ŞAİR ALİ ÖZDOĞAN
CENÂZE
Ruhlar da görür bil ki ölen tenle bedendir
Susmazsa niçin geldi diyor dinle cenâze
Ahlakını za’y eylediğin huy neredendir
İbrette gabî nefse esir canlı kepâze
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
YAĞAR SAÇLARA KAR
Duramaz hızlı geçer ah bana benzer şu bahar
Berk misal sanki uçar leyl ü nehar leyl ü nehar
Aranır neşvesi ömrün ve yağar saçlara kar
Berk misal sanki uçar leyl ü nehar leyl ü nehar
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün
DÜNYA
Kalsın elemlerim fânî yüzünde
Gönlüm huşû arar ey den’i dünya
Leylin gelir sarar her gündüzünde
Terkeyledim yeter ben ‘ben’ i dünyâ
Müstefilün mefâîlün feûlün
AŞKIN İKİ TÜRÜ
Esmâya âşık olan şu fâniden mest gider
Nefsün peşinden koşan sonunda derdest gider
Müstefilün fâilün mefâilün fâilün
EY HEKİM
Ey sâhib-i ilm nurlu hekim gel de emân et
Hak mülkü imiş ah şu beden bende emânet
İsraf ile zay’olmasa can tek bana kâfi
Elbet bilirim derdim içün Rabbimi Şâfi
Mefâîlü mefâîlü mefâîlü feûlün
SEVEN YORULMAZ
Yorulmaz sevgiden cânâ, gönül aslâ yorulmaz
Ne masumdur sever aşık, sever Bağdat sorulmaz
Akar sel misli coşkundur durulmaz hiç durulmaz
Ne masumdur sever aşık, sever Bağdat sorulmaz
Mefâîlün mefâîlün mefâîlün feûlün
DÜŞÜN
Yahu Hakk’tandur gelen çekemezsün ona set
Ey rezil rüsvâ simâ bu imâ ayn-ı haset
Ya düşün nimet nedür niyedür bunca rızık
Ağla yahut kıskanup yanarak inle yas et
Fâilâtün fâilün feilâtün feilün
ZAYETME
Zâyetme ömrün zaman suyunda
Gör nefsi nâdân garip huyunda
Çık kalb ü rûhun hayâtı hoştur
Hakk bilmeyenler ne yapsa boştur
Müstefilâtün mefâilün fâ
EY BÜLBÜL
Sorma ey bülbül-i şeydâ gonca hârından bana
Bî-ümîdim bin hüzün var bil ki bârından bana
Bergüzârın kaldı âhın sonbahârından bana
Bî-ümîdim bin hüzün var bil ki bârından bana
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün
DÜŞÜN!..
Nakt-i ömür verilmiş peşin buldu da âdem
Dönmedi, Hakk katından kaçıp durdu demâdem
Bir namazın peşinden verilseydi zemânı
Cümlesi Hû deyûben talepdeydi o ânı
Müfteilün feûlün mefâîlü feûlün
YÂRE-İ AŞK
Bir gizli sızım var diyerek inledi kalbim
Sönmez bu ateş yâr diyerek inledi kalbim
Bilmem nicedir sırrı nedir yâre-i aşkın
Gel rûhumu sar sar diyerek inledi kalbim
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
DUR YOLCU!
Gel aynalı çarşıda ‘ay’maya bak sen
Düşmanları karşıda saymaya bak sen
Dost olmayacak sana meyl ile kafir
DUR! Benzeme rûhuna etme misâfir
Mefûlü Mefâilü müfteilün fâ
AH ŞU BAHAR
Yine esrârı sarar ah şu bahar ah şu bahar
Gülü yar goncası yar ah şu bahar ah şu bahar
Rûha bin coşku sunar coşku sunar ah şu bahar
Geçmesin âhiri hâr âhiri kar ah şu bahar
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün
EZELDE YAZILAN
Beni bülbül gibi say sen güle hasretli kuşum
Seni sevdâ çiçeğim bak yine bomboş ağuşum
Tâ ezelden yazılıymış şu gönülde duyuşum
Seni sevdâ çiçeğim bak yine bomboş ağuşum
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün
VEFASIZ
Yine şendir sanıyorsun şu gönül ah yine şen
Bî-vefâ sende bıraktım bana kısmet mi neşen
Nicedir cevr ile yaktın sitemin yâre deşen
Bî-vefâ sende bıraktım bana kısmet mi neşen
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün
ÂŞIKAN
Kim bilir dünya deminden yârelenmektir şifâ
Gül dalından rahnelenmiş hârı sevmiş âşıkan
Aşk deyûben derde düşmüş hâle etmiş iktifâ
Nâr içinden nûru görmüş nârı sevmiş âşıkan
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün
SIR
Nerdedir nerde o dildâr şu firak rûhuma bâr
Beni Mecnun gibi yakmış sanıyor eyledi kâr
Bilirim goncada har var bilirim dertli hezar
Soramam sırrını ammâ gecenin ardı nehâr
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün
KALMAMIŞ
Kalmamış cânâ gönül hûn iştiyakım kalmamış
Ye’si sevdâ içre bî-tâbım beter oldum yeter
Sormadın Mecnûn’a döndüm lezzet ü kâm almamış
Derbeder oldum heder oldum beter oldum yeter
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün