HASAN PİR’İN KÖŞE YAZISI
30 Ekim 2020 Cuma günü İzmir’de meydana gelen deprem dolayısıyla başta İzmirli vatandaşlarımız olmak üzere tüm milletimize geçmiş olsun diyorum. Vefat edenlere Allah’tan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum.
İçinde bulunduğumuz coğrafya Türk insanının sık sık deprem gerçeğini yaşamasına neden olmaktadır. Tarih boyunca Anadolu hep depremlerle sarsılmıştır. Yapısal olarak depreme müsait bir coğrafi yapımız var.
Biz bu coğrafyada Allah’ın verdiği akıl nimetini kullanarak deprem gerçeğine karşı alınabilecek tedbirlerle yaşamayı başarmak zorundayız.
Hayat; içinde binlerce denklemi taşıyan muazzam bir senaryo… Depremler de, ölümler de, doğumlar da bu denklemin ve senaryonun birer parçası.
Hayatta hiçbir olay başıboş cereyan etmiyor. Hiçbir olay tesadüfen meydana gelmiyor. Her şey Allah’ın izni ile olmaktadır. Bir diğer ifadeyle kâinatta tesadüf yoktur. Yani Allah’ın çizdiği plan ve programda hiçbir boş nokta yoktur.
Allah; dünyayı insanların ve diğer canlıların yaşayacağı şartlarla donatmıştır. Dünya hayatında her olayı bir kanuna bağlamıştır. Kanun varsa, kanun koyucu da var demektir. Kanunların tesadüfen işlemesi mümkün değildir. Kâinatta meydana gelen binlerce, milyonlarca tabiat kanununun kanun koyucusu da Yüce Allah’tır.
Deprem gerçeği bizleri düşündürmelidir. Allah, insana akıl ve idrak vermiştir. İnsan, akıl ve idrakiyle Allah’ın koyduğu kanunları araştırıp, öğrenecek ve kendi zararına olacaklara karşı tedbir alacaktır. Soğuk havanın üşütmesi bir kanundur. Bu olaya karşı en önemli tedbir üşümeyi önleyici kışlık elbise giymektir. Soğuğa karşı önlemlerini almayan insan elbette hasta olacaktır. Aynen bunun gibi, deprem de Allah’ın bir kanunudur. Fay kırıklarının sarsıntıya yol açacağını ilim tespit etmiştir. O zaman riskli bölgelere ev yapmamak veya yapılan evleri, hesabına kitabına uygun yapmak gerekir. Bir şey olmaz deyip, geçiştirmek ise, hem büyük bir günah, hem de büyük bir suçtur. Bu sadece deprem için değil, sel, heyelan, taşkın gibi her türlü felaket için de geçerli bir durumdur.
Siz dere yatağına ev yaparsanız bir gün dere taşar ve evinizi yıkar, siz dağ yamacına ev yaparsanız bir gün heyelan olur ve eviniz yıkılır.
Her felakette olduğu gibi İzmir depreminden de dersler almak zorundayız.
Millet olarak acı karşısında kenetlendik. Devletimiz tüm gücü ile İzmir’de deprem bölgesinde. İnşallah yaralar kısa sürede sarılır. Millet olarak biz Yüce Rabbimize dua edeceğiz. Böyle ağır imtihanlarla bizi sınamaması için dua edeceğiz.
Tekrar güzel İzmirimize geçmiş olsun diyorum. Tekrar vefat edenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Güzel günler dileğiyle.