Dünya, Türkiye’deki referanduma kilitlenmiş durumda.

Biz sadece bizi ilgilendiriyor sanıyorduk ama, bizim anayasa değişikliğimiz bizden çok Avrupa’yı, dünyayı  ilgilendirdiğini gördük. İşte Hollanda, İşte Almanya örneği…

Türkiye’yi ve Türkleri sevmeyen, istemeyen ne kadar ülke, grup, odak varsa hepsi toplanmış referandumda “Hayır” çıkması için çalışıyorlar.

O zaman Türk Milleti’nin referandumda “EVET” demesi bir tercih değil, bir “MECBURİYET” haline gelmiştir.

Evet, biz millet olarak bu referandumda “EVET” demek mecburiyetindeyiz.

**********

Başbakan Sayın Binali Yıldırım, 17 Mart Cuma günü Gümüşhane mitinginde Gümüşhanelilere bir hedef gösterdi. Anayasa referandumunda Gümüşhane’den %95 “EVET” bekliyorum dedi.

Bu hedef aslında bir güvenin sonucu.

Başbakan Yıldırım; Gümüşhane’ye ve Gümüşhanelilere güveniyor.

Başbakan Yıldırım’ın bu güvenine layık olmak için Gümüşhanelilerin çok çalışması lâzım.

Referanduma daha çok zaman var. Neredeyse bir aya yakın zaman var.

Bu süre içinde gevşemeden çalışmak gerekir.

**********

Anayasa değişikliği sadece; AK Parti’nin, MHP’nin, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Sayın Başbakan Yıldırım’ın, MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin değil, 80 milyonluk Türkiye’nin meselesidir.

Bu konu; Gümüşhane’de de sadece AK Parti’nin, MHP’nin, İl başkanları Sayın Celalettin Köse’nin, Sayın Nadim Aydın’ın, milletvekilleri Sayın Osman Akgül ve Sayın Cihan Pektaş’ın veya Sayın Belediye Ercan Çimen’in ve ilçe – belde belediye başkanlarının bir kişisel meselesi değil, tüm Gümüşhanelilerin görev ve sorumluluğudur.

Her ferdin, her Gümüşhanelinin bu konuya duyarlı olması, şuurlu olması gerekir.

Her Gümüşhanelinin referandumda Gümüşhane’den %95 EVET çıkması için canla, başla çalışması gerekir.

**********

Gümüşhane’de referandum sürecini organize eden başta AK Partili yetkililerin de, MHP’nin de  bu süreci iyi yöneterek bütün halkı bu sürece dahil etmesi gerekir. “Bu bizim işimiz, biz geziyoruz… bu yeter…” mantığı yanlış olur.

PEKİ NE YAPILABİLİR?

AK Parti’nin olsun, MHP’nin olsun referandumla ilgili yetkili kıldıkları kişiler saha çalışması yaparken örneğin; AK Parti il veya ilçe başkanları, milletvekilleri sahada gezerken; AK Parti’de görevli olmayan ama, kamuoyunun tanıdığı, sevip saydığı isimleri de gezilerine, toplantılarına götürüp vatandaşa daha kuvvetli bir “EVET” taraftarlığı mesajı verilmelidir.

Bir örnek olarak anlatmak isterim: Bu toplantılara örneğin STK’ların başkanları çağrılmalıdır. Onlar bu toplantılara, temsil ettikleri STKlar adına olmasa da  kendi şahısları adına katılabilirler. En az davet edilmelidirler. Gümüşhane’de gazetecilik yapan, eli kalem tutan kişiler bu toplantılara çağrılmalıdır.

Bir diğer diğer husus da;  referandum sürecini yönetenler; milletvekilleri, il yöneticileri v.b. zaman zaman STK ziyaretlerinde, esnaf ziyaretlerinde bulunuyorlar. Ama, birkaç STK ziyaret edilse bile pek çok STK ziyaret edilmiyor. Bir bakıyorsunuz, bir STK bir ay içinde iki – üç kez ziyaret edilirken, bir diğerine hiç uğranılmıyor. Yine, bir esnafa iki üç kez uğrarken bir başkasına hiç uğranılmıyor… Referandum süreci basite alınacak bir süreç değildir. Bu konularda hata yapılmaması çok önem arz ediyor. Toplum, kişi ve grup psikolojisinin çok iyi tahlil edilmesi gerekir.

Vatandaşları küstürmemek bu süreçte çok önemlidir. Bir fazla “EVET” oyu, yeni sitemin daha kuvvetli kurulması için çok önemli bir temel taşıdır.

**********

%95’lik Gümüşhane hedefine ulaşılması mümkündür. Yeter ki çok iyi bir organize yapılsın. Toplumun nabzı iyi tutulsun.

Son olarak şunu ifade etmek isterim:

Bu referandum, Türk Milleti’nin yeniden doğuşu, yeniden şahlanışı olacaktır.

Gümüşhane bu önemin şuurundadır.

Vatandaşımız, çok yüksek bir oranda “EVET” diyecektir.

Güzel günler dileğiyle.