CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN YAŞLILIK ŞURASINDA KONUŞTU

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 Şubat
2019 Çarşamba günü Birinci Yaşlılık Şûrası’nda yaptığı konuşmada, “Medeniyet ve
kültür değerlerimizin nesillerden nesillere aktarılması konusunda
büyüklerimizin rolünün, okuldan, öğretmenden, kitaptan daha fazla olduğuna
inanıyorum. Dolayısıyla yaşlılarımıza sahip çıkmak, aynı zamanda geleceğimize
sahip çıkmaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birinci Yaşlılık
Şûrası’na katıldı. Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen
şûrada Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuşma yaptı.

Şûranın; ülke, millet ve özellikle yaşlılar için hayırlara vesile olmasını
temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, etkinliği düzenleyen Aile, Çalışma
ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile emeği geçenleri kutlayarak etkinlikte görüş
ve teklifleriyle katkı sağlayanlara teşekkür etti.

“HERKESİN UZUN YAŞAMAK İSTEDİĞİ AMA YAŞLANMAK İSTEMEDİĞİ BİR
DÜNYANIN İÇİNDEYİZ”

İlk insandan bugüne yaşlılığın, hayatın kaçınılmaz bir dönemi olarak insanın
karşısına çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Herkesin uzun yaşamak
istediği ama yaşlanmak istemediği bir dünyanın içindeyiz. En önemlisi de, hangi
yaşta bulunduğumuzdan ziyade o vakte kadar ne yaptığımız, nasıl yaşadığımızdır”
diye konuştu.

Dünya nüfusunun, özellikle gelişmiş ülkelerde, hızla yaşlandığına, birkaç
asır önce 40’ı bulmayan ortalama hayat süresinin, bugün 70’in üzerinde
olduğuna, bazı ülkelerde bu sürenin 90’ı zorladığına işaret eden Cumhurbaşkanı
Erdoğan, bu durumun, çözüm bekleyen pek çok meseleyi de beraberinde getirdiğine
değindi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle gelişmiş ülkelerin, hızla yaşlanan
nüfusları sebebiyle ciddi bir gelecek endişesi içinde olduğuna ve azalan genç
nüfusun yerini diğer coğrafyalardan gelen göçmenlerle kapattığına dikkat çekti
ve “Buna karşılık Asya ve Afrika kıtaları ile Güney Amerika, ortalamanın çok
üzerinde büyüyen nüfuslarıyla, âdeta dünyanın geleceğine talipler” diye ekledi.

“BİZİM GİBİ ÜLKELER İÇİN NÜFUS GÜÇTÜR”

Türkiye’nin durumunun, Batı ülkeleri kadar vahim değilse de, çok da iç açıcı
görünmediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de 65 yaş ve üzeri
nüfus oranı yüzde 8,8’e ulaşarak 7,2 milyona çıktığını, 2040 yılında,
şimdikinin yaklaşık iki katına ulaşılmasının beklendiğini söyledi.

Bu yüzden katıldığı tüm nikâh törenlerinde gençlere, en az üç çocuk,
mümkünse daha fazlasını tavsiye ettiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı
Erdoğan, “Çünkü bilhassa da bizim gibi ülkeler için nüfus güçtür. Nüfusumuzu,
en iyi şekilde beslemek, eğitmek, donatmak, istihdam alanları oluşturmak,
altyapı hizmetleri vermek şartıyla bu gücü kullanabileceğimizi biliyoruz” dedi.

“YAŞLI HİZMETLERİNİ SADECE MADDİ İMKÂNLARLA SINIRLI GÖRMEK, ONLARA
YAPILACAK EN BÜYÜK HAKSIZLIKTIR”

Nüfus yapısındaki değişimin, pek çok hususun yanı sıra, yaşlılara
götürülecek hizmetlerin artırılması gerektiğine de işaret ettiğini dile getiren
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşlı hizmetlerini sadece maddi imkânlarla sınırlı
görmek, onlara yapılacak en büyük haksızlıktır. Asıl olan yaşlılarımızın aile
bütünlüğü içinde, etkinliklerini ve üretkenliklerini koruyarak, sosyal çevreleriyle
birlikte bu dönemlerini geçirebilmelerini temin etmektir” değerlendirmesinde
bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimsesi kalmayan veya ailesiyle birlikte hayatını
sürdürme imkânından mahrum olan yaşlılar için huzurevinden, bakım ve
rehabilitasyon merkezlerine kadar her türlü altyapıyı oluşturmaları; kendi
evinde hayatını sürdürmek isteyenler için de evde temizlik, yemek, sağlık
hizmeti desteği gibi imkânları da sunmaları gerektiğini, kendilerinin de bunu
yaptığını söyledi.

“AİLE BÜYÜKLERİMİZİN BİZE KATTIĞI ZENGİNLİKTEN, ÇOCUKLARIMIZI MAHRUM
ETMEMELİYİZ”

Sözlerinin devamında, “Ama asıl olan yaşlılarımızın aileleriyle birlikte ve
sosyal hayatın içinde ömürlerini geçirmelerini sağlamak olmalıdır” vurgusunda
bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplum olarak, yaşlılarını ‘koca’ diyerek, en
yüksek makama oturtan, ‘ak saçlı’ ve ‘ak sakallı’ diyerek en üst toplumsal
payeyi veren, bilgeliği ve pirliği yaşlılarla simgeleyen bir kültüre sahip
olunduğuna dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şayet bir evde, büyükanne, büyükbaba,
anne, baba ve torunlar bir arada yaşayabiliyorsa, o ev gerçekten günün 24 saati
yaşayan, günün 24 saati içinde huzur bulunan bir yerdir. Olması gereken budur”
şeklinde konuştu.

Ancak, büyükşehir hayatının böyle bir aile modelini giderek zorlaştırdığını
kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu durumun, aile büyükleriyle ilişkilerin,
neredeyse bayram ziyaretlerinin bile ihmal edildiği bir periyoda dönüşmesini
asla kabul edemeyeceklerinin altını çizerek, “Aynı şehirde yaşayıp da, en
azından her hafta sonu anne, babalarımızı torunlarıyla bir araya getirmiyorsak,
hem çocuklarımıza hem büyüklerimize haksızlık yapıyor, vebal altına giriyoruz
demektir” dedi.

Yaşlı bakım hizmetleri ve aktif yaşlanma konusu kadar, bu meseleye de önem
vermeleri; bunun için teşvik mekanizmalarını kurmaları gerektiğini vurgulayan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları ekledi: “Ülkemizde,
özellikle de sıkıntılı dönemlerde, ana, baba ocağının sığınılacak güvenli bir
liman olarak görülmesi, köklerimizin hâlâ sağlam olduğunu gösteriyor. Hepimizin
yetişmesinde emeği olan, fikir ve gönül dünyamızın şekillenmesinde katkısı
bulunan aile büyüklerimizin bize kattığı zenginlikten, çocuklarımızı mahrum
etmemeliyiz. Medeniyet ve kültür değerlerimizin nesillerden nesillere
aktarılması konusunda büyüklerimizin rolünün, okuldan, öğretmenden, kitaptan
daha fazla olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla yaşlılarımıza sahip çıkmak, aynı
zamanda geleceğimize sahip çıkmaktır.”

“İNSAN GENÇLİĞİNDE ÖĞRENİRKEN, YAŞLILIĞINDA ANLAR”

Tarihe bakıldığında en önemli eserlerin pek çoğunun, yaşlılık dönemlerinde
verildiğine işaret ederek, Mimar Sinan’ın, en muhteşem eseri olan Selimiye
Camii’ni inşa ettiğinde 80 yaşında verdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan,
Biruni, Cabir, Farabi, Cezeri, Kindi, Piri Reis, Erzurumlu İbrahim Hakkı gibi
pek çok âlimin, asırlara ışık tutan eserlerini, bugün yaşlılık olarak nitelenen
dönemlerinde verdiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Son nefesine kadar hep ileriye
bakan nice bedeni yaşlı ruhu genç insanımız vardır.  Gerçekten de, insan
gençliğinde öğrenirken, yaşlılığında anlar. İşte o anlama kabiliyetinin
değerine paha biçilemez. Bunun için ‘Yüzümüz değil, asıl aklımız buruşmaya
başladığında yaşlanırız.’ diyoruz. Bizi yaşlandıran nüfus kâğıdımızdaki rakamlar
değil; ülkemize, milletimize, şehrimize, ailemize hâlâ verecek bir şeylerimiz
varken bunlardan imtina etmektir. Maddi ve manevi anlamda üretkenliğini devam
ettiren yaşlılarımız, kendileriyle birlikte topluma da çok büyük katkıda
bulunmuş olur.”

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2019-2023 dönemini kapsayan
Yaşlı Vizyon Belgesi hazırladığını ve bu çalışmada yaşlıların pek çok alana
aktif katılımını desteklemeyi amaçlayan programların yer aldığını aktaran
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2003 yılından bu yana, yaşlılar için çok önemli
hizmetleri hayata geçirdiklerine dikkat çekti.

“KÖKLERİMİZİN EN GÜÇLÜ GÖSTERGESİ YAŞLILARIMIZLA KURDUĞUMUZ İLİŞKİ
BİÇİMİDİR”

“Kimsesizlerin kimsesi bir sosyal devlet olduğumuzu göstererek, hiçbir
yaşlımızı sokakta veya çaresiz bir şekilde dört duvar arasında bırakmıyor,
hepsine de sahip çıkıyoruz” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün
ülkede 396 huzurevinde 33 bin 146 kişilik bir kapasite olduğunu, 65 yaşını
geçenlere ödenen yaşlılık maaşını 24 liradan 601 liraya çıkardıklarını, geliri
asgari ücretin üçte ikisinden az olan yaşlılara hizmet alımı yoluyla bakım
hizmeti verdiklerini, engelli yaşlıların evlerinde bakımı için 1.305 lira
ödendiğini, 65 yaş üzeri kişilerin tüm şehir içi ulaşımdan ücretsiz,
şehirlerarası demiryolu ve denizyolu ulaşımında ise yüzde 50 indirimli
yararlanmasını sağladıklarını hatırlattı.

Evde bakım ve gündüzlü bakım hizmetlerini desteklenmesi amacıyla başlatılan
Yaşlı Destek Programıyla 35 binden fazla kişiye ulaşıldığını, Aktif Yaşam
Merkezleriyle, yaşlı ve engellilerin sosyal hayata katılımlarını
kolaylaştırdıklarını, emeklilere 1000’er lira bayram ikramiye vermeye
başladıklarını da sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların yanında
daha pek çok hizmetle, yaşlılarımız için ‘kimsesizlerin kimsesi’ olma sözümüzü
yerine getiriyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Antik Roma döneminin
filozoflarından Çiçero, eski Atina’ya ilişkin şöyle bir hadise anlatır:
‘Atina’da ihtiyar bir adam tiyatroya gider. Kendisine Atinalıların oturduğu
bölümde kimse yer vermez. Bunun üzerine ihtiyar Spartalıların oturduğu bölüme
geçmek zorunda kalır. Orada hemen ihtiyara yer açılır. Atinalılar ise bu
davranışı alkışlarla karşılarlar. Çünkü Atinalılar iyilik nedir bilirler, ama
yapmak istemezler.’ Evet, dünyamızın hızla Atinalılaştığı bir dönemde,
yaşlılarımıza sahip çıkmayı, onlara saygıda kusur etmemeyi, onları hep el
üstünde tutmayı boynumuzun borcu olarak görüyoruz. Yaşlıların tek başına
hayatlarını sürdürdüğü, çocukların de tek başlarına büyüdüğü bir dünya, bizim
dünyamız değildir. Biz köklerimizle varız. Köklerimizin en güçlü göstergesi de
yaşlılarımızla, ak saçlılarımızla kurduğumuz ilişki biçimidir.  Huzurevi
tabelalarının arttığı değil, kuşakların aynı çatı altında birlikte yaşadığı
veya ilişkilerin her gün kesintisiz sürdüğü bir Türkiye istiyoruz. Anneciğini,
babacığını huzurevine bırakan evlatlar değil, onlarla beraber yaşayan evlatlar
istiyoruz. Tarihimizde ve kültürümüzde zaten var olan bu toplumsal yapıyı
korumak ve ihya etmek için çalışmayı sürdüreceğiz.”

Konuşmasının sonunda, Yaşlılar Şûrası’nın, bu doğrultuda yapılacak çalışmaların daha derli toplu, daha bilinçli ve daha süratli yürütülmesine vesile olacak bir milat hâline dönüşmesini dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini, “Her birinize sağlıklı, huzurlu, daha nice güzel anılar biriktireceğiniz, güzel başarılara imza atacağınız bir ömür diliyorum” temennisiyle tamamladı.

Kaynak linki:

https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/102071/-yaslilarimiza-sahip-cikmak-gelecegimize-sahip-cikmaktir