Bu Tabiat Kimdir? Kimin Nesidir? Ne İş Yapar? Tanıyan Var mı?..

Hasan Pir

Mürekkep yalamış, kelli felli adam gördüğü bir olayı yorumlarken “tabiat çok cömert davranmış” diyor, tabiata teşekkür ediyor.

Tabiat nedir diye sorduğunuzda ise, kem küm etmeye başlıyor.

Kem küm etmeye gerek yok ben size tarif edeyim.

İnsanın fiziki vücuduna beden, kâinatın fiziki vücuduna ise tabiat denir?

İnsanın fiziki vücudu, yani bedeni nelerden meydana gelir? Et, kemik, kan, saç, ciğer, kalp, dalak, göz, kulak, ağız, burun, beyin, el, ayak, sinirler…  Bunlar da daha alt bazda atomlardan, hücrelerden meydana gelir.

Peki kâinatın fiziki vücudu yani “tabiat” nelerden meydana gelir? Güneş, hava, su, toprak, ateş, yıldızlar, gezegenler, dağlar, denizler…  Bunlar da yine daha alt bazda elementlerden, atomlardan, hücrelerden meydana gelir.

Kâinatta, yani tabiat dediğimiz kâinatın fiziki bünyesinde 118 element bulunmaktadır. Örneğin, demir, bakır, çinko, oksijen, hidrojen v.b. gibi..

Bu elementlerin bir kısmı insan bünyesinde de bulunur.

Olay bu kadar basit.

Tabiat denilen kâinatın fiziki bünyesinde de, beden denilen insanın fiziki bünyesinde de bir “akıl, şuur” yoktur. 

Elementler birer harftir. Bu harflerle kâinatın bedeni yani tabiat oluşturulduğu gibi, insan bedeni de yine bu element denilen harflerle yazılmıştır.

Olayı biraz daha açalım.

Elementleri yaratan Allah, bu elementleri yan yana getirerek varlıkları, mahlukatı yazmıştır. Örneğin, Allah iki hidrojenle bir oksijeni yan yana getirmiş H2O, yani “Su” yu yazmıştır, yaratmıştır. İnsan da zaten su yazarken, bir “S” harfi ile bir “U” harfini yan yana getirip “SU” kelimesini yazıyor.

Yani;  ister kâinatın fiziki bünyesinde olsun, ister insanın fiziki bünyesinde olsun meydana gelen olaylar, bir şuur sahibi, bir fikir sahibi, bir kudret sahibi usta olmaz ise hiçbir şey meydana gelmez.

Akılsız, şuursuz, atom ve elementler nasıl olur da insan gibi bir mucizevî sanat eserini oluşturabilirler?  29 Harfi kalıplara döküp, odanın ortasına koyalım. Ve onlara  “S” ile “U” harfinin yan yana gelmesi emrini verip “su” yazmalarını isteyelim. Acaba, dünyanın yaşı kadar bir zaman geçse bile bu iki harf bir insanın yardımı olmadan yan yana gelerek “su” yazabilir mi?

Aynen bunun gibi, insan vücudundaki uzuvların en ince, en doğru, en lüzumlu ve en hassas bir şekilde yerli yerince yaratılması kendi kendine veya tesadüfen olabilir mi? Yani bir yapan olmadan bu akıllı işler olabilir mi?

İçinde yasadığımız dünyanın hangi işleyişinde bir sorun, sıkıntı var ki?.. Saat gibi işleyen bir düzen kurulmuş. Bu düzen akılsız, şuursuz sebeplerle olabilir mi? Güneş, insanı ve insanın ihtiyaçlarını bilebilir mi? Bulut, insanın ve mahlukatın suya ihtiyacını bilip imdada yetişebilir mi? Peki nasıl oluyor da her an yaşanan milyarlarca tabiat olayı hep bir düzen içinde oluşuyor ve çalışıyor? Tabiatın içinde en kuvvetlisi olan Güneşin, kendi başına bir hiç olduğunu, basit bir bulutun Güneşin önüne geçip ışıklarını engellemesinden görmüyor muyuz?..

Binlerce cilt kitapla anlatılabilecek bir yaratılış sistemi, bir yaratanın kurduğu sistem kâinatta işliyor. Allah’ın yarattığı sistem kâinatta işliyor. Tabiat; Allah’ın yarattığı canlı ve cansız varlıklar bütünüdür. Tek başına tabiat bir güç sahibi değildir.

Ustasız bir eserin meydana gelmesi mümkün değildir. Eser varsa, usta var demektir. Sanat varsa sanatkâr var demektir. Harf varsa kâtip var demektir. Tabiat denilen sistem ancak onu yaratan Allah ile çalışır ve anlamlı olur.

Tabiatın her bir noktası Yüce Allah’ı gösteren eserlerle doludur. Milyarlarca yaratılan canlı ve cansız mahlukat yaratıcıları olan Allah’ı gösteriyor.

HERKES TABİATÇILIĞI ÇÜRÜTEN BU ÖNEMLİ ESERİ OKUMALI

Avrupa’dan içimize sokulan “tabiatçılık” fikrine karşı ailelerimiz uyanık olup, ancak Allah’ın tek yaratıcı olduğu çocuklarımıza, gençlerimize ve tüm insanımıza anlatmalılar. Bu konuda Bediüzzaman Hazretleri’nin “Tabiat Risalesi” çok okunmalıdır.

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri “Tabiat Risalesi” alı eserinde yaratılışla ilgili olarak inkârcı felsefe tarafından ortaya atılan “kendi kendine oluyor, tesadüfler yapıyor, tabiat yapıyor” gibi sapkın fikirlerin hepsini tek tek çürütüp, yaratmanın ancak Tek Bir Allah tarafında olduğunu ispatlıyor.

TEŞEKKÜRÜ ALLAH’A YAPACAĞIZ

Yazımızın girişinde yer alan “tabiat çok cömert davranmış” ifadesinin ne kadar şuursuzca söylendiği ortaya çıkmıyor mu? Tabiat kim oluyor da bana cömert davranacak… Kendisi aciz bir varlık başkalarına nasıl cömert davranacak?.. Bana ancak, alemlerin Rabbi olan, benim Rabbim olan Allah merhamet eder.

Kul olarak haddimizi bilip alemlerin yaratıcısı olan Rabbimiz Allah’a iman edip, O’nu tanımak ve bizden isteklerini bilmek zorundayız.

Ölümün öldürülmediği bir dünyada en büyük zenginliğimiz kulluğumuzdur. Kul acziyeti ile Rabbimize ibadet edip, verdiği nimetlere teşekkür etmek zorundayız. İbadetler bizim en büyük zenginliğimiz ve onurumuzdur.

Güzel günler dileğiyle.