben sen nasıl kandın yine
Ah serâp gördün sevip yandın yine
Aşk deyûben sen nasıl kandın yine
Fâilâtün fâilâtün fâilün

AŞK YAREDİR

Ağlatur ammâ ciğerden pâredür
Sevdi göynüm yanduran mehpâredür
İftirâk var âşıkân bî-çâredür
Yâredür aşk yâredür aşk yâredür
Fâilâtün fâilâtün fâilün

AĞLA EY GÖZ

Ağla ey göz ağla ömrüm geçti de
Bilmedi lezzet nedür gam seçti de
Aşk-ı leylâdan ferâgat etmedi
Kûşe-i kalbinde bin hâr açtı de
Fâilâtün fâilâtün fâilün

HATIRALAR

Bir âsude mehtap bana yar ay suya inmiş
Rûhumda solan aşk-ı yalan sancısı dinmiş
Suskunca deniz hatıralar ah ne derinmiş
Rûhumda solan aşk-ı yalan sancısı dinmiş
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

KIŞMIŞ GELEN

Saçlarımdan tanıdım ömrüme kışmış gelen
Sanki bir an yaşadım amma yakışmış gelen
Bir baharmış dilenen aşka bakışmış gelen
Sanki bir an yaşadım rûha yakışmış gelen
Fâilün müfteilün müfteilün fâilün

GÜL-İ TER

Serab olsan harab olmam tarâbım ey gül-i ter
Ne Mecnûnum ne Leyla’nın cefâsından bin beter
Şifâyâbım da aşkından tegâfül ü naz yeter
Ne Mecnûnum ne Leyla’nın cefâsından bin beter
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün fâilün

BÎ KARARIM

Bî-karârım dîl-i nâ-şâdımla derd-nâk eyleme
İftirâkın varsa cânâ dur elemnâk eyleme
Âşıkan gam içre nâlân sen de sûz-nâk eyleme
İftirâkın varsa cânâ dur elemnâk eyleme
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

YAZIK..

Ne yazık belâ-yı aşktan sana bir şa’re kalır
Sevecek deyû yanarsın yüreğin yâre kalır
Ne masal misâli Leylâ ne o mehpâre kalır
Camı şems sanıp kanan âşık-ı bî-çâre kalır
Feilâtü fâilâtün feilâtün feilün

NASİPTİR DİYE SEVMİŞ

Bana dünyâları versen yine sen başka bana
Duramam düşmeyegör sus deme sen aşka bana
Bilirim nîmeti O’ndan açılır bâb-ı gönül
Ki nasiptir diye sevmiş nice erbâb-ı gönül
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

ACIRIM

Veremem kalbimi yâr eyleyemem yâreye ben
Bakamam kor gibidir firkati, mehpâreye ben
Acırım aşka düşen gamda ciğerpareye ben
Bakamam kor gibidir firkati mehpâreye ben
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün

GAM ÇEKME GÖNÜL

Batmaz ki Güneş sende gurûb tende gurubta
Gam çekme gönül nûru içün sen unutup da
Ah darbe-i kalbin ne diyor dinle durup da
Gam çekme gönül nûru içün sen unutup da
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

Exit mobile version