Ana Sayfa Arama Yazarlar
Kategoriler
Sosyal Medya

Faiz sarmalından çıkış yolu…

Ali Özdoğan Sorun, hem de en ciddi sorun: “Ahmet’in, parasını

Ali Özdoğan

Sorun, hem de en ciddi sorun: “Ahmet’in, parasını bankaya bir miktar faiz karşılığı yatırması ve Mehmet’in de, daha büyük bir faiz ödeyerek o parayı bankadan alıp projesini gerçekleştirmesi”

Ahmet’in parası var, Mehmet’in ise yatırım düşündüğü ciddi bir projesi…

Kaybetme riski yok denecek kadar az bu projede..

Üstelik Mehmet’in projesinin tutarı kadar mal varlığı da var ama elden çıkarmak istemiyor, sadece nakit para ihtiyacı var..

Hem ortaklığa da açık…

Bu arada Ahmet ve Mehmet birbirini tanıyor ve samimiler de..

Doğal olan ne burada?

Ahmet’in, parasını bankaya bir miktar faiz karşılığı yatırması ve Mehmet’in de, daha büyük bir faiz ödeyerek o parayı bankadan alıp projesini gerçekleştirmesi mi?

Yoksa her şeyin yazıldığı açık ve güzel bir sözleşmeyle anlaşarak ortak olup birlikte yatırım yapmaları mı?
Bu arkadaşlık versiyonu olayın..

Belki biraz ütopik gelebilir ama sektör boyutuna girdiğimizde bu konuda daha büyük kolaylıkların bizi beklediğini görürüz. Nasıl mı?

Bir kere sanayi olsun ticaret olsun hizmet olsun firmalar birbirleriyle alışverişte çoğunlukla ve ticaretin ne olduğunu biliyorlar, tüccar basireti var hani şu meşhur deyim..

Basiretli işadamı hepsi..

Ticari kurallar, beklentiler, riskler hepsini biliyorlar..

Yani birlikte yatırım o kadar kolay ki ..

Devletin teşviklerini saymıyorum bile..

E peki, neden bundan kaçınılır da bankaların fahiş faiz batağına güle oynaya girilir anlamıyorum.
Anlayamıyorum…

Hem de krizlerde güle oynaya batırılan onbinlerce firmanın ticari kanı ellerine bulaştığı aşikar iken..
Hele hele kredi sözleşmeleri bu kadar aleyhte iken..

İnsan sırf bu onur kırıcı hükümler içeren sözleşmeler yüzünden hadi der de, ortaklığa yönelir yahu..
Krediyi verirmiş, oran değişebilirmiş, istediği zaman çağırabilirmiş..

Bunların tuzağına vatandaş da dahildi bir aralar ama bir düzenleme ile kurtarıldı ticaret adamı değildir diye..

İnşaallah devlet tacirleri de bu rezalet sözleşmelerden kurtarır.

Konumuza dönersek, sermayelerin birleşmesi yahut sermaye ile fikrin birleşmesi ile açılan bu verimli ortaklık yolu açık iken bu bankalara düşmek varını yoğunu vermek onları terimizden besleyerek ülkenin en çok kazananı yapmak belki batırılmak nedir diye irdelerken, bir tek kusur çıkıyor karşımıza..

Ne mi?

Güven eksikliği..

Güvenilir olamamak..

Birbirimizin haklarına saygı gösterememek hem hastalık derecesinde.. Üstelik Hakkın huzurunda..
Düşünmeden edemiyorum:

Bunlar, bizim bu kusurlarımıza ceza olmasın?