CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN TÜRK MİLLETİNE BU TAAHHÜDÜ VERDİ

*Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tarihe altın harflerle yazılan sözleri. Bu asil Türk Milleti;  böyle bir lidere sahip olduğu için Yüce Allah’a şükretmeli. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) 3. Olağanüstü Büyük Kongresine katıldı. 21 Mayıs 2017 Pazar günü Ankara Arena Spor Salonunda yapılan AK Parti 3. […]

*Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tarihe altın harflerle yazılan sözleri. Bu asil Türk Milleti;  böyle bir lidere sahip olduğu için Yüce Allah’a şükretmeli.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) 3. Olağanüstü Büyük Kongresine katıldı.

21 Mayıs 2017 Pazar günü Ankara Arena Spor Salonunda yapılan AK Parti 3. Olağanüstü kongresinde bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan tarihe altın harflerle kazınan şu sözleri söyledi:

“Buradan milletime sesleniyorum: Eğer bu kardeşiniz Tayyip Erdoğan’ın ülkesinin ve milletinin hayrına olmayan en küçük bir tavrını, davranışını, icraatını, sözünü duyarsanız, bugüne kadar yaptığı her şeyi bir kenara bırakın ve gereğini yapın. Böyle bir yanlışın içine düşen Tayyip Erdoğan’ın tüm hakları size helaldir. Ben de şimdiden milletimden helallik istiyorum.”

Dünya lideri Erdoğan’ın bu sözleri adeta milletine karşı verdiği bir taahhüt olarak değerlendirildi.

************

AK Parti 3. Olağanüstü Büyük Kongresinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gönül kazanmayı oy kazanmak kadar önemli gördüğümüz için, içeride ve dışarıda maruz kaldığımız onca saldırıya rağmen dimdik ayakta durabildik. ‘İnsani yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışına sıkı sıkıya sarıldığımız için tüm zor zamanlarımızda milletimizi yanımızda bulduk. Bu ülkede güvenlik kaygılarıyla demokrasi taleplerinin aynı anda karşılanabileceğini gösterebildiğimiz için 81 vilayetimizin tamamında karşılık bulan tek parti olabildik” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) 3. Olağanüstü Büyük Kongresine katıldı.

16 Nisan’daki halk oylamasıyla kabul edilen Anayasa değişikliğiyle ‘Cumhurbaşkanının partisi ile ilişiği kesilir’ kuralının kaldırılmasından sonra, 2 Mayıs’ta kurucusu olduğu AK Parti’ye üye olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrede AK Parti Genel Başkanı Binali Yıldım ve 1370 delegenin tamamının imzasıyla AK Parti Genel Başkanlığına teklif edildi.

Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) aday üyeleri ile diğer kurullar için teklif edilen isimlerin okunmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.

“SEÇİLME YAŞINI 18’E DÜŞÜRÜRKEN LAF OLSUN DİYE YAPMADIK”

Konuşmasına, AK Parti’nin 3. Olağanüstü Büyük Kongresinin parti, ülke, millet ve demokrasi için hayırlara vesile olmasını dileyerek ve kongreye 81 ilden katılanlara ve yurtdışından gelen misafirlere ‘hoş geldiniz’ diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurulduğu 14 Ağustos 2001’den bugüne kadar, AK Parti teşkilatında görev almış; genel başkanlarına, kuruculara, MKYK üyelerine, bakanlara, milletvekillerine, il, ilçe ve belde başkanlarına, belediye başkanlarına, il genel ve belediye meclis üyelerine, köy ve mahalle temsilcilerine, sandık müşahitlerine teşekkür etti, partiye emek vermiş vefat edenlere Allah’tan rahmet dileyip hatıralarını hürmetle yâd ettiğini söyledi.

“Türkiye’de hanımları siyasetin asli unsuru hâline getirmiş bir partinin kurucusu olarak, ilk günden beri siz hanım kardeşlerimle yol yürüyor olmanın memnuniyetiyle her birinize şükranlarımı sunuyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere de teşekkür ederek, “Seçilme yaşını 18’e düşürürken, bunu laf olsun diye, kâğıt üzerinde kalsın diye yapmadık. Bu kongremizden başlayarak, her seçimde, her kademede gençlerimize verdiğimiz sözleri yerine getireceğiz. Çünkü bu hareketin başlangıcından bugüne kadar elde ettiği tüm başarılarda hanımlarımızın ve gençlerimizin çok büyük payı var” diye konuştu.

“AK PARTİ, YOLU DA KADERİ DE ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZLE BİRLEŞMİŞ BİR PARTİDİR”

AK Parti’nin, yolunun ve kaderinin ülke ve milletle bütünleşmiş bir parti olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin demokrasisi, ekonomisi, kalkınması, güvenliği için gayret eden, ter döken, fedakârlık yapanlara, vatan müdafaası için ülke sınırları içinde ve sınır ötesinde görev yapan askerlere, milletin huzuru için görev yapan emniyet güçlerine, terör örgütleriyle mücadeleye katkı sağlayan güvenlik korucularına, ülkenin kalkınıp gelişmesi ve hedeflerine ulaşması için emek verenlere teşekkürlerini iletti. Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları ekledi: “Tabii en büyük teşekkürü, en büyük şükranı, en büyük takdiri 80 milyonun tamamıyla milletimiz hak ediyor. Bize güvendiği, inandığı, destek verdiği, en zor zamanımızda dahi yanımızda yer aldığı için, milletimin her bir ferdine yürekten teşekkürlerimi sunuyorum. Biliyorsunuz, 8 gün sonra İstanbul’un Fethinin 564’üncü yıl dönümüne ulaşacağız. Bu vesileyle, coğrafyamızdaki ilk devletimizi kuran Süleyman Şah’tan Osman Gazi’ye, Fatih Sultan Mehmet Han’dan Gazi Mustafa Kemal’e kadar bu toprakları vatanımız hâline getiren tüm abide isimleri, rahmetle, hürmetle yâd ediyorum.”

27 Ağustos 2014 tarihinde, aynı salonda partililere “her bitiş bir başlangıçtır” dediğini hatırlatarak, yaşanan ayrılığın sadece hukuki bir nitelik taşıdığını, gönüllerin hiçbir zaman ayrı düşmediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte şimdi de, tam 998 gün sonra yine aynı solanda, ‘evet, nerede kalmıştık’ diyerek, yeniden bir aradayız. Cumhurbaşkanlığına aday olurken, bunun bir hatime değil Fatiha olduğunu, yeni bir başlangıç olduğunu ifade etmiştik. Bugün bir kez daha besmelemizi çekiyor, Fatihamızı okuyor, daha büyük hedefler için, daha çok çalışmak üzere, yeni bir başlangıç yapıyoruz” dedi ve ardından Fatiha Suresi’nin mealini okudu.

“MİLLETİMİZİN HAYIR DUALARINA, EN AZ SANDIKTA KULLANILAN OY KADAR DEĞER VERİYORUZ”

Milletin hayır dualarına, en az sandıkta kullandığı oy kadar önem verdikleri için 16 yıldır sürekli büyüyerek, güçlenerek bugünlere geldiklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Gönül kazanmayı oy kazanmak kadar önemli gördüğümüz için, içeride ve dışarıda maruz kaldığımız onca saldırıya rağmen dimdik ayakta durabildik. ‘İnsani yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışına sıkı sıkıya sarıldığımız için tüm zor zamanlarımızda milletimizi yanımızda bulduk. Bu ülkede güvenlik kaygılarıyla demokrasi taleplerinin aynı anda karşılanabileceğini gösterebildiğimiz için 81 vilayetimizin tamamında karşılık bulan tek parti olabildik. Kentinden köyüne, en mutena semtinden en mütevazı köşesine kadar ülkemizin tamamına hizmet ettik. Ayrımcılık yapmadık, hangi il olursa olsun ulaştık. Burası şu partiye oy verdi, burası bu partiye oy verdi demedik, hepsine hizmet götürdük, bundan sonra da götürmeye devam edeceğiz. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, sanayiden haberleşmeye tüm hizmetleri götürmek suretiyle, herkesi bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı hâline getirdik.”

Türkiye’nin gücünün ve imkânlarının, kendi vatandaşlarıyla birlikte dünyanın her yerindeki mazlumlara, mağdurlara, gariplere kucak açmaya yettiğini gösterdikleri için gittikleri yerde muhabbetle karşılandıklarını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmış Türkiye idealinin, ancak tarihimize, kültürümüze, değerlerimize, ecdadımızın hatırasına sahip çıkarak hayata geçirilebileceğini ispatlayarak, milletimizin her kesimine ulaştık. Eğer 16 yıl sonra dahi hâlâ ‘AK Parti nedir’ diye soranlar varsa, AK Parti işte budur” dedi.

“MİLLETİMİZİN EMANETİNİN HAKKINI VERMENİN GAYRETİ İÇİNDE OLDUK”

Parti kongrelerinin, hasret giderme ve parti organlarında görev alacakları belirlemenin yanında, kapsamlı bir muhasebe ve murakabe yapmanın da vesilesi olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, partinin kuruluşundan bu yana geçen 188 aylık dönemde yaşananları kısaca özetlemek istediğini söyledi ve “2001 yılının Ağustos ayında AK Parti’yi kurarken, isminden ve programından başlayarak, partimizi her şeyiyle milletimize hizmetkâr olacak bir anlayışla dizayn ettik. Türkiye’de kuruluşu tepeden tabana doğru değil, tabandan tepeye doğru gerçekleştirilmiş ilk ve tek parti, AK Parti’dir. Bunun için ‘AK Parti milletin partisidir’ diyoruz. Kuruluşumuzdan bu yana geçen 16 yıla yakın zamanda, milletimizin emanetinin hakkını vermenin gayreti içinde olduk. Dünyada, normal demokratik düzen içinde, faaliyete başlamasından 16 ay gibi kısa bir süre sonra, çok güçlü bir şekilde iktidara gelen pek az parti örneği vardır. Bu durum sorumluluğumuzu daha da artırmıştır” şeklinde konuştu.

Milletin AK Parti’yi kısa sürede güçlü bir şekilde sahiplenmesinin sebebini, kendilerinden önceki dönemlerde yaşanan hadiselere bakıldığında anlaşılabileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Şubat’ta olan müdahaleler sebebiyle demokrasinin ağır yaralar aldığını, vesayet güçlerinin kıskacındaki siyasi partilerin, temsil ettikleri millî iradeyle irtibatlarının neredeyse tamamen kesildiğini, devletle siyaset, siyasetle ahlak arasındaki ilişkinin kirlendiğini kaydetti.

“AK PARTİ, MİLLETİMİZİN BEKLENTİLERİNİN VE UMUTLARININ BİR TEZAHÜRÜ OLARAK ORTAYA ÇIKMIŞTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu dönemde milletin istikrar, güven, huzur, hizmet, yatırım ve inancından kıyafetine, dilinden meşrebine kadar her konuda özgürlük istediğini belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Milletimiz yarınından kaygı duymak değil, geleceğinden emin olmak istiyordu. Milletimiz devletinin vesayet güçlerine değil kendisine hizmet edilmesini istiyordu. AK Parti, milletimizin işte tüm bu taleplerinin, beklentilerinin, umutlarının bir tezahürü olarak ortaya çıkmıştır. AK Parti, ilk günden beri siyasetteki yerini hep milletin durduğu yer olarak tarif etmiştir, bugün de aynı tarifi yapmaktadır. 3 Kasım seçimlerinde partimiz yüzde 34 oyla Meclis’te 365 milletvekilliği elde ettiğinde, bize oy vermiş olsun olmasın, milletimizin neredeyse tamamının rahatlamış, geleceğine ümitle bakmaya başladığını gördük. O günden bugüne her seçime, milletimizin bu umudunu tazeleyerek girdik, girmeye devam edeceğiz. AK Parti’yi var eden de, bunca yıldır ayakta tutan da işte bu umuttur, bu umudu diri tutmasıdır.”

Geçen 15 yılda Türkiye’nin gündeminin, önceliklerinin, sıkıntıların ve beklentilerinin değiştiğine dikkat çekerek “Değişmeyen yegâne şey, tüm bunları karşılayabilen tek partinin AK Parti olduğu gerçeğidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin demokrasinin, değişimin ve reformun teminatı ve adresi olduğunu vurguladı ve “AK Parti olarak sürekli hedeflerimizin çıtasını yükselterek, kemiyetle birlikte keyfiyete de önem vererek, mazeret yerine çözüm üreterek, milletimizin gönlünün baş köşesindeki yerimizi korumayı başardık. Kerameti hiçbir zaman kendimizde görmeden, işin sırrının yaptığımız hizmetler olduğunun bilinciyle, mücadeleden mücadeleye koştuk” diye ekledi.

“15 YILDA YORULANLAR, YOLUNU KAYBEDENLER OLDU; AK PARTİ OLARAK BİZİM MENZİLİMİZ DEĞİŞMEDİ”

Değişimin öncülüğünü sürdürebilmenin, özünü koruyarak kendini sürekli yenilemekten geçtiği hakikatini unutmadan, hep ilk günkü heyecanla çalıştıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu uzun, meşakkatli, sabır gerektiren yolculukta elbette yorulanlar oldu, elbette yolunu kaybedenler oldu, elbette çeşitli sebeplerle geride kalanlar oldu. Ama AK Parti olarak bizim ne menzilimiz değişti, ne kararlılığımız eksildi, ne de milletimizle aramızdaki rabıta zayıfladı. Gece-gündüz gittiğimiz bu yolun uzun ince bir yol olduğunun, Allah’ın izni, milletimizin desteğiyle daha çok kat edeceğimiz yol olduğunu bildik ve bununla devam ettik. Rabbim ömür ve imkân verdikçe, milletimize hizmet yolunda hep birlikte çalışmayı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

“Çünkü bu kutlu bir yoldur. Çünkü bu hayırlı bir yoldur. Çünkü bu, kendimizle birlikte çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini de şekillendirecek bir yoldur. Onun için kim dönerse dönsün biz dönmeyiz yolumuzdan” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İster 3 Kasım 2002’de olduğu gibi Meclis’e sokmasınlar, ister 2008’de olduğu gibi partimizi kapatmaya çalışsınlar, ister 2013’te olduğu gibi sokakların altını üstüne getirsinler, ister 15 Temmuz’da olduğu gibi darbe yapıp canımıza kast etsinler, ne yaparlarsa yapsınlar biz bu yoldan dönmeyeceğiz” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Allah’a can borcumuzdan, milletimize hizmet borcumuzdan başka kimseye eyvallahımız yoktur olmayacaktır. Yarın milletimizin karşısında boynumuz büküp mahcup durmaktansa, bugün içerideki ve dışarıdaki alçakların karşısına dimdik dikilir, kaderimiz neyse ona rıza gösteririz. Ölümden öte yol olmadığını biliyoruz. Bugüne kadar Allah’tan her şeyin hayırlısını istedik. Siyasetin de, iktidarın da, başarının da, hatta rakibin bile hayırlısı için dua ettik. Şu saatten sonra da, ülkem için, milletim için, ümmetimiz için, insanlık için hayırlı olmayan hiçbir şeyin bizim nezdimizde yeri yoktur, olamaz. Buradan milletime sesleniyorum: Eğer bu kardeşiniz Tayyip Erdoğan’ın ülkesinin ve milletinin hayrına olmayan en küçük bir tavrını, davranışını, icraatını, sözünü duyarsanız, bugüne kadar yaptığı her şeyi bir kenara bırakın ve gereğini yapın. Böyle bir yanlışın içine düşen Tayyip Erdoğan’ın tüm hakları size helaldir. Ben de şimdiden milletimden helallik istiyorum.”

“40 YILLIK SİYASİ HAYATIMIZDA İNANCIMIZA VE MİLLETİMİZE İHANET NOKTASINA HİÇ DÜŞMEDİK”

Bu dünyanın fani olduğunu akıllarından hiç çıkarmadıklarını, en sadık yârin toprak olduğunu hiç unutmadıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbimin yardımıyla, 40 yıllık siyasi hayatımızda inancımıza ve milletimize ihanet noktasına hiç düşmedik. Eksiklerimiz, hatalarımız elbette olmuştur, ama ihanetimiz asla vaki değildir. İnşallah bundan sonra da, yine Rabbimin yardımı ve milletimizin yol göstermesiyle, hak olan yoldan sapmadan, hizmetlerimize devam edeceğiz” sözlerine yer verdi.

Türkiye’nin FETÖ, PKK ve DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle bölgesindeki güçlerle mücadelesini bu anlayışla yürüttüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim kimseye karşı kişisel bir husumetimiz asla yoktur. Ama bu ülkenin ve aziz milletimizin hakkının, hukukunun yenilmesine, geleceğinin tehlikeye atılmasına da asla rıza gösteremeyiz. Kendi ülkesine, kendi milletine karşı ihanet içine giren kim olursa olsun, gözünün yaşına bakmadan gereğini yerine getirmek, milletimize karşı sorumluluğumuzun icabıdır. İsterse babamın oğlu olsun, kimin böyle bir yanlışı varsa, onun karşısında yer alırım. Kimseye karşı peşin husumetimiz olmadığı gibi, kimseye diyet borcumuz da bulunmuyor” değerlendirmesinde bulundu.

(Haber Kaynağı: Cumhurbaşkanlığı İnternet Sitesi)

 

Exit mobile version