AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Halk Oylaması süreci kapsamında Gümüşhane Atatürk Caddesi’nde düzenlenen mitingde halka hitap etti.
17 Mart 2017 Cuma günü Gümüşhane Atatürk caddesindeki Miting alanında vatandaşları selamlayarak, konuşmasına başlayan Başbakan Yıldırım, Gümüşhanelilere, “16 Nisan yaklaşıyor, demokrasi zaferi için var mısınız? Türkiye’nin aydınlık yarınlarına hazır mıyız? Büyük Türkiye için 16 Nisan’da ne diyoruz?” sorularını yöneltti. Vatandaşlardan “Evet” karşılığını alan Yıldırım, “Maşallah, Gümüşhane işi bitirmiş.” karşılığını verdi.
Gümüşhane’de muhteşem bir coşkunun ve kalabalığın olduğunu belirten Yıldırım, bu coşkunun kendilerine yol gösterdiğini, güç verdiğini, gelecek için bir ışığın Gümüşhane’den dalga dalga bütün Türkiye’ye yayıldığını belirtti.
“Tarih üstünden biraz geçince mazi oluyor.” diyen Yıldırım, 1999-2002’nin siyaset için karanlık yıllar olduğunu, 2002’den bugüne ak günlerin, aydınlığın yaşandığını kaydetti.
Başbakan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamını vatandaşlara ileterek, “Yola çıktığımızda amacımız belliydi. Daha kalkınmış, daha zengin, demokrasisi gelişmiş bir Türkiye. Allah’a şükür geçen 15 yıl içinde bunları gerçekleştirdik. Göreve geldiğimizde baktık ki bizden önceki dönemlerde Türkiye çok büyük borcun altına sokulmuş, tam 2002’den bugüne kadar 192 milyar borç ödedik. Geçmiş dönemlerin borcunu ödedik.” diye konuştu.
Yavuz Sultan Selim’in “Borç almaya alışan, emir almaya da alışır.” dediğini anımsatan Yıldırım, Türkiye’yi hesap veren değil, denetleyen, daha itibarlı bir ülke haline getirmek için IMF’ye yol verdiklerini bildirdi.
DAĞIN KARNINDAN GEÇiYOR
“Değerli Gümüşhaneliler, siz tabela projesi nedir bilir misiniz?” diye soran Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şu dağın tepesinden geçen bin 700 metrelik Zigana Tüneli’ni hatırlayın. Temeli 1975’te atılmış. 80 bir şey yok, 82 yok, 85 yok, 89 yılında tam 14 yılda bitmiş ama biz bugün Zigana tünelinin temelini attık. Öyle dağın boynundan değil, dağın karnından geçiyor 15 kilometre. Bu tünel bitince ne olacak biliyor musunuz? Gümüşhane’den Trabzon Havalimanı’na 40 dakikada gideceksiniz. Ne zaman bitecek? Temel attık, tarihi de verdik, aklınızın bir köşesine yazın 29 Ekim 2019’da. Zigana Tüneli 30 kilometreyi 4 yılda bitiriyoruz. Bin 700 metreyi 14 yılda bitiremeyen bir Türkiye’den, 30 kilometre tüneli 4 yıla sığdıran bir Türkiye var artık. Bu sizin, AK Parti iktidarı sayesinde. Eski dönemlerde proje yapmak isteyenler arazinin önüne bir tabela koyar, çeker giderdi. İş deseniz yok, icraat deseniz yok, yatırım deseniz hiç yok. Biz AK Parti olarak bu tabelacılığı bitirdik. Tabela projeciliğini tedavülden kaldırdık. Yerine büyük projeleri getirdik. Yavuz Sultan Selim, Osman Gazi Köprüsü’nü yaptık, hızlı treni yaptık, dünyanın en büyük havalimanını yapıyoruz. ‘İmkansız’ denen Marmaray’ı yaptık, denizin altından tünelleri geçirdik, yetmedi yanına bir de arabaların geçeceği Avrasya tünelini yaptık.”
Yıldırım, istikrarın, güçlü iktidarın farkının bu olduğunu belirterek, “Güçlü iktidar demek daha çok hizmet, daha çok proje demek, darbecilere de darbeyi indirmek demektir.” dedi.
AYDINLIĞA GiDEN TÜNEL
Türkiye’yi yüksek hızlı trenle tanıştırdıklarını, şehir hastaneleri yaptıklarını hatırlatan Yıldırım, SSK, ilaç, hastane kuyruğu denildiğinde akla CHP’nin geldiğini kaydetti.
Şehir hastaneleri denilince de akla AK Parti’nin geleceğini ifade eden Yıldırım, aile hekimliği uygulamasını gerçekleştirdiklerini, yeni üniversiteler, havalimanları kazandırdıklarını anlattı. Yıldırım, “Bunları yaparken bir yandan da şeytan taşlamayı da ihmal etmedik. Ha babam önümüze çıktılar, engeller koydular. Engelleri aşa aşa geldik.” diye konuştu.
Yol boyunca yapılan tünelleri anımsatan Yıldırım, “Tünele gir, çık bir daha tünele gir ama karanlık tünel değil, ucunda ışık olan tünel var, aydınlığa giden tünel var. Bunlar Türkiye’yi çıkmaz tünele sokmak istiyorlar. İşte bunların yolu bu.” değerlendirmesinde bulundu.
Gümüşhane çevre yolunun 8 kilometresinin tünel olduğunu belirten Yıldırım, “Millet sevgisi olursa kalbinde dağları da delersin, vadileri de aşarsın, milletle kucaklaşırsın.” diye konuştu.
Dev eserlerin altına milletten aldıkları güçle imza attıklarını ancak muhalefetin hep “Hayır” dediğini, şimdi tekrar “Hayır”cıların piyasada olduğunu ifade eden Yıldırım, “Türkiye ne zaman ayağa kalksa aynı çevreler hep ‘Hayır’ diyerek, memleketin geleceğini karartıyor. Kılıçdaroğlu ne diyor, ’18 yaşında genç biri milletvekili olur mu canım?’ Niye olmaz? 18, git oy kullan, ehliyet al, askere git, evlen ama milletvekili, belediye başkanı, Meclis üyesi olacaksın, ’18 daha küçüksün, hadi 19 yine küçüksün, 20 olmaz, 21 daha vaktin var, 22 yine yok, 23 yine yok, 24 yine yok.’ Ta 25’i bitirene kadar. Olur mu ya? Gençleri görmüyor musun?” dedi.
18-25 yaş arasında 9 milyon genç bulunduğunu anlatan Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ey Kılıçdaroğlu, aklını başına al. Bugün gençlerin gücü senin bu direncini yerle bir eder. Gençlerine güvenmeyen geleceğine güvenemez. Fatih Sultan Mehmet bir çağı kapatıp bir çağı açarken, gemileri karadan yürütürken, sadece 21 yaşındaydı. Ey Kılıçdaroğlu, aklını başına al. Ecdat 18-19 yaşında ‘Çanakkale geçilmez’ dedi. Yedi düvele destan yazdı. 15 Temmuz alçak darbe girişiminde şehirleri, meydanları dolduran gençlerdi. Gençler, göğüslerini siper etti. Bu alçaklara darbeyi vurdu. Sen bu gençleri ne zannediyorsun? Diyor ki ‘Gençler tezahürat yapsın, bayrak açsın, siyasete karışmasın.’ Hadi oradan. Bu gençlik, sadece bayrak açmaz. Ay yıldızlı sancağı da taşır. Büyük, aydınlık Türkiye’nin sancağı sizin ellerinizde yükselecek gençler.”
Yıldırım, sorunları torunlara bırakmamak için var güçleriyle 15 yıldır çalıştıklarına işaret ederek, şu anki anayasanın darbe anayasası olduğunu kaydetti.
BELİRSİZLİK DÖNEMLERİNİN ANAYASASI
Anayasanın 1982 model olduğunu, içinde vesayet ve darbe kalıntıları bulunduğunu, yamalı bohçaya dönüştüğünü ifade eden Yıldırım, “Türkiye büyümüş, 2002’de yerle bir olan Türkiye üç kat büyümüş. Bir Türkiye üç Türkiye olmuş. Bu eski model anayasa ile Türkiye bundan sonra yol alabilir mi? Bu anayasa koalisyonların, ekonomik krizlerin, belirsizlik dönemlerinin anayasası, bu anayasa iki başlı yönetimin anayasası.” diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile eski Başbakan Bülent Ecevit arasında yaşananları hatırlatarak, şunları söyledi:
“Ecevit herkesi dolaştı. Bunu mahkemeden aldı, cumhurbaşkanı yaptı, en önce kendisi kavga etti. Anayasa kitabını fırlattı, o da ona hakaret etti, Türkiye’ye bedeli 192 milyar dolar oldu. Peki 192 milyar dolar eğer o krizden borçlara gitmeseydi ne olurdu? Yavuz Sultan Selim Köprüsü gibi tam 300 tane köprü yapılırdı. Trabzon’dan Erzincan’a kadar hızlı tren tamamen tünellerden geçerek yapılırdı, oradan da Sivas’a kadar devam ederdi. Geriye kalanı da bir Gümüşhane daha yapılırdı. Kızım dediği Tansu Çiller’le Süleyman Demirel’i hatırlayın. Hükümet kurma görevi bile vermedi. Bütün bu tartışmalar sonucu ne oldu? Memleket, millet zarar gördü, bankalar battı, borsa çöktü, döviz aldı başını gitti, faizler yükseldi, vatandaş fakirleşti. Kılıçdaroğlu galiba o günleri özlüyor. Çünkü o, SSK’nın başındayken böyle işler vardı. Kurumu 2 katrilyon zarara soktu. O günlere hasret duyanlar bugün ‘Hayır’ diye bağırıyorlar.”
Konuşmasında, anayasa değişikliğinin neler getireceğine de değinen Yıldırım, yeni anayasayla yargının tarafsız ve bağımsız olacağını, yargıda çift başlılığın biteceğini, askeri, sivil yargı ayrımının ortadan kalkacağını, herkesin adalet önünde eşit olacağını vurguladı.
Türkiye’nin artık bir saniye bile kaybedemeyeceğini belirten Yıldırım, bu nedenle yeni sistemde seçimlerin 4 yıl yerine 5 yılda bir yapılacağını söyledi. Geçmiş dönemlerde zayıf hükümetlerde ortalama 17 ayda bir hükümetin değiştiğini hatırlatan Yıldırım, “Nasıl oluyor? Geliyor, yeni hükümet kuruluyor, bakanlar tebrikleri kabul ediyor, brifingler alıyor. Sonunda da bir bakıyor ki zaman dolmuş, vedalaşarak valizini topluyor.” diye konuştu.
“İş nerede, proje nerede? Gümüşhane Çevre Yolu’nu kim yapacak, Pekün Tüneli’ni kim yapacak? Bir başka bahara.” ifadesini kullanan Yıldırım, şöyle devam etti:
“Diğer ülkelerle Türkiye’yi karşılaştıralım. Zengin, gelişmiş ülkelere bakalım. İngiltere 1950’den bu tarafa 67 yılda sadece 15 hükümet kurmuş, Almanya 15 hükümet kurmuş, Amerika 17 hükümet kurmuş, Fransa 11 hükümet kurmuş. Kaç senede, 67 senede. Ortalama 4,5-5 sene. Peki Türkiye ne yapmış 1950’den bu tarafa? Tam 48 hükümet kurmuş. Bir yerde 15, bir yerde 48. Bu ne anlama geliyor? Zayıf iktidarlarla Türkiye zaman kaybetmiş. Şimdi artık bu yeni sistemde bu zayıf iktidarlar dönemini geride bırakıyoruz. 5 senede bir seçim olacak. 5 sene boyunca da hükümet aynı kalacak, değişmeyecek. Başladığı işi bitirecek.
Eğer Türkiye’de AK Parti olmasaydı Marmaray olur muydu, dünyanın en uzun köprüsü Çanakkale Köprüsü’nün temeli atılabilir miydi, Ilgaz Şehitler Tüneli biter miydi, Avrasya biter miydi, hızlı tren olur muydu, şu Gümüşhane’nin yolları bu hale gelir miydi? Gelmezdi, hiçbiri gerçekleşmezdi.”
SİYASİ BAKIŞIMIZ NE OLURSA OLSUN, TEK DERDİMİZ TÜRKİYE OLSUN
Yeni anayasayla yatırımların daha da hızlanacağını, yeni iş, aş alanları oluşacağını vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:
“Burada söz veriyorum, yeni anayasayla birlikte Türkiye’nin 10 yıl içinde milli gelirinizi 25 bin doların üzerine çıkaracağız. Türkiye’yi parmakla gösterilen, iki elin parmaklarıyla gösterilen ülkelerin arasına sokacağız. Daha zengin, daha kalkınmış bir Türkiye vadediyorum.
Buradan BBP’ye, MHP’ye, Saadet Partili kardeşlerimize sesleniyorum; onlar aydınlık Türkiye’den yana mutlaka ‘evet’ diyecekler. Buradan CHP’ye gönül veren kardeşlerimize de sesleniyorum; bu Türkiye’nin geleceği, bu parti seçimi değil. Partiler sandığa gitmiyor. Türkiye’nin geleceğine karar veriyoruz. Siyasi bakışımız, fikrimiz ne olursa olsun tek derdimiz memleket olsun, Türkiye olsun. Yoksa bir ‘hayır’ türküsü tutturanların dillerine sakız ettiği gibi bu anayasayı kendimiz için yapmıyoruz. Bu anayasa Erdoğan için değil, her doğan içindir.”
LEYLEĞİN ÖMRÜ LAKLAKLA GEÇER
Yıldırım, artık güçlü hükümetlere ihtiyaç bulunduğunu ifade ederek, bu sisteme göre yüzde 50’nin üzerinde oy alamayan hiçbir partinin iktidar olamayacağına dikkati çekti. Yıldırım, “Öyle yüzde 30 ile iktidar olmak yok, en az yüzde 50. Seçmenin oyunun yarıdan fazlasını alacaksın.” ifadesini kullandı.
Bunun için çalışanın, milletinin desteğini ve güvenini kazananın iktidar olacağını vurgulayan Yıldırım, “CHP; bunlar hiç çalışmayı sevmez. Bunların hayatı konuşmakla geçiyor. Leyleğin ömrü laklakla geçer. Bunlar da öyle. Onun için buna ‘hayır’ diyorlar. Bu ‘evet’ olunca, kabul edilince çalışmak zorunda kalacaklar. Milletin gözüne girmek için, Gümüşhanelilerin gözüne girmek için daha çok gayret edecekler. Hiç çalışmadıkları bir şey. Nasıl olacak? O zaman en kolayı, biz ‘hayır’ diyelim, olsun bitsin.” değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, bu sisteme göre seçimin birinin yazın, birinin de kışın olmayacağı, aynı gün yapılacağını belirterek, “Hem Meclisi, milletvekillerini seçeceksiniz hem de cumhurbaşkanını.” dedi.
Seçim bittiği anda da memleketi kimin yöneteceğinin hemen belli olacağına, haftalarca ya da aylarca beklenmeyeceğine işaret eden Yıldırım, şöyle konuştu:
“Sandıktan çıkıyor, sizin desteğinizi alan iş başı yapıyor, hükümetini kuruyor, çalışmaya başlıyor. 5 yıl. 5 yıl sonra severseniz, beğenirseniz bir daha seçersiniz. Ama 2. dönemden sonra, ‘Ya iyi çalışıyor, bir daha seçelim.’ deseniz yine yok. Sadece 2 dönem, 10 yıl, cumhurbaşkanı yardımcılarıyla, bakanlarıyla hükümetini kuruyor, çalışmaya başlıyor. Başbakan artık olmayacak. Başbakan ile cumhurbaşkanlığı birleştirilmiş olacak. Yetkiler dağılacak, mekanizma çalışacak. Yargı da güçleniyor. Meclis güçleniyor. Genel görüşme, denetleme, cumhurbaşkanı hakkında soruşturma, bakanlar hakkında soruşturma, soru sorma, kanun yapma, bütün bu işler Meclisin işi oluyor. Milletvekilleri daha güçlü hale geliyor. Hemşehrilerine daha fazla hizmet ediyor. Milletvekilleri, cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hakkında yazılı soru verebiliyor. 15 gün içinde cevap vermek mecburiyeti var.
Bu sistemde sıkıyönetim yok, sıkıyönetimi kaldırıyoruz. Yeni dönemde sıkıyönetim yok, normal yönetim. İşte yeni anayasa bu. Hani tek adam? Yeni anayasada demokrasi var. Tek adam doğru, 2 cumhurbaşkanı mı seçeceğiz, Kılıçdaroğlu öyle istiyor diye. Siz şurada mahalleye 2 muhtar mı seçiyorsunuz? Belediye başkanı 2 tane mi? Nasıl oluyor? Kaymakam, vali 2 tane mi? Tabii ki bir olacak, tek adam olacak. Ama patronu 80 milyon olacak. Siz olacaksınız. Siz karar vereceksiniz. Patronun millet olduğu yerde diktatörlük olmaz. Yürü dersin yürür, dur dersin durur. Bu kadar basit.”
Son dönemde Hollanda’da yaşananları hatırlatan Yıldırım, “Bizde demokrasi var da Avrupa’da son zamanlarda demokrasiden eser yok. Bir bakıyorsunuz Hollanda, bakanımızın önünü kesiyor, atlarıyla itleriyle oradaki soydaşlarımızın üzerine saldırıyor, darbediyor. Hani nerede demokrasi, hani nerede insan hakları? Bu işler lafla olmuyor. Avrupa iki yüzlülük yapıyor. Mısır’ın seçilmiş cumhurbaşkanı alaşağı olurken sesi çıkmıyor, demokrasiyi hatırlamıyor. Bosna’da katliam olurken, soykırım olurken gözlerini kapıyor, insan hakları aklına gelmiyor, Suriyeli göçmenleri ülkelerine almamak için tekmeler atıyorlar, duvarlar örüyorlar, kıllarını kıpırdatmıyorlar.” diye konuştu.
Sağduyulu olma çağrısında bulunan Yıldırım, “Sakin olacağız, diklenmeyeceğiz ama dik duracağız. Günü gelince de bunların hesabını tek tek soracağız. Yapılan hiç bir şey yanlarına kalmaz.” dedi.
Almanya’da demokrasinin ayaklar altında olduğunu vurgulayan Yıldırım, terör örgütlerinin şehir şehir kol gezerek “hayır” için kampanya yaptıklarına, Türk milletvekillerine ve bakanlara gelince de “güvenlik” gibi çeşitli bahanelerle salonların iptal edildiğine dikkati çekti.
Milletin, Avrupa’ya 16 Nisan’da “demokrasi nasılmış” göstereceğini belirten Yıldırım, cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 84 “evet” oyu veren Gümüşhane’den halk oylamasında yüzde 95 “evet” ile rekor oy sözü aldı.
Yıldırım, bir başka “hayır”cılar cephesinin de terör örgütleri olduğuna işaret ederek, “PKK, FETÖ, DEAŞ hepsi kol kola girmiş ‘hayır’ diyor. Herhalde FETÖ’ye 15 Temmuz’da milletten yediği sille yetmedi bir kere daha milletin gücüyle 16 Nisan’da karşılaşınca dünyanın kaç bucak olduğunu anlayacaklar. O alçak darbe girişiminde 248 vatan evladını şehit verdiğimiz hain terör örgütünü inşallah 16 Nisan’da ‘evet’ kararınızla bitireceğiz.” şeklinde konuştu.
FETÖ yargılamalarının başladığına dikkati çeken Yıldırım, elebaşlarının da Türkiye’ye gelerek, hesap vereceğini ifade etti.
YENİ ANAYASAYLA YOLUMUZA TERÖRÜ BİTİREREK DEVAM EDECEĞİZ
PKK ve HDP’nin kafa kafaya vererek, korku imparatorluğu kurmak için çukur siyaseti uyguladıklarını anlatan Yıldırım, şöyle konuştu:
“Kürt kardeşlerimiz buna en iyi cevabı verdi. Siz bu topraklar üzerine ‘gecekondu devlet kuramazsınız’ dediler. O çukurların içini devlet-millet el ele doldurdu, bölgede demokrasi ve kardeşlik kuruldu. Şimdi tarihin en ağır darbesini yiyen PKK terör örgütü ‘hayır’ için kapı kapı dolaşıyor. Dinleyen var mı? Artık benim Kürt kardeşim de Türk kardeşim de hizmeti gördü, kardeşliği, birliği, beraberliği gördü. İşte birilerinin rahatsız olduğu gerçek bu. Ama geri adım atmak yok. Yeni anayasayla yolumuza terörü bitirerek devam edeceğiz. Artık terör Türkiye’nin başını ağrıtmayacak. Türkiye’nin gündeminde projeler olacak, fabrikalar, yollar, köprüler, tüneller olacak. Gümüşhane’nin gündeminde icraatlar, eserler yeni hizmetler olacak.”
Gümüşhane’ye 14 yılda 6,5 milyar liralık yatırım yapıldığını belirten Yıldırım, Gümüşhane için daha büyük yatırımlar, istihdam ve desteklemeler gerçekleştireceklerini vurguladı.
Gümüşhane’yi cazibe merkezi yaptıklarını ve bu cazibe merkezi için 3 milyar liralık müracaat olduğunu aktaran Yıldırım, “Bunlar inceleniyor, uygun projeler uygulamaya girecek. Yatırım, üretim, taşıma, veri merkezi enerji desteği, çağrı merkezi. Gümüşhane’de bir bir hayata geçecek. Cazibe merkezi programında Gümüşhane’nin büyük kalkınma hamlesini inşallah gerçekleştireceğiz.” şeklinde konuştu.
Yıldırım, Gümüşhane’ye yapılan diğer yatırımlara ilişkin de hatırlatmada bulundu.
(Kaynak: AK Parti Genel Merkezi İnternet Sitesi)