Aruz Kalıplarında Hikmet Pırıltıları (7)

Şair Ali Özdoğan ŞEYTANLA OYUN Ah kör mü gönül fânide cennet mi umarmış Dünya denilen sekr-i humar çeşmi yumarmış Sormazsa eğer sahibi kim serseri âdem Şeytanla oyun, kaybedilen sinsi kumarmış Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün HABERDİR SANKİ AKLAR Bin ümid saklar ki rûhum cennet âsâ her bahar Vermiyor lezzet şu fânî çün leyal bir an nehar […]

Şair Ali Özdoğan

ŞEYTANLA OYUN

Ah kör mü gönül fânide cennet mi umarmış

Dünya denilen sekr-i humar çeşmi yumarmış

Sormazsa eğer sahibi kim serseri âdem

Şeytanla oyun, kaybedilen sinsi kumarmış

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

HABERDİR SANKİ AKLAR

Bin ümid saklar ki rûhum cennet âsâ her bahar

Vermiyor lezzet şu fânî çün leyal bir an nehar

Ah haberdir sanki aklar bâb-ı hikmetten yana

Yaklaşır can an be an özlem duyar der nevbahar

Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

SENDEN

Bildim ki benim dert dediğim yâre de senden

Ol yâreye derman olacak çâre de senden

Vallahi o mehpâre ciğer pâre de senden

Ol yâreye derman olacak çâre de senden

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

SEN

Yazmış ya Kerîm kalb-i derûnumdaki nursun

Aksiyle o gül misli simâ parlayadursun

Kursun otağın dest-i kader rûha buyursun

Aksiyle o gül misli simâ parlayadursun

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

TORPİL

Gizli saklı benliğin şahsa pis tezahürü

Nesl-i insanın rezil amma çok olan türü

Torpiliyle leş kokar can atar bilin yeter

Bin dilenciden beter başka bir şebek türü

Fâilâtü fâilün fâilâtü fâilün

İNSAN OLACAK !..

Yırtmış yüzünün astarı yok bakmaya değmez

İnsan olacak nâmı içün boynunu eğmez

Unvâna köpek halka şebek derdine yansa

Bil on gibidür kim onu âdem deyu ansa

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

MAKAM İÇİN

Makam içün deli ol parti binasına çök

Şu milletin neyi var kendi hesabına çek

Sanırmısın kalacak kâr olarak yanına

Kızarmıyor da yüzün kînini kabrine dök

Mefâilün feilün müfteilün feilün

RİYA

Riyâ kokan bir simâ sallanası kalkışlar

Ey cehle düşmüş adam geldi gelecek kışlar

Sorsam mı söyler misin sende ne ki kendinden

Kibrin de şâkir olur ustasını alkışlar

Müstefilâtün mefâîlü feilâtün fâ

İBRET ŞU ÖLÜM

Gittin o ebed yurduna sen rahmeti tattın

Biz cehle düşüp zannederiz kabrine yattın

Bilsek ki beden elbisedir ruh üzerinde

İbret şu ölüm kul sınanır sim ü zer’inde

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

ÂDEM

Uykuyla ölüp teslim-i can eyledi ammâ

Ol kudreti bilmez gibi ‘ben’ söyledi âdem

Ah nîmet-i Hakk zerre vü şems görmedi âmâ

Nisyana düşüp cehline kulp buldu demâdem

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

YOK MU BAŞKA ÇERESİ

Yâhu güzel olmanın yok mu başka çaresi

Sanki kıyafette sır içte tarla fâresi

Nerde şu kalp nerededir insanın özünde ruh

Fâniye tapmış güruh şeytanın avâresi

Müfteilün fâilün fâilâtü fâilün

GEL SEVME GÖNÜL

Naz içre gülün çehre-i pür lâlini gördüm

Etvâr-ı hezâr derd ü melâl hâlini gördüm

Gel sevme gönül nâle-i ikbâlini gördüm

Etvâr-ı hezâr derd ü melâl hâlini gördüm

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

GÖNÜL

Gamlanma gönül rahmet-i Rahman’a güven sen

Kuran’la boyan nûr ile bak âna güven sen

Zikreyleyecek kalb ile îmâna güven sen

Kuran’la boyan nûr ile bak âna güven sen

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

HİKMET GÖRÜNÜR

Hikmet görünür her bakışın değdiği yerde

Ah sarf-ı nazar etme kılıp nefsini perde

Kuşlar bile gelmiş dile hey subh u seherde

Ah sarf-ı nazâr etme kılıp nefsini perde

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

YÂ İLAHİ

Kimsesiz bir gurbetim var fikrin yetiştir bana

Yâ ilâhî kılma dilsiz zikrin yetiştir bana

Bunca nimet içre fakrim şükrün yetiştir bana

Yâ ilâhî kılma dilsiz zikrin yetiştir bana

Fâilâtün fâilâtün müstefilün fâilün

HATIRALAR

Geçmez ki zaman yâd ile hep vaslını söyler

Ah hâtıralar rûhuma naz faslını söyler

Firkat içilir âteş-i aşk aslını söyler

Ah hâtıralar rûhuma naz faslını söyler

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

DEĞERMİYDİ CAHA

Düştüğün dünyâ tamâhı aldandın da aldın âhı

Duyulmaz kabrin eyvâhı sen gidersin o çağırmaz

Değer miydi acep câha ânın’çün girdin günâhâ

Şol cenneti verdin paha zannettin saçın ağarmaz

Olmadın hak yola dâhil sen seçtin de oldun bâhil

Nâ ehil miydin ey câhil kabir gel deyû bağırmaz

PUL

Âdem pulun peşinde elâleme cevreder

Üç gün sürer safâsı zevahiri devreder

Müstefilün mefâaletün mütefâilün

(Mefûlü fâilâtü mefâilü fâilün)

AŞKIN

Sönmez âteşi sönmez perişan eder aşkın

Seller misli gönüller durulmaz akar taşkın

Bilmez kimse seraptır o sevdâlılar saşkın

Seller misli gönüller durulmaz akar taşkın

Mefûlün feilâtün  Mefâîlü mefûlün

EFENDİM

Ahlâkınla bezensem gönüllerde sen varsın

Sarsın rûhu efendim güzel sünnetin sarsın

Ahvâlin bize nurdur ümitvâr içün yarsın

Sarsın rûhu efendim salât ü selam sarsın

Mefûlün feilâtün mefâîlü mefûlün

SUS SÖYLEME

Gül mevsimi güller gibisin rûha bahar sen

Sus söyleme ağyâre sakın gönlüme yar sen

Gül sarmaşığım gül gibi gel boynumu sar sen

Sus söyleme ağyâre sakın gönlüme yar sen

Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

FİRKAT

N’olur seninle gülse cefâdır bakışlarım

Firkat bahâra erse yetişmez mi kışlarım

Solmaz o hâtıranı rûhumdan nakışlarım

Firkat bahâra erse yetişmez mi kışlarım

Mefûlü fâilâtü mefâîlü fâilün

Exit mobile version