Cumhurbaşkanımızın İmzaladığı Tarihi Genelge Üzerine

Hasan Pir En büyük zenginliğimiz aile yapımız… En büyük zenginliğimiz çocuklarımız… En büyük zenginliğimiz genç nüfusumuz… Petrol gibi, doğalgaz gibi, uranyum gibi maddi zenginliklerimize göz koyup, elimizden almak isteyen batılı şer güçler, kültürel ve manevi zenginliğimiz olan  aile bütünlüğümüzü, çocuklarımızı, gençlerimizi hiç boş bırakırlar mı?… Her fırsatta bu asıl ve asli zenginliklerimize el atmak ve […]

Hasan Pir

En büyük zenginliğimiz aile yapımız…

En büyük zenginliğimiz çocuklarımız…

En büyük zenginliğimiz genç nüfusumuz…

Petrol gibi, doğalgaz gibi, uranyum gibi maddi zenginliklerimize göz koyup, elimizden almak isteyen batılı şer güçler, kültürel ve manevi zenginliğimiz olan  aile bütünlüğümüzü, çocuklarımızı, gençlerimizi hiç boş bırakırlar mı?… Her fırsatta bu asıl ve asli zenginliklerimize el atmak ve bu güzel yapıları bozmak için ellerinden gelen her türlü melaneti işliyorlar.

Şu anda yeryüzünün en disiplinli ailesi bizde, en şuurlu gençliği de bizde…

İşte bütün dertleri bu… ailemizi yıkmak, çocuklarımızı ve gençlerimizi çeşitli tuzaklarla elimizden almak…

Bu işi ne ile yapıyorlar…

Bu tahribatlarını günümüzde çocuklara, gençlere cazip gelen dijital yayıncılıkla yapıyorlar, cezbedici basın yayın organları ile yapıyorlar, sosyal medya yayıncılığı ile yapıyorlar… Velhasıl her vasıtayı kullanarak ailemizi de, çocuklarımızı da, gençlerimizi de istikamet ekseninden şaşırtmak için ellerinden ne gelirse yapıyorlar.

*****

Cumhurbaşkanlığı; bu çok önemli tehlikenin durması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla  29 Ocak 2022 tarih ve  31734 sayılı Resmi Gazete’de  çok önemli bir genelge yayımladı.

Bu tarihi genelgenin tam metnini yayımlamadan önce Türk aile yapısına ve gençlerimize kurulan tuzaklarla ilgili tarihten üç örnek vermek istiyorum.

TARİHTEN ÜÇ ÖRNEK

Birinci Örnek:

“Bundan iki yüz sene önce Siyonizm teşkilatının hazırladığı 22 maddelik bir broşürde, Osmanlı Devleti’ni yıkmak için hazırlanan plânın önemli dokuz maddesi şunlardır:

     * Genç nesilleri ahlâk dışı yollara teşvik etmeli.

     * Aile hayatını yıkmalı.

     * Sanatı ve edebiyatı müstehcen hale sokmalı.

     * Manevi değerlere saygıyı yıkmalı.

     * Saygıyla anılanlara, rezilce hikâyeler uydurmalı.

     * Sınırsız bir lüks, çılgınca harcamayı teşvik etmeli.

     * Oyun ve eğlence teşvik edilmeli.

     * Servet sahipleri ile işçilerin arasını bozmalı.

     * Siyasi ve ekonomik bunalım çıkarmalı. ”

     ( Prof.Dr.İsmet Miroğlu -Türkiye Gazetesi 2.2.1992 )

İkinci Örnek:

İngilizler’in meşhur  Müstemlekât  Nazırı Gladiston, İngiliz  Meclis-i  Mebusanı’nda,  elinde  kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim  olduğu  halde yaptığı konuşmada “Bu Kitap, Türkler’in elinde bulunduğu sürece biz onlara hakiki sahip olmuş sayılmayız. Ne yapıp yapmalı, ya Kur’an’ı ortadan kaldırmalı ya da Müslümanları ondan soğutmalıyız.” demiştir. (V.Vakkasoğlu-BOZGUN:C.I, Sy,33-35)

Üçüncü Örnek:

Rum Patriği Girigoryos, Rus Çar’ı I.Aleksandr’a yazdığı mektupta şunları yazıyor:

“Türkler’i maddeten  ezmek ve yıkmak  gayri mümkündür. Çünkü Türkler, başka milletleri gurur ve ifrata sevk edecek zaferler önünde olduğu kadar, her türlü ümitleri kaybedecekleri mağlubiyetler ve felaketlere karşı sakin, sabırlı, mukavemetli insanlardır. Gayet mağrurdurlar ve izzet-i nefis sahibidirler. Bu hasletleri de dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza göstermelerinden, ananelerinin kuvvetinden, padişahlarına, kumandanlarına, büyüklerine  olan itaat duygularından gelmektedir. Türkler zekidirler ve  kendilerini müsbet  yolda sevk-ü idare  edecek reislere sahip oldukları müddetçe de çalışkandırlar. Gayet kanaatkârdırlar. Onların bütün meziyetleri, hatta kahramanlık ve şecaat duyguları da ananelerine olan merbudiyetlerinden, ahlâklarının selâbetinden gelmektedir. Türkler’de evvela itaat duygusunu kırmak ve manevi rabıtalarını kesmek, dini metanetlerini zaafa uğratmak icap eder. Bunun da en kısa yolu ananat-ı milliye ve maneviyelerine uymayan harici fikirler ve hareketlere onları alıştırmaktır. Türkler, harici muaveneti reddederler. Haysiyet hisleri buna mânidir. Velev ki muvakkat bir zaman için zâhiri kuvvet ve kudret verse de Türkleri harici muavenete alıştırmalıdır. Maneviyatları sarsıldığı gün, Türkleri kendilerinden şeklen çok kudretli, kalabalık ve zahiren hakim kuvvetler önünde zafere götüren asıl kudretleri sarsılacak ve maddi  vasıtaların üstünlüğü ile yıkmak mümkün olabilecektir. Bu sebeple  Osmanlı Devleti’ni tasfiye için mücerret olarak harp meydanındaki, zaferler kâfi değildir ve hatta sadece bu yolda yürümek Türkler’in haysiyet ve vakarını tahrik edeceğinden, hakikatlere nüfuz edebilmelerine sebep olabilir. Yapılacak olan Türkler’e bir şey hissettirmeden bünyelerindeki bu tahribatı tamamlamaktır.” (Tarih Konuşuyor, Aylık Dergi,1964,Sayı1,S. 70)

*****

Dün olduğu gibi bugün de şer güçler Türk milletinin gen yapısı ile oynuyorlar. Devletimiz bu tehlikenin farkındadır.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla  29 Ocak 2022 tarih ve  31734 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Basın ve Yayım Faaliyetleri” konulu 2022/1 nolu tarihi genelgede bu tehlikeye dikkat çekilerek bütün kurum ve kuruluşların bu tehlikeyle mücadele etmesi emredilmektedir.

TARİHİ GENELGE

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla 29 Ocak 2022 tarih ve  31734 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Basın ve Yayım Faaliyetleri” konulu 2022/1 nolu genelgenin tam metni  şöyledir:

“Dijitalleşme çağında kitle iletişim araçlarının sunduğu imkânlardan en iyi şekilde yararlanılmasını temin etmek ve olası zararlı etkilerinden korunmak için gerekli tedbirleri almak elzem hale gelmiştir. Teknolojik gelişmeleri yakından takip edip ülkemizi çağın ilerisine taşırken dijital dünyanın faydaları kadar tehdit ve tehlikelerinin de olduğu bilinciyle hareket edilmelidir.

Aile, çocuk ve gençlerin yanlış medya içeriklerinden korunmaları ve haklarını ihlal eden uygulamalarla mücadele edilmesi hususu, uluslararası düzenlemelerle de çözüm üretilmeye çalışılan ciddi bir konu haline gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı 41 inci maddesi aileyi Türk toplumunun temeli olarak tanımlamış, “Gençliğin korunması” başlıklı 58 inci maddesi ise gençleri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirlerin alınacağını düzenlemiştir. Milli kültürümüzü yabancılaşmaya ve yozlaşmaya karşı muhafaza etmek, geleceğimizin teminatı olan çocuk ve gençlerimizin, sosyal medya ortamları da dahil bazı mecralardaki tüm yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayımların zararlı içeriklerine maruz kalmaları sonucu bedensel ve zihinsel gelişimlerinin olumsuz etkilenmesini önlemek adına gereken adımların kararlılıkla atılması gerekmektedir.

Bu çerçevede;

-Toplumumuzun temel değerlerine aykırı unsurlar taşıdığı gözlenen ve son günlerde özellikle yabancı içeriklerin uyarlaması şeklinde ekranlara gelen televizyon programlarının toplum üzerindeki yıkıcı etkilerini bertaraf edecek adımlar ivedilikle atılacak,

 -Birtakım semboller kullanılmak suretiyle verilmeye çalışılan mesajlarla çocuk ve gençlerin zihin dünyalarını hedef alan yapımlardan onları koruyacak, aile ve çocuk dostu yapımlar teşvik  edilecek,

-Medya aracılığıyla milli ve manevi değerlerimizi yıpratmaya, aile ve toplum yapımızı temelinden sarsmaya yönelik açık veya örtülü faaliyetlere karşı Anayasa, kanun ve ilgili diğer mevzuatla düzenlenen müeyyidelerin gereği yerine getirilecek.

-Toplumun geneline hitap eden bu tür medya içeriklerinin özellikle aile, çocuk ve gençlerimiz üzerinde oluşturacağı olumsuz etkilerin önlenmesi amacıyla ulusal ve yerel medya organlarının tehdit ve tehlike oluşturan bu tür yapımlarına karşı ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından gerekli tüm tedbirler gecikmeksizin alınacaktır.

Bu itibarla milli ve manevi değerlerimize uymayan yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayım faaliyetleri aracılığıyla aile kurumunu, çocukları ve gençliği hedef alan tehdit ve tehlikelerin yayılımının önlenmesi  hususunda tüm kurum ve kuruluşlar tarafından gerekli hassasiyetin gösterilmesi, yöneticiler tarafından sürecin titizlikle takibinin ve gereğinin yapılmasını önemle rica ederim.”

*****

Bu güzel çalışma için Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’a teşekkür ederken, tüm kurum ve kuruluşlarımızın ve vatandaşlarımızın bu önemli tehlike karşısında çok dikkatli olması gerektiğini bir kez de biz ifade etmek istiyoruz.

Güzel günler dileğiyle.

Exit mobile version