GÖNÜL ALTUN YAZDI
Benim pulim…Gönül’ün içindeki gönülde saklı kuşum…
Hayal denen sonsuzluktan kaçmışım da ben, yaşam denen kafeste tutulmuşum.
Söyle pulim. Böyle deli gibi sevmek suç mudur?
Söyle bana hiçbir kuş, senin kadar yükseğe uçmuş mudur?
Sevgilerin en güzelini sende tatmış sevgili, bir daha başkasına vurulmuş mudur?
Güzel pulim. Gönül takviminin mevsimlerinde, şimdi, kara kıştan başka ne var?
Umuda uyandığın sabahların seherlerinde, aldanıştan başka ne var?
Sen, fırtınalardan arda kalanım.
Bilir misin pulim, beni senden başka, yok anlayanım.
Gel, birlikte kanatlanıp uçalım desem, ürkersin, fırtınadan korkarsın.
Gel, seninle uzaklara göçelim desem, başka yön, başka rüzgar, başka kanat ararsın.
O, mutluluktan cıvıldayan sesinde, bu kederli şarkıların işi ne?
Can pulim, canım pulim, candan pulim…
Şimdi, yalnız yağmurunu taşıdığın bulutlar değil, ateşini yaktığın dumanlar da düştü peşine.
Uçma pulim. Taşlar var avcıların sapanlarında.
Kaçma pulim. Giden de sen bu yollardan, bu yollardan bir meçhule varan da.
İmtihan ya!
Pulim, senin gönlün yine çöllere düşer.
Bir çöl fırtınasında, savrulup gider düşlerin, solar gülüşlerin.
Payımıza yine hüzün,
Gönlümüze yine hazan,
Sazımıza yine özlem,
Sözümüze yine Şems, yine Mevlana düşer.
*PULİ: Lazcada “Kuş yavrusu” anlamına gelen bir sözcük