Ali Özdoğan
CÂNÂ
Pek sevdi gönül tavrını etvârını cânâ
Çepçevre bahar zannediyor nârını cânâ
Bülbül seçemez sîne deşen hârını cânâ
Çepçevre bahar zannediyor nârını cânâ
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
GAZZE’DE OLANLAR
Rûhun zâyolup gitti şol zâlimlere sustun
Şeklin kaldı ey canlı sen insanlığı kustun
Mefûlün mefâîlü mefûlün feilâtün
ARSIZ
Zannetti şol beden kendine âit
Benden deyû gezen hırsıza bak sen
Şeytan mıdır acep rûhu müsâit
Durmaksızın azan arsıza bak sen
Müstefilün mefâîlü feúlün
HAYAT
Sırrı nedir bilmeden eylense ifâ hayat
Firkati binbir cefâ bir faslı safâ hayat
Ah bitecek imtihan durmaz ki bedende can
Rahmeti vardır dayan Rahmân’a vefâ hayat
Müfteilün fâilâtün müfteilün feúl
ÂDEM
Şu can nedir beden ne sormayıp yaşar âdem
Umut verir hevâsı hep coşar taşar âdem
Cehâletiyle haddi dâimâ aşar âdem
Biter görünce ömrü kahrolur şaşar âdem
Mefâilün mefâilün mefâilün fa’lün
AYNALAR
Her kim bakarsa söyler sır mı saklar aynalar
Yüz ak mı kir mi sor sen sanma aklar aynalar
Şahit tutar ya Allah bak da gör okkan nedür
Dost kahkahan içinden belki rûhun fitnedür
Mefûlü fâilâtün fâilün müstefilün
HEYHAT
Ey aklını zâ’yetmiş ya da iz’ânı kayıp
Şeytanlığa meylin çok nicedir nefsi sayıp
Heyhat ne kadar ömrün göçeceksin yaşayıp
Sen kendine şahitsin beni kandırma ayıp
Mefûlü mefâîlün feilâtün feilün
GAZZE’DE OLANLAR
Arşa çıkmış arşa feryâd ah enin
Sanki duymaz derdi yok hiç kimsenin
Kim demiş biz insanız aslâ değil
Şekli insan rûhu sakıt bir cenin
Fâilâtün fâilâtün fâilün
SENDEN MİDİR?
Senden midür şol hüsün söyle hammâl-ı sârık
Hakk mülküdür sunduğun cümle mûciz havârık
Müstefilün fâilün fâilâtün feûlün
SAHİBİN KİM?
Anlamazdık Müslümânı yermeni
Küfr içinden dîne fetvâ vermeni
Bre hain hâl ü tavrı Ermeni
Sanma toprak yutmadan durur seni
İddiandan yaklaşır vurur seni
xxx
Sahibin kim sormamak günâhımız
Ey satılmış senle yok sabâhımız
Pek gecikmiş oldu intibâhımız
Sanma millet anlamaz tutar seni
Sahibinden kin tutar yutar seni
Fâilün fa’lün mefâilün feul
KALİBRE
Hakk’tan yana bir dönse hâl ü tavrı ibresi
Vallahi güneş misli yükselür kalibresi
Bilmez mi acep fâni bir beden içindedür
Azraile can borçlu Çin velev Maçindedür
Mefûlü mefâîlü fâilâtü fâilün
MASKARA
Kendini çek aradan öyle demiş yaradan
Fayda görür mü ilim sen gibi maskaradan
Sûreti pak görünen sîreti kapkaradan
Bıktı usandı ilim ‘ben’ ile yaygaradan
Bıktı usandı ilim sen gibi maskaradan
Müfteilün feilün müfteilün feilün
MEĞER
Geçmemiş hâlâ severmiş yar meğer gönlüm seni
Saklamış rûhumda tutmuş pek değer gönlüm seni
İncinir bir lâhza görmezsem eğer gönlüm seni
Saklamış rûhumda tutmuş ah değer gönlüm seni
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün
HAYAL DÜNYASI
Hayal dünyâsında avâreyim ben
Ümîdin koynunda visâl gelir mi
Ciğer köz, sûzişli bi-çâreyim ben
Kerem oldum Aslı misâl gelir mi
Mefâîlün müfteilün feûlün
HİSSİYAT
Gözümden gitmez ki o hâtırâlar
Hayalden bir kuple geçen hayatım
Ne sevdâ girdâbı ne mâcerâlar
Serâbın mısrâı şu hissiyatım
Mefâîlün müfteilün feûlün
İNCİTİR
Sevemez ah sevemez hiç o gönül hırsızıdır
İncitir sevgi ne bilmez yüreğim hep sızıdır
Dinleyin kalbimi aşk yalnızı aşk yalnızıdır
İncitir sevgi ne bilmez yüreğim hep sızıdır
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün
HAYAL GİBİ
Su misli akıp gider ateşler yakıp gider
Seven bırakıp gider gönül aşk hayal gibi
Kerem gibi an da gör Züleyhâ’ya kan da gör
Serâb ile yan da gör gönül aşk hayal gibi
Mefâilü fâilün mefâîlü fâilün
ÇAĞDAŞ TAŞ DEVRİ
Sureti insan hayvanat hayâsızlık sanmış sanat
Açtı rezillik’çün kanat güyâ çağdaş taş devri baş
Gafleti dâim bir inat gavurdan bekler teminat
Sor ne içün var kâinat güyâ çağdaş taş devri baş
Müfteilün müstefilün mefâilün müstefilün
GAZZE’DE OLANLAR
Açlar ateş altında ederken secde
Allah deyû ihlasla gelinmez vecde
Rûhunda vicdânında azâbın yoksa
Mü’min misin mü’min mi o karnın toksa
Mefûlü mefûlün feilün mefûlün
DEĞER
Şiir dünyâsı değil şuur dünyâsı meğer
Temâşâ eyle gönül ebed hülyâsı; ‘değer.’
Senin sandın şu hayat O’nun mülküyse eğer
Temâşâ eyle gönül ebed hülyası; ‘değer.’
Feûlün müfteilün feûlün müfteilün
ÇİLE
Soramam kendime aşktan yanarım nâfile ben
Nideyim sevdi gönül âh, çile doldum çile ben
Kime şekvâ edeyim yâr, dile düştüm dile ben
Nideyim sevdi gönül âh, çile doldum çile ben
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün
HATİRALAR
Yine yağmur gibi çeşmimde yağar hâtıralar
Bî-vefâ, rûhuma açmış ne şifâsız yaralar
Dile düştüm dile derler yine bağlar karalar
Bî- vefâ, rûhuma açmış ne şifâsız yaralar
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün
KAÇMADAN
Hakk’tan gelip Hakk’a koşarken zaman
Tut kaçmadan şükrü yetiştir aman
Ah kim bilir elde midir can şu an
Gel ölmeden şükrü yetiştir aman
Tut kaçmadan şükrü yetiştir aman
Müstefilün müfteilün fâilün
ZAMANA SİTEM
Mevsimlere geçmez ki sözüm dönse bahârım
Karlar getirir saçlara her leyl ü nehârım
Ah goncası solmuş kurumuş daldaki hârım
Karlar getirir saçlara her leyl ü nehârım
Mefûlü Mefâîlü mefâîlü feûlün
LEYLA VE MECNUN
Kuru gül yaprağısın gönül sayfamda benim
Bilirim neş’edesin vefâsız gamda benim
Sana Leylâ dediler o Mecnun tam da benim
Bilirim neş’edesin vefâsız gamda benim
Feilün müfteilün feûlün müfteilün
EY GONCA MİSAL
Ümmîdimi mâzîdeki aşkında bıraktın
Yaktın nicedir sen beni bin cevr ile yaktın
Ey gonca misal rûhuma bûyin saçacaktın
Yaktın nicedir sen beni bin cevr ile yaktın
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
ALDANMA
Fânî demidür lezzet ü kâm artsa ne hâcet
Dünyâyı tutup sim ü zerün tartsa ne hâcet
Aldanma gönül elde kalan Hakk’a vefâdur
Şol benliğe mahkûm olanun hakkı cefâdur
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
SEVDA
Neşeyle gelen tatlı baharın gecesinden
Sevdâ okudum nağmesinin ilk hecesinden
Çözmek ne güzel sır dolu aşk bilmecesinden
Sevdâ okudum nağmesinin ilk hecesinden
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
SORMAZ MI?
Mehtapla deniz el eleyiz der de bu akşam
Dildar beni sormaz mı acep nerde bu akşam
Aşkıyla gönül çâk edilen yerde bu akşam
Dildar beni sormaz mı acep nerde bu akşam
Mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
YALAN
Geçti yıllar bir hazân var nevbahârımdan kalan
Ah yalan hülyâsı ömrün neşve-i tâbım yalan
Dinle cânâ şol sabâdan bergüzarındır çalan
Ah yalan hülyâsı ömrün neşve-i tâbım yalan
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün
DİNMİYOR
Nerde kaldın gelmedin ey bî-vefâ aşk elde mi
Neş’e bulsun dîl-i şeydâ geçmesin sensiz demi
Ah eder ah dinmiyor bak dinmiyor hiç mâtemi
Neş’e bulsun dîl-i şeydâ geçmesin sensiz demi
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün