Dikkat!.. “Telkinler” Hayatımızı Şekillendiriyor
Hasan Pir
İnsan ve toplum psikolojisi incelendiğinde ‘telkin’in insanlar için çok önemli olduğu görülecektir.
Bugün bilim dünyasının tespit ettiği gerçek şudur: “telkin insanda ikinci fıtratı doğuruyor” Yani insan telkinin çocuğudur. Neyi telkin ederseniz, neyi verirseniz onu alıyor. Müspet, olumlu, güzel şeyleri verdiğinizde bu durum insanlar üzerinde yapıcı ve güzel tesir bırakıyor. Eğer kötü şeyler telkin edilirse sonucu da menfi ve yıkıcı oluyor.
Telkin kelimesi Türkçe’de bir duyguyu, bir düşünceyi aşılamak anlamına gelmektedir.
İlk insan – ilk peygamber Hz. Âdem (a.s.) den günümüze “iyi ile kötü” nün, “hayır ile şer” in mücadelesi hep var olagelmiştir. Aynı havayı teneffüs ettikleri halde, aynı suyu içip, aynı ekmeği yedikleri halde, aynı evde, aynı vatanda, aynı bayrak altında yaşadıkları halde maalesef “arı su içip bal yaparken, yılan ise su içip zehir yapıyor”…
Günümüzde telkinler artık çok şuurlu yapılıyor. Bir kelime ile, bir renk ile, bir giysi ile, bir subliminal mesajla, yalanlarla, dolanlarla ve iftiralarla insanlara telkin bombardımanı yapılıyor. Belki birçoğumuz bu durumun farkında bile değiliz ama farkına varmak zorundayız…
Müslüman Türk milleti için telkinin iki çeşidi vardır. Birincisi müspet telkinler. Bu olumlu telkinler milletimize, gençlerimize, ailelerimize sürekli verilmeli. Örneğin “selamünaleyküm” bir telkindir. Bunu her yerde yaymak gerekir. Selamlaşmak, selamünaleyküm demek Müslüman toplumun bir önemli değer telkinidir. Aile içinde yemek yerken aile fertlerinin duyacağı şekilde “Bismillahirrrahmanirrahim” diyerek yemeklere başlamak ve “Elhamdülillah” diyerek bitirmek çok önemli birer telkindir. Evlerimizde çocuklarımız bu telkinlerle büyüyecekler. Evlerimizde namazlarımızı çocuklarımızın yanında kılmak, onların yanında Kur’an okumak çok önemli telkinlerdir. “Kur’an, sünnet, icma-i ümmet ve kıyas-ı fukeha” zincirinin İslami yaşantımız için olmazsa olmaz bir yol olduğu evlerimizde konuşulup telkin edilmelidir.
Rabbimizi, Mukaddes Kitabımız Kur’an-ı Kerim’i, Peygamberimiz Hz. Muhammed’i, Peygamberimizin sünnetlerini, sevapları, günahları anlatmak çok önemli telkinlerdir. Tarihimizi, milli değerlerimizi anlatmak çok önemli telkinlerdir.
Olumsuz telkinlere gelince; bu milletin değerlerini yozlaştırmak isteyenler asırlarca bu telkinlerle tahribat yaptılar. Bu telkinlere günümüzden bir örnek verelim. Televizyonda, sinemada ya da artık cep telefonlarında izlenen filmlerde “Allah kahretsin…” ibaresini sadece “…kahretsin” diyerek söylüyorlar. Zihninizi yoklayın bu duruma sizler de sık sık rastlamışsınızdır. “Allah kahretsin” Türkçe bir deyimdir. Bu deyimden Allah kelamını çıkartıp, Allah kelamını gizlemek bir menfi telkin örneğidir. Şu anda bile bu yapılıyor. Niye? Çünkü “Allah kahretsin” sözünü duyan bir çocuk annesine Allah’ı soracak, işte küçük bir manevra ile bunu önlemeye çalışıyorlar… Gerisini varın siz düşünün…
Anne ve babalar çok dikkatli olmalı. Çok şuurlu olmalı. Çocuklarımıza, gençlerimize ve daha sonra da her yaş grubu insanımıza ahlaksız mesajları ileten televizyon programlarını, cep telefonlarında sosyal medya mesajlarını izlememe telkini yapılmalıdır. Elimizdeki cep telefonlarında sosyal medyanın olumsuz telkinlerine kesinlikle filtre uygulamalı ve bunu aile fertlerimize de kabullendirmeliyiz. Olumsuz telkinlerini tespit ettiğimiz hiçbir gazeteyi, dergiyi, kitabı okumamak, televizyonları, sosyal medyayı, sinemaları takip etmemek menfi telkinler karşında alacağımız en önemli tavırdır. Çünkü hayat boşluk kaldırmıyor…
Eskiden menfi mesajcılar şunu tekin ederlerdi. “her tür kitabı okuyacaksın….” Masumiyet içinde büyük bir tuzak… Ben ahlaksızlığı anlatan kitabı niye okuyayım? Veya çocuğum maneviyat düşmanlığı yapan, Türk milletine düşmanlık yapan bir kitabı, bir dergiyi, bir gazeteyi niye okusun?… Aman dikkat!..
Siz, din düşmanı olan birinin İslami kitapları okuduğunu hiç duydunuz mu, ya da gördünüz mü? Bugüne kadar ben tek bir örneğine bile rastlamadım…
Çocuklarımızın edepli, maneviyatlı, milli kültür birikimli, dinini, tarihini, devletini, vatanını, bayrağını, ezanını seven, kişilikleri ve kimlikleri sağlam kişiler olarak yetişmesi bizim elimizdedir. Onlara hayatın her yaşında ve her noktasında müspet telkinlerimize devam edeceğiz.
Şu sözü hiç unutmayacağız: “telkin insanda ikinci fıtratı doğuruyor, yani insan telkinin çocuğudur.”
Güzel günler dileğiyle.