CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN, BEDİÜZZAMAN’IN TALEBELERİNE BÜYÜK İLTİFAT - GÜMÜŞHANE'DEN HABER - Yerel Haber SitesiGÜMÜŞHANE'DEN HABER – Yerel Haber Sitesi

21 Kasım 2024 / Kuruluş: 15 ŞUBAT 2012

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN, BEDİÜZZAMAN’IN TALEBELERİNE BÜYÜK İLTİFAT

Giriş Tarihi: 22 Haziran 2017 - 12:09

Son Güncelleme: 22 Haziran 2017 - 12:13

*Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 22 Haziran 2017 Çarşamba günü Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen iftar programında sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.

 *Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iftar masasında Bediüzzaman Hazretleri’nin hayattaki talebeleri olan Hüsnü Bayramoğlu ve Mehmet Fırıncı ile  yan yana oturması dikkat çekti.

*********

İftar sofrasını teşriflerinden dolayı teşekkür ettiği misafirlerinin Kadir Gecesini tebrik ederek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, rahmet ve mağfiret kapılarının sonuna kadar açıldığı, dua ve tövbelerin kabul edildiği mukaddes gecenin, ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diledi.

BEŞTEPE MİLLET CAMİİ’NDE KADİR GECESİ PROGRAMI

Kadir Gecesinin feyzinden, bereketinden istifade etmenin, Kadir Gecesinin kadrini ve kıymetini bilmenin önemine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Camiinde teravih sonrası düzenlenecek örnek programla Kadir Gecesini, ruhuna ve manasına uygun bir şekilde milletle beraber idrak etmeye çalışacaklarını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Faziletine inanarak ve mükâfatını Allah’tan bekleyerek Kadir Gecesini ibadetle geçiren kimsenin günahlarının bağışlanacağını müjdeleyen Peygamber Efendimiz, Hazreti Aişe validemize, bu gece özellikle şu duayı yapmasını tavsiye etmiştir. ‘Allah’ım, sen affedicisin, affetmeyi seversin. Beni de affet ya rabbi…’ Evet, bizler de, başımız eğik, kalbimiz buruk bir şekilde, Peygamber Efendimizin öğrettiği bu yakarışla Yüce Mevla’dan af ve mağfiret niyaz ediyoruz. Rabbimizden bu mübarek geceler hürmetine ülkemizi ve milletimizi her türlü kötülükten, fitneden, musibetten muhafaza buyurmasını diliyoruz” diye konuştu.

Dünyanın ve bölgenin içinden geçtiği sıkıntılı dönemde, Türkiye ile birlikte tüm İslam âleminin felaha, huzura, güvene kavuşmasını temenni ettiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daim ve kaim eylesin diyorum” dedi.

“SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI ESKİSİNDEN GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE ÇALIŞMALARINA DEVAM EDİYOR”

Türkiye’nin dört bir köşesinden çok farklı alanlarda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bulunduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, müstesna ve fedakâr bir toplulukla beraber olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Salondaki manzaranın Türkiye ve millet adına bir iftihar vesilesi olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin vakıf ve gönüllü teşekküller noktasında ne kadar zengin, ne kadar mümbit olduğunu çok iyi bildiklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte yaşanan onca sıkıntıya ve baskıya rağmen, bugün sivil toplum kuruluşlarının eskisinden çok güçlü bir şekilde çalışmalarına devam etmelerinin, milletin bu müesseselere sahip çıkması sayesinde olduğunu kaydetti.

“SİVİL TOPLUMU TEHDİT DEĞİL, MİLLİ BİRLİĞİMİZİN KİLİT TAŞI OLARAK GÖRÜYORUZ”

Türkiye’nin eğitimde, hak ve özgürlüklerde, sınırlarının içindeki ve dışındaki ihtiyaç sahipleriyle sergilediği örnek dayanışmada en büyük payın sivil toplum kuruluşlarına ait olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Biz de, sorumluluk üstlendiğimiz her yerde, özellikle de son 15 yıldır, sizleri her açıdan desteklemeye, önünüzü açmaya, işlerinizi kolaylaştırmaya gayret ediyoruz. Çünkü biz birileri gibi sivil toplumu ‘tehdit’ olarak değil, millî birlik ve beraberliğimizin ‘kilit taşı’ olarak görüyoruz. Sizler ülkemizde katılımcı demokrasinin aracı, soysal barışımızın adeta sigortası olan kuruluşlarsınız. Burada şu gerçeğin altını bir kez daha çizmek istiyorum. Sivil toplum, devletin karşıtı değil, bilakis tamamlayıcısıdır.”

Bir devlet ne kadar güçlü olursa olsun, sivil toplumun desteği, yardımı, iş birliği olmadan hedeflerini gerçekleştiremeyeceğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin karşı karşıya bulunduğu sıkıntıların giderilmesinde, sivil toplum kuruluşlarının katkısının son derece önemli olduğuna inandığını kaydetti.

“ÖZELLİKLE GENÇLERİ HEDEF ALAN TEHDİTLERLE MÜCADELE EDİYORUZ”

Türkiye’nin on yıllardır terör, cehalet, madde bağımlılığı gibi özellikle gençleri hedef alan tehditlerle mücadele ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “7’den 70’e milletimizin bütün fertlerini olumsuz etkileyen bu sıkıntıları çözüme kavuşturmak için devlet olarak bugüne kadar birçok adım attık. Terörle mücadele konusunda çok yönlü projeleri hayata geçirdik. Kalkınma alanında, yılların ihmalini gidererek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemize çok ciddi yatırımlar yaptık. Hak ve özgürlükler başlığında hayata geçirdiğimiz reformlarla, halkımızın yıllardır talep ettiği, beklediği, özlemini çektiği değişimleri gerçekleştirdik. Güvenlik noktasında polisimiz, askerimiz, güvenlik korucularımız aralıksız bir şekilde yürüttükleri operasyonlarla, dağları, sığınakları, kampları terör örgütüne dar ediyor. Tüm bu gayretlerimiz neticesinde, bölgedeki kardeşlerimizin devletine güvenmesini, devletini sahiplenmesini sağladık. 1’e 10 bunun bedelini onlara ödettik, ödetiyoruz ve ödeteceğiz. Çünkü şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak dedik, gazilerimizin kanı yerde kalmayacak dedik ve bu kararlılığımızı da sürdürüyoruz” diye konuştu.

“SİLAHLI TERÖR NEYSE UYUŞTURUCU TERÖRÜ DE O’DUR”

“Bizim nazarımızda silahlı terör neyse uyuşturucu terörü de o’dur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin uyuşturucuyla mücadele hususunda yaptığı pek çok çalışmanın olduğunu belirterek, “Ancak, son günlerde basın-yayın organlarına yansıyan, hatta kendimizin de yol kenarlarında bizzat şahit olduğu yürek yakıcı manzaralar, bu konularda hâlen eksiklerimizin olduğunu gösteriyor. Kaldırım köşelerinde veya sokak ortasına kendinden geçmiş bir şekilde bulunan gençler, sadece devlete değil, hepimize ciddi sorumluluk yüklüyor. Her ne kadar Avrupa ülkelerinin çok çok altında da olsa, bizim milletçe bu yarayı daha fazla büyümeden, kangrene dönüşmeden tedavi etmemiz gerekiyor. Bunun yolu da aile, okul, üniversite, medya ve sivil toplum olarak el birliği içinde, dayanışma içinde meseleye eğilmemizden geçiyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin 80 milyon olarak büyük bir aile olduğunu da sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tür sorunların çözüme kavuşturulmasında da bir aile gibi hareket edilmesi gerektiğini söyledi.

“MİLLÎ VE MANEVİ DEĞERLERİMİZLE TEÇHİZ EDİLMİŞ, ÖZGÜVEN SAHİBİ GENÇLİK YETİŞTİRMELİYİZ”

Bu ülkenin gençlerini ne Kandil’deki ve Pensilvanya’daki terör baronlarına ne de uyuşturucu terörüne asla feda etmeyeceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Gençlerimizin eline silah vererek, bedenine uyuşturucu zerk ederek, zihinlerini iğfal ederek geleceğimize kast edenlere göz yummayacağız. Bunun yolu, millî ve manevi değerlerimizle teçhiz edilmiş, kendini bilen, özgüven sahibi bir gençlik yetiştirmekten geçiyor. Bize, sokak köşelerinde, dağ başlarında hayatlarını söndüren değil, ömrünü bu ülke ve millet için vakfeden gençler lazım. Bu konuda özellikle sivil toplum kuruluşlarımıza önemli görevler düşüyor. Terör örgütlerine de, uyuşturucuya da kaptırdığımız her gencimizde, devletle birlikte sivil toplum kuruluşlarımızın da mesuliyeti olduğuna inanıyorum.”

“FETÖ İHANET ÇETESİ MENSUPLARI KENDİLERİNİ BEKLEYEN ACI AKIBETTEN KURTULAMAYACAK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir yıl önce, 15 Temmuz gecesi Türkiye’nin, tarihinin en büyük felaketlerinden birinin eşiğinden döndüğünü dile getirdi.

FETÖ ihanet çetesi mensupları tarafından başlatılan darbe girişiminin, milletin feraseti ve cesareti sayesinde başarısızlığa uğratıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin bir daha böyle bir musibetle karşı karşıya kalmaması için, öncelikle bu ihanet çetesi mensuplarının hak ettiği cezaları mutlaka almalarını sağlamalıyız. Dikkat ediniz, bu ihanet çetesine mensup olup da, yaptıkların için nedamet getiren, samimi pişmanlık duyan, neredeyse kimse yoktur. Bu durum, sergiledikleri tüm ihanetleri, işledikleri tüm cinayetleri, yaptıkları tüm haksızlıkları taammüden gerçekleştirdiklerini gösteriyor. Mahkemelerdeki şovları, cesaretlerinden değil, dünyevi gözlerinin de, kalp gözlerinin de kararmış olmasından kaynaklanıyor. Pervasızlıkları, kaybedecek bir şeyi kalmamış insanların psikolojisini yansıtıyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, kendilerini bekleyen acı akıbetten kurtulamayacaklar. Türkiye, onların tüm dünyada propagandasını yaptıklarının aksine, bir hukuk devleti olduğu için, böyle davranabiliyorlar.”

“BEKA MÜCADELESİ VERDİĞİMİZ KRİTİK DÖNEMDE, STK’LARIN YÜKÜMÜZE OMUZ VERMESİNİ BEKLİYORUM”

“Kendi hallerine bıraksak, milletimiz bunları sokakta tükürüğüyle boğar” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu süreçte bizlere düşen görev, milletimize olan borcumuzu ödemek için, bu hainlere hiçbir yerde ve hiçbir şekilde fırsat vermemektir. Cumhurbaşkanı olarak, Külliyeden görevlendirdiğim arkadaşlarım, şahsi avukatlarım ve ilgili bakanlıklarımız aracılığıyla mahkemeleri günü gününe takip ediyorum. Şimdi bir adli tatil başlıyor, dolayısıyla Eylül-Ekim’e kadar bir boşluk var, ondan sonra tekrar yargı görevini bu noktada sürdürecek. Sivil toplum kuruluşlarımızın yöneticileri olarak sizlerden de, mahkemelerde hazır bulunmanızı özellikle rica ediyorum. Bunları takip etmelisiniz. Ve bu onların şovlarına fırsat vermeyecek. Şehit yakınlarımıza ve gazilerimize moral vermek, aynı zamanda meydanı bu alçaklara bırakmamak için, süreç tamamlanana kadar mahkemeleri hem fiziki olarak hem de işlemler açısından çok yakından takip etmelisiniz. Gördüğümüz eksiklikleri, aksaklıkları, yapacağımız katkıları Adalet Bakanlığımıza ve diğer ilgili arkadaşlarımıza bildirmenizi rica ediyorum. Cumhurbaşkanlığında Devlet Denetleme Kurulunu tamamıyla bu işle görevlendirmiş bulunuyorum. Devlet Denetleme Kurulunun dışında da ayrıca yine görevlendirdiğim arkadaşlarım var. Başdanışmanlarım, onlar İstanbul ve Ankara’yı kendi aralarında paylaşmış durumdalar ve orada da yargının devam eden sürecini takip ediyorlar. Bu bizim, 15 Temmuz şehitlerimiz ve gazilerimiz başta olmak üzere, milletimize karşı borcumuzdur” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, içerde ve dışarda beka mücadelesi verilen bu kritik dönemde, sivil toplum kuruluşlarının yüklerine omuz vermelerini beklediklerini vurguladı.

STK temsilcileri ile iftar sofrasında bir araya gelmekten dolayı duyduğu bahtiyarlığı ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm katılımcıların Ramazan Bayramını da tebrik etti.

(Kaynak: Cumhurbaşkanlığı İnternet Sitesi)

2017-06-21-stk-09

image_print

HABERLER