Erdoğan: “LGBT Denilen Olay, Bizim Kitabımızda Yok. Fakat CHP’nin Kitabında Var”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte 19.12.2022 Pazartesi günü AK Parti Genel Merkezi Kadın Kolları tarafından Pullman İstanbul Hotel’de düzenlenen Kadın Emeği Zirvesi’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvede yaptığı konuşmanın bir bölümünde şunları söyledi:
“ÇOCUK YAŞTA CİNSEL İSTİSMAR NE İSLAMİ NE İNSANİ OLARAK ASLA KABUL EDİLEBİLECEK BİR DAVRANIŞ DEĞİLDİR”
Türkiye’nin artık hatırlamak bile istemediği bu karanlık günleri, AK Parti’nin demokrasi reformları sayesinde geride bıraktıklarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Bununla beraber geçtiğimiz aylarda bir gece yarısı videosuyla yeniden gündeme getirilen başörtüsüyle ilgili yasal düzenleme teklifi hepimize yeniden o meşum günleri hatırlattı. Üstelik bu tartışma vesilesiyle gördük ki birileri hâlâ o karanlık dönemin özlemiyle yanıp tutuşuyor. Biz de madem öyle dedik, temel hak ve özgürlüklerin bu tür düzenlemelere konu edilemeyeceği inancımıza rağmen meseleyi yüreğiniz sıkıyorsa gelin, anayasal düzeyde kalıcı olarak çözecek bir teklifte bulunduk. Tabii Anayasa değişikliği Genel Kurul’da üçte iki çoğunluk gerektirdiği için tabii olarak teklifimizi önce Meclis’te grubu bulunan partilere götürdük. Onlardan kayda değer bir geri dönüş alamadığımız teklifimizi, Cumhur İttifakı milletvekillerinin imzalarıyla Meclis’e sunduk. Şimdi Meclis’teki komisyon ve genel kurul süreçlerini bekliyoruz. Kimlerin kadın haklarının istismarcısı olduğu, kimlerin de kadınların haklarına samimiyetle sahip çıktığı bu süreçte bir kez daha belli olacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tam da bu süreçte yeni bir istismar konusunun ortaya atıldığını, daha doğrusu uzunca bir süredir idari ve hukuki takibi yapılan bir hususun bir anda ülkenin gündeminde öne çıkartıldığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz hiç bir zaman kız evladımızın fiziki ve ruhi olgunluğa erişmeden, hukuki olarak reşit hâle gelmeden evlendirilmesini tasvip etmedik, tasvip etmiyoruz. Zaten kendi aile hayatımızda da hamdolsun bunun bir örneği yok. Öyle davrandık. Hele hele çocuk yaşta cinsel istismar ne İslami ne insani olarak asla kabul edilebilecek bir davranış değildir. Gündeme gelen hadise konusunda da en başından itibaren tüm kurumlarımız gerekli takipleri yapmış, gereken süreçleri hassasiyetle işletmiştir” değerlendirmesini yaptı.
Aslına bakılırsa Türkiye’de küçük yaşta evlilikle ilgili sıkıntıların eskiden beri yaşandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ancak son dönemde her alanda olduğu gibi bu hususta da çok istisnai örnekler dışında sorunun önemli ölçüde çözüldüğünü bildirdi.
“ÇOCUK YAŞTAKİ EVLATLARIMIZIN HER ALANDA CİDDİ SAVRULMALAR YAŞADIKLARINA ŞAHİT OLUYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu arada başka sorunlar yaşamaya başladıklarını ifade ederek, “Mesela sosyal medya başta olmak üzere internet mecralarının, televizyonlardaki kimi programların etkisiyle çocuk yaştaki evlatlarımızın görünüşlerinden diğer insanlarla ilişkilerine kadar her alanda ciddi savrulmalar yaşadıklarına şahit oluyoruz. Üstelik bu sancılı durum sadece İstanbul gibi büyükşehirlerimizle sınırlı kalmayıp, ülkemizin her köşesine yayılıyor. Çocuk gelin sorununu çözen Türkiye, çocukların daha büyük felaketlerin kucağına itildiği bir başka tehditle karşı karşıyadır” diye konuştu.
“Şimdi buradan ben tekrar muhalefetin geneline sesleniyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ana muhalefeti, yavru muhalefeti… Hepsine sesleniyorum. Kandil’in hesabını bugüne kadar sordunuz mu? Diyarbakır Anneleri acaba hangi partinin kapısında gözü yaşlı olarak bunca süredir ağlıyor ve gözü yaşlı olarak oradan birilerine lanetler okuyorlar. Kandil’de 10,11,12,13,14,15 yaşındaki o kız çocuklarımızı kaçıranlar kimler? Yahu sizin dirsek dirseğe yürüdüğünüz, seçimlere beraber girmeyi düşündüğünüz partinin mensupları değil mi? PKK’nın parlamentodaki uzantıları değil mi? Bay Kemal, senin bunlara söyleyecek bugüne kadar bir sözün oldu mu? En ufak bir şey söyledin mi? Bir kere, ya bir vicdansızlık yapma ya. Git de şu Diyarbakır Annelerine geçmiş olsun de. Diyemez, dediği anda seçim ortağını ne yapar, kaybeder. Bunu biliyor. Hatta Meclis kürsüsünden devamlı bir malum partiden milletvekili ‘Biz olmasaydık siz şu anda parlamentoda olmayacaktınız’ diye onlara meydan okuyor. Niye? Çünkü Kandil’den sinyali alıyor. Kandil’dekiler ne diyor? Sayın Kılıçdaroğlu’na methiyeler diziyor. Onların methiyesiyle yürüyorsun. Ankara’dan İstanbul’a onlarla beraber yürüdün. Önce sen oradaki bütün hasarı bir gider, ondan sonra konuş.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Münferit bir hadise üzerinden milletimizin inancına ve değerlerine saldıranlar, Meclis kürsüsünden gönüllü kuruluşlarımızı alenen tehdit edenler, vakıf ve derneklerimize alçakça iftira atanlar, esasen çıkardıkları gürültüyle gerideki bu vahim tabloyu gizlemeye çalışmaktadır” ifadesini kullandı.
Bu kesimlerin terör örgütlerinin istismar ettiği çocuklarla ilgili tek kelime ettiklerini duymadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yine bunların taciz ve tecavüz iddialarının ayyuka çıktığı parti teşkilatlarının Türkiye’nin değişik yerlerindeki illerinde, yönetimlerinde olan ilçe başkanından belde başkanına kadar bunların hesabını verdiniz mi? Bakıyorsunuz ilçe başkanı taciz yapmış. Belde başkanı tecavüzde bulunmuş. Bunları Aile Bakanım benim, hepsini belgeleriyle anlattı. Hepsi şu anda sizin sicil dosyanızda var. Bunları gayet iyi biliyoruz, yakından da takip ediyoruz. Sicil dosyalarınız elimizde. Seçime kadar da bunları meydanlarda anlatacağız. Sosyal medya mecralarındaki rezaletleri, bunların dile getirdikleri vaki mi? Değil. Bunca rezalete sırtını dönenlerin, hep birlikte kınadığımız bir hadise üzerinden yürüttükleri kirli kampanyanın gerisindeki gayenin farkındayız. Ne kız çocuklarımızın istismarına izin vereceğiz ne de kin ve nefret kokan hezeyanlarla milletimizin rencide edilmesine göz yumacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkede kadınların, gençlerin ve çocukların sorunlarıyla ilgilenenlerin asıl üzerinde durmaları ve çözüm aramaları gereken meselenin evlatları topyekûn tehdit eden sapkın akımlar olduğunu bildirdi.
Açık konuşacağını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “LGBT denilen olay, bizim kitabımızda yok. Fakat CHP’nin kitabında var mı? Var. Diğer yavru muhalefetin kitabında var mı? Var. Onlarla beraber yürüyorlar mı? Yürüyorlar. Bizim böyle bir şeye ihtiyacımız yok” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek dönem bakanlıklarla tüm ilgili kurumlarla sivil toplum kuruluşlarıyla bu büyük tehlikelere karşı daha müteyakkız şekilde mücadele edeceklerini vurguladı.
“GÜÇLÜ AİLE OLMADAN, GÜÇLÜ BİR MİLLET OLMAZ”
Birilerinin gündemi farklı da olsa aile kurumunun temel direği olan kadınların üretim yanında siyasetteki varlık ve etkinliklerinin arttığının gerçek olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Güçlü aile olmadan, güçlü bir millet olmaz. Kadın olmadan siyasetin, üretimin, büyümenin olamayacağı anlayışımızın en somut örneklerinden biri de Meclis’teki temsil düzeyidir. Az önce arkadaşlarımız söyledi. Et-tekraru ahsen velev kane yüz seksen. Şimdi ben de söyleyeceğim. Nedir o? Meclis’te ilk defa 1935’te milletvekili olarak görev almaya başlayan kadınlarımızın temsil düzeyi genellikle çok düşük oranda seyretmiş hatta yüzde birler seviyesine kadar inmiştir. Hatta 1999 seçimlerinde milletin oyuyla meclise gelen bir kadın milletvekilimize, bu ana muhalefetin geçmişteki temsilcisi durumunda olanlar ne demişti? ‘Bu kadına haddini bildirin’ demişti. Ne demek bu ya? Yani bir kadına, parlamentoya milletin oylarıyla seçilerek gelen bir başörtülü kadına, ‘Bu kadına haddini bildirin’ demek ne demek ya? Ey CHP, siz onların devamısınız, hiç bir farkınız yok. Hadi sıkıyorsa şimdi de had bildirin bakalım.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, buralara kolay gelmediklerini, bütün hanım kardeşlerinin çektiği çok eza cefaların olduğunu belirtti.
“Diyarbakır Annelerinin gözleri nasıl yaşlıysa evet bizim de ailelerimizin gözleri çok yaşlıydı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Okullarından maalesef kovulan ve bu ana muhalefetin şu anda başındaki zatın genel başkan yardımcısı olan bir kadın, ikna odalarında o bizim kızlarımızın başlarındaki örtüleri çıkartarak, onları odaya alıp, orada onlara manevi işkenceyi yapıyorlardı. Hâlâ utanmadan, sıkılmadan konuşuyorlar. Biz sizin cemaziyülevvelinizi gayet iyi biliriz. Çünkü aynı acıyı ben de yaşadım. Birçok yakınlarım yaşadı ve adeta sanki farklı bir ülkede yaşıyormuş gibi kızımı İstanbul’daki okuldan alıp ondan sonra Türkiye’nin farklı bir iline adeta kaçırmak zorunda kaldım. O okulun müdürü de benim sınıf arkadaşım olduğu için ‘Ya gönder bana.’ Ve oraya gönderdim arkadaşıyla beraber. Bu çileleri biz yaşadık. Bay Kemal, sen bunları yaşamadın. Zaten senin böyle bir derdin de yok.”
Kaynak: Cumhurbaşkanlığı İnternet Sitesi – 19.12.2022