CENNET

Selim Gündüzalp

Hepimiz gelecekte neler yaşayacağımızı merak ederiz. Özellikle de kabri, ötesini, mahşeri ve cenneti…

Aslında bizim her günümüz, yarından bir habercidir.

Cennette bir gün geçirmek isteyen, dünyadaki bu gününe dikkat etmeli. Çünkü dünyadaki bu günü, ahiretteki günlerinden haber verir insanın. Bu günü yaşarken aslında gelecekteki günümüzü de şekillendiririz. Bugün, onun için önemlidir, değerlidir.

Bazen bir gün, bin gün kıymetindedir. Küçük şeyler vardır ki, büyükler ona bağlıdır; anahtar ve kapı gibi… Eğer o gün bize ebedî mutluluğun ve cennetin kapılarını açan bir anahtar olmuşsa. Rabbimizi hoşnut edecek küçük bir iş, büyük demektir…

Görüyorsunuz işte, cennetteki bir günü merak eden, dünyadaki bu güne değer vermeli. Burada elimizdeki bir gün, ötelerde kim bilir kaç günlere denk olacak… Yazın ne hazırlarsan, kışın onu bulursun. Burada yaparsın, orada karşına çıkar. Burada verdiğin sesin orada yankısını duyarsın…

İşte bu sebeple insan “ne gönderdiğine bakmalı,” bu gününe, ne yaptığına, şu anına dikkat etmeli…

Bir hayal ötesi mertebedir cennet. Hayal edemeyeceğimiz kadar mutlu olunacak bir yer… Öyle güzel bir yerde kim ebediyen yaşamak istemez ki? Hayalini kurduğumuz orman içinde bir göl kenarında ahşap bir ev; ya da karlı dağın tepesinde hiç kimsenin ulaşmadığı bir yerde birkaç küçük kulübecikten ibaret bir köy; veya bir adada her şeyiyle Rabbimizden haber veren harika seyirlik bir yer hepimizin hayalinden geçer gider. Bazen bulutlarla yarış eder, kanatsız uçarız. Bazen yere göğe sığmaz olur, hayalimiz yorulur…

Ama belki de Cennet, bütün hayallerin bittiği yerde başlar. Bu hayallerin, bu duyguların hiçbirinin israf edilmeyeceği bir yerdir cennet. Bir hadis-i şerifte de Hz. Peygamber (asm), “Cennet, onu isteyene verilecek.” buyurur. Bu da şunu gösteriyor; cennette olanları hayatımıza taşıyacak, cennette olmayanları hayatımızdan çıkaracağız. Cennette dostluk, kardeşlik, iyilik var mesela; bunları hayatımızda çoğaltacağız. Cennette, başkalarını hor görme, zulüm ve haksızlık yapma yok, gaflet ve isyan yok; bunları hayatımızdan uzak tutacağız…

Cenneti bize yakın eden de uzak eden de burada yaptıklarımız.

Her ağacın meyvesi, her işin sonucu bellidir. Eğer bakarsa bu günü, ahiretinden habercidir insanın…

Şimdi elindeki bir güne sıradan bir gün gibi davranmak, cennetteki bir günü kaybetmek olabilir. Bu gün ya kazandıran ya da kaybettiren olacak, bu tamamen elimizde…

Cennet Allah’ın lütfu ve ikramı fakat burada kazanılıyor.

Cennet bir hayal ötesi ama hayalî bir yer değil, Âlemler Rabbi Allah’ın vaad ettiği, hoşnut olduğu kullarına vereceği mükâfat beldesi…

KAYNAK: ZAFER DERGİSİ