Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Sosyal Medya

BULUTLAR ALLAH’I ANLATIYOR

Âyetü’l-Kübrâ Risalesi’nden (Kâinattan Hâlıkını

Âyetü’l-Kübrâ Risalesi’nden

(Kâinattan Hâlıkını soran bir seyyahın müşahedatıdır)

BULUTLAR ALLAH’I ANLATIYOR

“Dünyaya gelen o yolcu adama ve misafire, cevv-i sema (gökyüzü) denilen ve mahşer-i acâip  olan feza, gürültüyle konuşarak bağırıyor: “Bana bak, merakla aradığını ve seni buraya göndereni benimle bilebilir ve bulabilirsin” der. O misafir, onun ekşi, fakat merhametli yüzüne bakar; müthiş, fakat müjdeli gürültüsünü dinler, görür ki:

Zemin ile âsumân (gökyüzü) ortasında muallâkta (boşta)  durdurulan bulut, gayet hakîmâne ve rahîmâne bir tarzda zemin bahçesini sular ve zemin ahalisine âb-ı hayat (hayat suyu) getirir ve harareti, yani yaşamak ateşinin şiddetini tâdil eder (düzenler) ve ihtiyaca göre her yerin imdadına yetişir. Ve bu vazifeler gibi çok vazifeleri görmekle beraber, muntazam bir ordunun acele emirlere göre görünmesi ve gizlenmesi gibi, birden cevvi (gökyüzünü) dolduran o koca bulut dahi gizlenir, bütün eczaları istirahate çekilir, hiçbir eseri görülmez. Sonra, “Yağmur başına arş!” emrini aldığı anda, bir saat, belki birkaç dakika zarfında toplanıp cevvi (gökyüzünü) doldurur, bir kumandanın emrini bekler gibi durur.”

*****

“Atılmış pamuk gibi bu câmid (cansız), şuursuz bulut elbette bizleri bilmez ve bize acıyıp imdadımıza kendi kendine koşmaz ve emirsiz meydana çıkmaz ve gizlenmez. Belki gayet kadîr ve rahîm bir Kumandanın emriyle hareket eder ki, bir iz bırakmadan gizlenir ve def’aten (aniden)  meydana çıkar, iş başına geçer. Ve gayet faal ve müteâl ve gayet cilveli ve haşmetli bir Sultanın fermanıyla ve kuvvetiyle vakit be vakit cevv âlemini (gökyüzünü) doldurup boşaltır ve mütemadiyen hikmetle yazar ve paydosla bozar tahtasına ve mahv ve ispat levhasına ve haşir ve kıyamet suretine çevirir. Ve gayet lütufkâr ve ihsanperver ve gayet keremkâr ve rubûbiyetperver bir Hâkim-i Müdebbirin(Allah’ın) tedbiriyle rüzgâra biner ve dağlar gibi yağmur hazinelerini bindirir, muhtaç olan yerlere yetişir. Güya onlara acıyıp ağlayarak, gözyaşlarıyla onları çiçeklerle güldürür, güneşin şiddet-i ateşini serinlendirir ve sünger gibi bahçelerine su serper ve zemin yüzünü yıkar, temizler.”

Kaynak: (B.Said Nursi – Risale-i Nur Külliyatı’ndan)