Sevgili Vatandaşlarım,
Kıymetli Misafirlerimiz,
Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle, hürmetle selamlıyorum.
Ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında yaşayan vatandaşlarımızın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını can-ı gönülden tebrik ediyorum.
İştirakleriyle bayram sevincimizi bizlerle paylaşan tüm dostlarımıza, tüm misafirlerimize, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.
Bugün, Cumhuriyetimizin 100’üncü yıl dönümüne ulaşmanın heyecanını ve gururunu yaşıyoruz.
Şanlı tarihimizin bu dönüm noktasında, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, yeni devletimizin kuruluşuna öncülük eden tüm kahramanlarımızı rahmetle yâd ediyorum.
Bin yıldır vatan topraklarını kanlarıyla sulayan aziz şehitlerimize ve gazilerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
“Devlet-i ebed müddet” inancıyla asırlardır vatanımıza, milletimize ve devletimize hizmet eden herkese şükranlarımı sunuyorum.
Bugün 100’üncü yaşını büyük bir coşkuyla kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti, bizim bu topraklarda kurduğumuz son devletimizdir.
Milletimizin maziden atiye uzanan yolculuğu Selçuklu’dan Osmanlı’ya, oradan da Türkiye Cumhuriyeti’ne devrolarak bugünlere kadar gelmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanlığı Forsundaki 16 yıldızda manasını bulan 2 bin 200 yıllık devlet geleneğimizin tüm birikimine sahiptir.
Köklü tarihimizden ve kadim değerlerimizden aldığımız ilhamla, Cumhuriyetimizi daha da güçlendirerek, yeni asrına hazırlamanın gayreti içindeyiz.
Bizzat Gazi Mustafa Kemal’in ifadesiyle “kimsesizlerin kimsesi” olarak doğan Cumhuriyetimizi ilelebet payidar kılmak, en önemli vazifemizdir.
Bu anlayışla son 22 yılda ülkemizi başarıdan başarıya, zaferden zafere koşturduk.
Asırlık ihmalleri ve eksikleri gidererek yatırımlarla, Cumhuriyetimizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkaracak adımları attık.
Demokrasiden ekonomiye, güvenlikten adalete, eğitimden sağlığa, tarımdan dış politikaya varıncaya kadar her alanda tarihi reformları hayata geçirdik.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle, Gazi Mustafa Kemal’in “MİLLÎ MÜCADELENİN MAKSAT VE GAYESİ, MİLLETİN TAM İSTİKLÂLİNİ VE KAYITSIZ-ŞARTSIZ EGEMENLİĞİNİ SAĞLAMAK VE SÜRDÜRMEKTİR” diyerek ortaya koyduğu idealini, yaklaşık bir asır sonra da olsa, gerçeğe dönüştürdük.
Devletle millet arasına örülen duvarları kaldırarak, Cumhurla Cumhuriyeti kucaklaştırdık.
Vesayet odaklarına karşı yürüttüğümüz ve zaferle sonuçlandırdığımız mücadeleyle Cumhuriyetin demokrasiyle buluşmasını sağladık.
Şimdi de “Türkiye Yüzyılı” hedefiyle Cumhuriyetin ikinci asrını dünyada milletimizin asrı yapmak için canla-başla çalışıyoruz.
Büyüyen ekonomimiz, güçlenen demokrasimiz, artan itibarımız, genişleyen nüfuz alanımız, ilkeli ve vizyoner dış politikamızla ülkemizle birlikte tüm dünyada “kimsesizlerin kimsesi” olmayı sürdürüyoruz.
Türkiye’nin her başarısının bölgemizdeki ve dünyadaki tüm mazlumlar tarafından umutla takip edildiğini görmekten bahtiyarlık duyuyoruz.
Harici ve dâhili bedhahlara aldırmadan büyük ve güçlü Türkiye ülküsünü yüceltmekte kararlıyız.
Emperyalistlerin tetikçiliğini yapan terör örgütlerine…
Hala bir asır önceki hesapların peşinde koşan müstevlilere…
Ülkemizin başarılarından rahatsız olan kifayetsiz muhterislere…
Hâsılı, millet ve memleket düşmanlarına rağmen diğer hedeflerimiz gibi, inşallah Türkiye Yüzyılını da hayata geçireceğiz.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle, Türkiye’de ve yurt dışında yaşayan tüm vatandaşlarımızın Cumhuriyet Bayramını gönülden tebrik ediyorum.
Şehitlerimizin ruhları şad olsun!
Cumhuriyetimizin 100’ncü yıldönümü kutlu olsun!
Kalın sağlıcakla…
Kaynak: Cumhurbaşkanlığı İnternet Sitesi