EN BAHTİYAR ODUR Kİ… / TEFEKKÜR-İ İLAHİ

TEFEKKÜR-İ İLAHÎ

“Dünya madem fânidir.
Hem madem ömür kısadır.
Hem madem gayet lüzumlu vazifeler çoktur.
Hem madem hayat-ı ebediye burada kazanılacaktır.
Hem madem dünya sahipsiz değil.
Hem madem şu misafirhane-i dünyanın gayet Hakîm ve Kerîm bir müdebbiri var.
Hem madem ne iyilik ve ne fenalık cezasız kalmayacaktır.
Hem madem لاَ يُكَلِّفُ اللهُ نَفْسًا اِلاَّ وُسْعَ sırrınca teklif-i mâlâyutak yoktur. Hem madem zararsız yol, zararlı yola müreccahtır.
Hem madem dünyevî dostlar ve rütbeler kabir kapısına kadardır.

Elbette, en bahtiyar odur ki;

“Dünya için âhireti unutmasın,
âhiretini dünyaya feda etmesin,
hayat-ı ebediyesini hayat-ı dünyeviye için bozmasın,
mâlâyâni şeylerle ömrünü telef etmesin,
kendini misafir telâkki edip misafirhane sahibinin emirlerine göre hareket etsin,
selâmetle kabir kapısını açıp saadet-i ebediyeye girsin.”

(Kaynak: B.S.Nursi – Risale-i Nur Külliyatı’ndan)