Hasan Pir
Eskiden beri aspirin için her derde deva ilaç derler…
Aspirin dertlerimize deva olurken, biz de birbirimize deva, birbirimize aspirin olabilir miyiz? Ne dersiniz?…
Nasıl mı?
İşte böyle:
Asrın hastalığı yalnızlaşma. Yalnızlaşan insanı hayata bağlayacak en önemli aktivite ise, ona gösterilecek sıcak bir ilgi ve onula kurulacak sıcak bir diyaloktur.
Günlerce, belki aylarca sıcak bir ilgi, bir takdir ve tebrik sözcüğü duymamış, bir güler yüz görmemiş o kadar çok insanımız var ki… Bu insanlara küçük, küçücük bir moral versek ne kaybederiz.
Hepimiz insanız. Her insan takdir edilmekten hoşlanır. Yeni giydiğimiz bir gömleğin, bir elbisenin beğenilmesi bile, bazen bizim bir günlük azığımız olur, onunla moral, teselli buluruz.
Gelin öyle ise, günleri karamsar tablolarla dolu, moralleri bozuk, günlerce güler yüz ve sıcak ilgi görmemiş insanlara moral kaynağı, aspirin olalım…
- Sabah evden çıkıp işimize giderken geride kalanlara güler yüzle “Allahaısmarladık” desek ne kaybederiz?
- İşimize başlarken, çalışma arkadaşlarımıza selam verip, hayırlı işler dilesek ne kaybederiz?
- Yorgun argın akşam eve dönen eşimize güler yüzle “hoş geldin” desek ne kaybederiz?
- Moralinin bozuk olduğunu hissettiğimiz bir arkadaşımıza, “dünyanın en iyi insanı” olduğunu söyleyerek, olumsuz düşüncelerinden sıyrılmasını sağlayacak bir yeni duygu ve düşünce penceresi açsak ne kaybederiz?
- Bir arkadaşımızın güzel bir halini, özelliğini biliyorsak, “senin şu özelliğini kendime örnek alıyorum…” diyerek ona moral versek ne kaybederiz?
- Dürüst, hoşgörülü, sempatik insanların bu hallerini “marifet iltifata tabidir” sözünde ifadesini bulan bir bakışla alkışlayıp, bu özelliklerin toplumda kabul gördüğü mesajını versek ne kaybederiz?
- Yıllarca birlikte yaşadığımız, hayatı paylaştığımız insanlara; hanımımıza, beyimize, annemize, babamıza, ağabeyimize, kardeşimize, çocuklarımıza, arkadaşlarımıza, komşularımıza herhangi bir vesile ile, “onların, dünyanın en iyi, en tatlı insanları” olduğunu söylesek ne kaybederiz.
- Hanımımızla veya beyimizle telefonla konuşurken, “…Tamam… Anladık… Uzatma… Yeter… Kes…” gibi ifadeler yerine, bir arkadaşımızla yaptığımız telefon konuşmasındaki asgari nezaketi göstersek ne kaybederiz?
İnsanın mutluluğu için çoğu kez bir tebessüm, bir güler yüz, bir tatlı bakış ve bir güzel söz yeter de artar bile…
Unutmamak gerekir ki, Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s.v.) güzel sözün sadaka olduğu müjdesini vermiştir.
Akşam evimize döndüğümüzde, günün muhasebesini yaparken, o gün kaç kişiye mutluluk verdiğimizi, aspirin olduğumuzu düşündüğümüzde günün yorgunluğunu gidermiş olmaz mıyız?
Herhangi bir maddi harcama yapmadan ve yorulmadan insanların gönüllerini kazanmak aslında çok basit bir iş…
Aspirin olma görevimize hemen şimdi başlamamızın çok güzel olacağını düşünüyorum.
Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır…