Başkan Köse, Kürtün Sınır Davasının Bütün Ayrıntılarını Kronolojik Olarak Anlattı

24 Aralık 2022 Cumartesi günü Ramada otelde yapılan geniş katılımlı “2023’e doğru şehir buluşmaları Gümüşhane” programında AK Parti Gümüşhane İl Başkanı Av. Celalettin Köse, bir soru üzerine son dönemde yoğun olarak gündemde yer alan Kürtün ilçesine bağlı Kırgeriş, Damlı ve Bağlama köyleri ile Trabzon’un Şalpazarı ilçesin arasında yaşanan sınır sorunu süreci hakkında geniş bir açıklama […]

24 Aralık 2022 Cumartesi günü Ramada otelde yapılan geniş katılımlı “2023’e doğru şehir buluşmaları Gümüşhane” programında AK Parti Gümüşhane İl Başkanı Av. Celalettin Köse, bir soru üzerine son dönemde yoğun olarak gündemde yer alan Kürtün ilçesine bağlı Kırgeriş, Damlı ve Bağlama köyleri ile Trabzon’un Şalpazarı ilçesin arasında yaşanan sınır sorunu süreci hakkında geniş bir açıklama yaptı.

Konuyu, kronolojik olarak bütün ayrıntıları ile anlatan Başkan Köse şunları söyledi:

 “1990 yılında Kürtün’ün ilgili köyleri Asliye Hukuk Mahkemesinde Alaca yaylası ve bağlı pazar yerlerine ilişkin Trabzon Şalpazarı Gökçeköy’ün vaki müdahalesinin önlenmesine dair bir dava açıyor. Bu dava 2006 yılına kadar devam ediyor. 2006 yılında bizimkilerin duruşmayı takip etmemeleri sebebiyle dosya düşüyor. Biz buna “müracaata kaldı” diyoruz. 3 aylık süre içerisinde yenilenmesi mümkünken yenilenmiyor ve davanın açılmamış sayılmasına karar veriliyor, dosya işlemden kaldırılıyor. Hemen akabinde 2007 yılında Şalpazarı’nın Gökçeköy tüzel kişiliği bu sefer Şalpazarı’nda aynı yere ilişkin aynı davayı açıyor. Yargılama 2 yıl devam ediyor. Yapılan yargılamada keşif icra ediyor. Mahallinde keşif yapılıyor. Keşfe bizim taraftan hiç kimse katılmıyor, ne davanın tarafları katılıyorlar. Benim elimde mahkeme kararları var, gidilmemiş.” 

“Muhtarlar bizi ziyaret ettiler,  Kürtünlü arkadaşlarla beraber muhtarlarla ağırladık. Önümüzde mahkeme kararı. Dedik ki falanca tarihte keşif yapılmış. Keşifte 5 kişi mahalli bilirkişi olarak dinlenmiş. Bunlar kimdir dedik. Hepsi Şalpazar’ından. Halbuki mahkemelere her 2 tarafın da mahalli bilirkişi ve tanık bildirme hakkı var. Gayrimenkule ilişkin davalarda da en önemli delil mahalli bilirkişi ve tanık olmasına rağmen mahkemeye de bu isimleri bildirilmesine rağmen keşif mahalline götürülmüyor bu isimler. Keşfe bizim taraftan hiç kimse gitmemiş. Keşif icra edilmiş, teknik bilirkişiler nizalı yerin 9 milyon 464 bin metrekare büyüklüğünde olduğunu ve bu yerin Gökçeköy köyü tüzel kişiliği sınırları içerisinde kaldığını rapor etmişler. Maalesef bu rapora da itiraz edilmemiş. Akabinde karar verilmiş. Nizalı yer 9 milyon 464 bin metrekare olmasına rağmen bilirkişinin beyanına göre mahkeme sadece Alaca yaylası ve bağlı pazar yerlerine bizim tarafın vaki müdahalesinin ve murazanın menine karar vermiş ve bu karar kesinleşmiş. Şu anda kazıyı muhkem dediğimiz bu konuyla ilgili kesin hüküm var.” 

“Asliye Hukuk mahkemelerinin müdahalenin menine ilişkin kararları idari sınır niteliğinde değildir. Ancak konuyla ilgili İller İdaresi Genel Müdürlüğü’nün 2003-2005 ve en son 2021 yıl olmak üzere yaptırdığı çalışmalar var. Merkez Valileri marifetiyle yine o bölgede oturan yaşlı insanların da mahalli bilirkişi olarak dinlenilmesi ve konuya ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararlarının da delil teşkil ettiği böyle kür halinde konu değerlendiriliyor ve haritalandırılıyor ilgili bölge. Yapılan çalışmalarda 3 tane çalışma yapılmış, üçünde de bizim aleyhimize sonuçlar çıkmış. Ve netice itibariyle de 2021 yılı Aralık ayında Cumhurbaşkanlığı kararnamesine konu edildi. Ve yargıya taşındı. Şu anda konu yargıda. Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin iptali için idari yargıda Danıştay’da dava açıldı.” 

“İçişleri Bakanlığı’nın Şalpazarı Asliye Hukuk mahkemesi’ne yazmış olduğu bir yazı var. Gayrimenkule ilişkin davalar gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesinde görülür. Bu bizim hukukumuzdaki genel yetki kuralıdır. Daha önce Torul’da görülmüş bu niye Şalpazarı’nda görülüyor? İçişleri Bakanlığı’na yazı yazılıyor. Dava konusu yer hangi ilin idari sınırlarındadır diye. İçişleri Bakanlığı cevap veriyor. Bu yerle ilgili bu 3 köyün bulunduğu Alaca pazar yeri dediğimiz, Alaca yaylası dediğimiz bölgede iki ilin idari sınırı bugüne kadar ihdas edilmemiş. 2 ilin de mülkiyet iddiasında bulunduğu topraklar var. Ama resmi bir sınır ihdası söz konusu değil. Kamuoyunda bunu hiç kimse dile getirmiyor. İlgili mahkeme kararları hiç kimse getirmiyor dile. Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin dayanağı benim bahsettiğim İller İdaresi Genel Müdürlüğünün yaptığı çalışmalar ve ilgili mahkeme kararları.” 

“Mekansal Adrese Kayıt Sisteminde sehven yapılan bir hatadan dolayı Ekim ayının sonunda Kasım ayında Gümüşhane’de feryat figan koptu. Haklıydı bizim Bağlama köyü. Adreslerinin Şalpazarı’nda görülmesi büyük bir hata. Ama sehven yapılan bir hata olduğunu biz nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ile yapmış olduğumuz görüşmeler neticesinde kendisine ifade ettik. 28 Ekim tarihinde sorunu milletvekillerimizle birlikte takip ettik Ankara’da. Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün ifadesi sehven bir hata söz konusu yapılan hata çarşamba gününe kadar düzeltilecek. Akabinde o gün bizim Cumhurbaşkanımızın Türkiye vizyonu programı var, ertesi gün Bursa’da TOGG’a gidiyoruz. Gençlik Kolları ve İl Genel Meclis başkanımızla beraberiz. Muhtarı aradım. Dedim muhtarın durum böyle böyle. Sorun Çarşamba’ya kadar çözülecek. Biz Ankara’ya gideceğiz dedi. Gitmenize gerek yok, sorun çözülecek dedim. Biz Ankara’ya gideceğiz diyince ben kararlı olduğunu gördüm ve yolunuz açık olsun dedim. Ardından Salı günü Özgür Özel ile olan görüşmeleri yayınlandı. Salı günü akşam Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü bizi aradı. Sorunun çözüldüğünü söyledi. Muhtara bunu beyan ettim, telefonda söyledim. Şimdi Özgür Özel mi çözdü diye sordum soruyu cevap veremedi. Şimdi Özgür Özel mi çözdü bu sorunu? Ben de size soruyorum.”

Exit mobile version