Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Yusuf SADIK

ASAYIŞ BERKEMAL Mİ?

Bu mealde bir yazıyı doksanlı yıllarda yazdığımı hatırlıyorum. Nedeni ise: Alemdar köyü yolunda babayiğit bir delikanlımızın kör bir cinayete kurban gitmesi, kolluk kuvvetlerine karşı işlenen adi suçlar, direnmeler ve spor müsabakalarında olan tatsız olaylar şeklinde özetleyebilirim.

Spor müsabakalarındaki olagelen tatsızlıkları bir kenara bırakacak olursak diğerlerinin çoğunlukla alkol alınması sonucu ortaya çıktıklarını  özellikle belirtmeliyim..

Geçtiğimiz Perşembe günü (02.11.2017 günü şehit başpolisimizin de hayata veda etmesi söylenenlere bakılırsa alkollü bir sürücünün hatasından kaynaklandığı henüz hafızalarımızdan silinmiş değil. Ceraim raporlarına düşen bilgilerden anlıyoruz ki, baba oğlunun katili olmuş, başka bir olay, söylendiğine göre, birkaç kişiden oluşan şehir magandaları bir büfeciden zorla içki ve de para sızdırmaya çalışmış, ardından büfe sahibi tarafından belden aşağı kurşunlanmış. Yine öğreniyoruz ki Oltanbey Mahallesi müze evler sitesinde bir bloğun son katlarının camları birileri tarafından kırılmış.

Olayları sıralayarak kimsenin canını sıkmak istemiyorum ama. Gümüşhane huzur kenti şişirilmesini gerile gerile söyleyenlerin canımı sıktığını bilmelerini istiyorum.. Nasıl bir huzur kenti ki OHAL uygulamasına rağmen halkın huzurunu bozan yaşama gücünü riske eden olaylar olabiliyor. Olayların üstesinden gelinmesi çokta zor olmadığını bilenlerdenim ama yeter ki astların üstlerine verdiği raporlarda yani aşağıdan yukarıya akan bilgi akışında gerçekler yansıtılsın. “Asayiş berkemal”dir mantığı ile hareket edilmesin.

“Asayiş berkemaldir, güvenliğin yerinde olduğunu anlatan bir değimdir. Bu deyimin sebep olduğu olaylar daha ziyade Sultan Abdulaziz’in son yıllarına rastlamaktadır..

Geçmişte kalan bir uygulamadan söz ederek alacağımız bir dersi dilerseniz paylaşalım:

“Sultan Abdulaziz zamanında, cinayet, yaralanma, hırsızlık ve buna benzer olayların arttığı Bağdat, Musul gibi illerde bu kötü gidişatı yöneticiler İstanbul’a:

“Saye-i asayiş-vaye-i padişahide, vilayetin her bir tarafında emn-ü asayiş berkemaldir” yani      “Padişahımızın şahane idaresi altında Vilayetimizin her tarafında huzur hakimdir” şeklinde rapor ederlermiş. O gün bugün dedelerimizde benzerlik arz eden olayları kamuoyu ile paylaşırken hep, “Efendiler mühim bir şey yok yahu… Asayiş berkemaldir”,  şeklinde söyleyerek günümüze kadar taşımışlardır. Geçmişte kalan bu uygulamalara elbette günümüzde yer yok. Kolluk kuvvetlerimize halkımızın güveni sonsuzdur. Huzur kenti benzetmesi bir tevatür olsa da şehir kimliğine olan katkısı sebebiyle önemli bir kavramdır. Yeter ki, Bir metal yorgunluğuna sebep olmasın..

Diyeceğim odur ki: Gerek doksanlı yıllardaki olaylara gerekse günümüzdeki olaylara karışan faillerin çoğunlukla alkolü olduğu söyleniyor. Demek ki İl’de aşırı derecede bir alkol belki de ikizi olan uyuşturucu tüketimi var. Bu durumun bilimsel yönden ele alınarak terörle mücadele edilir gibi mücadele edilmesi gerekiyor. Bu kentte yaşayan bireyler olarak güvenliğimiz hayat piramidimizin tabanını ve en önemli ayağını oluşturmaktadır. İdari yönden hukuk yönünden ve güvenlik yönünden alınacak her türlü tedbirin halk olarak, yerel basın olarak destekçisi ve savunucusu olacağız. Ve olmaya devam edeceğiz. Çünkü yaşamak güzel yaşamak hakkı kutsal bir haktır.

 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER