Bediüzzaman’dan vesvese, evham ve musibetler için arı metotlu tedavi

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri Risale-i Nur Külliyatı’nda vesvese, evham ve musibetlerin tedavisi için çok basit uygulanabilir bir metot anlatıyor. Arı örneğini veriyor. İnsanın başına, kalbine gelen vesvese ve evhamlar arılar gibidir. Başımıza gelen arıdan kurtulmanın en kısa yolu ona ehemmiyet vermeyip, çırpınıp telaş göstermemektir. Arı, bir iki dolaştıktan sonra çekip gidecektir. Ama, arıyı kovmak için […]

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri Risale-i Nur Külliyatı’nda vesvese, evham ve musibetlerin tedavisi için çok basit uygulanabilir bir metot anlatıyor. Arı örneğini veriyor. İnsanın başına, kalbine gelen vesvese ve evhamlar arılar gibidir. Başımıza gelen arıdan kurtulmanın en kısa yolu ona ehemmiyet vermeyip, çırpınıp telaş göstermemektir. Arı, bir iki dolaştıktan sonra çekip gidecektir. Ama, arıyı kovmak için çırpınırsak arı bizi sokar. Evham, vesvese ve musibetler de böyledir. Ehemmiyet vermezsek bize zararları olmadan geldikleri gibi giderler. Eğer, çırpınırsak bize zarar verirler.

İşte Bediüzzaman’ın İfadeleri:

“Amma vehmî hastalık kısmı ise, onun en müessir ilâcı, ehemmiyet vermemektir. Ehemmiyet verdikçe o büyür, şişer. Ehemmiyet vermezse küçülür, dağılır. Nasıl ki arılara iliştikçe insanın başına üşüşürler; aldırmazsan dağılırlar. Hem karanlıkta gözüne sallanan bir ipten gelen bir hayale ehemmiyet verdikçe büyür,hattâ bazan onu divane gibi kaçırır. Ehemmiyet vermezse, âdi bir ipin yılan olmadığını görür, başındaki telâşına güler.

Bu vehmî hastalık çok devam etse, hakikate inkılâp eder. Vehham ve asabî insanlarda fena bir hastalıktır; habbeyi kubbe yapar, kuvve-i mâneviyesi kırılır. Hususan merhametsiz yarım hekimlere veyahut insafsız doktorlara rast gelse, evhamını daha ziyade tahrik eder. Zengin ise malı gider; yoksa ya aklı gider veya sıhhati gider.”

*****

Bediüzzaman hazretleri sadece evham ve vesvese için değil, maddi musibetler için de aynı metodu tavsiye ediyor ve şöyle diyor:

“Maddî musibetleri büyük gördükçe büyür, küçük gördükçe küçülür. Meselâ, gecelerde insanın gözüne bir hayal ilişir. Ona ehemmiyet verdikçe şişer, ehemmiyet verilmezse kaybolur. Hücum eden arılara iliştikçe fazla tehacüm göstermeleri, lâkayt kaldıkça dağılmaları gibi, maddî musibetlere de büyük nazarıyla, ehemmiyetle baktıkça büyür. Merak vasıtasıyla o musibet cesetten geçerek kalbde de kökleşir, bir mânevî musibeti dahi netice verir, ona istinad eder, devam eder. Ne vakit o merakı, kazâya rıza ve tevekkül vasıtasıyla izale etse, bir ağacın kökü kesilmesi gibi, maddî musibet hafifleşe hafifleşe, kökü kesilmiş ağaç gibi kurur.”

Kaynak: Risale-i Nur Külliyatı/ Lem’alar

Exit mobile version