FİKİR, İDEAL, TAAHHÜT VE TİCARET ŞİRKETLERİ!..

ALİ ÖZDOĞAN

Malum tahsil ettiğimiz iktisat mesleğinin de etkisi ile; ‘şu piyasalarda ne var ne yok acaba’ diyerek arada bir bakarım.

Talebelik yıllarımızda, piyasada söz sahibi olmak adına en etkin unsurlardan biri ; ’yeni bir ürün, yeni bir mal bulmak ve piyasaya onunla hitap etmek’ diye öğretildiğinden, kimi zaman bakışlarımı o noktaya odaklarım..

Bu sefer ne göreyim, epey  eskiden bulunmuş pırıl pırıl bir sektör, fakat adı şimdiye kadar konmamış… Artık literatürde yerini alsın diye, ben de onun adını koymak üzere birazcık gayret etmek gereğini hissetim, hoş adın konulması da yenilik  sayılmaz mı yahu…

O kadar gayret et eh iyi sayılan bir derece ile mezun ol, otuz yıl geçsin şu garip ilm-i iktisada, sevemedin bahanesi ile minicik bir  katkın dahi olmasın, ayıp…

Evet  fikir ve ideal ticareti adına  faaliyet gösteren  şirketler demiştik..

Ne yapar bu şirketler peki ; her türlü fikir ve idealin ticaretini elbette..

Bu adı konmamış faaliyetleri yurt içinde planlayan zeki işadamlarımız olduğu gibi, yurt dışı uzantısı olarak bir bayilik acentelik şeklinde gelen teklifleri değerlendirerek ihdas eden kahramanlarımız! dahi var…

Evet, bunu daha evvel, belki tanzimat yıllarından başlayarak dışarıdan da keşfedenler olmuş ki, bu ticaret için bizim içerideki bazı meraklılarımızı harekete geçirmişler, dolayısıyla bunların aktardıkları temiz! yabancı  sermaye, bu ticaretinde kapısını açmış görünen o…

Her türlü fikir ve ideal ticaret faliyetlerini kuruluştan itibaren irdeleyelim mi?

Ahmet, Mehmet ve Hüseyin beyler, bir gazete çıkarmak, bir televizyon almak ve medya mecralarında boy göstermek üzere karar alıp oturuyorlar, önce  toplumun fikir ayrılıkları haritasını çıkarıyorlar ve bu fikir ayrılıkları noktasında hangi alanda daha az gazete, daha az televizyon ve daha az yayın var buna bakıyor,  yatırımı planlıyorlar.

İlk aşama bu….

Mesela sol cenahta bir milyon kişiye bir televizyon iki gazete hitap ediyor, sağ cenahta iki televizyon ve üç gazete hitap ediyorsa, sol cenahı verimli görüp oraya yöneliyorlar.

Elbette dışarının, ülkemizde desteklemek istediği fraksiyonları da hesaba katıyorlar zira saf değiller, gelecek para ülkemiz adına  yabancı sermaye olduğundan, ülkemizi bu kaynaktan mahrum etmemek adına gayretleri takdire şayan.

Adamlar işadamı, yatırımı boş alana yapmamalı değil mi?

İrdelerken hayret içinde kalıyor insan zira piyasa diliyle hiç bu kadar ballı sektör olur mu yahu diyorsunuz…

İki taraf da birbirinden nefret ettiriliyor küçük çabalar ile, ondan sonra hazır müşteri ne yazarsanız kabul..

Ne yazarsanız…

Nefret aklı örtüyor ya..

Gerisini biliyorsunuz, tatsız bir şaka gibi ne anlatalım..

Hakikate dönersek fikir farklılıklarımızdan beslenen, büyüklerin de sürekli ikaz ettiği üzere, ucu dışarıda olan ve memleketimizi sürekli karıştırmayı meslek edinen, misyon edinen bir güruh var…

Bunların eliyle türetilen, tüccar siyasetciler, tüccar gazeteciler, tüccar sanatçılar var maalesef…

Elbette düzgün olanları ayrı tutar, dua eder, deriz ki ‘Allah onları bu çok yüzlü şerirlerden muhafaza eylesin..’

Evet dostlar, bu kumandalı tüccarlardan kurtuluşun tek yolu,  samimiyet ve  yaradılıştan fıtratımıza konulmuş… 

Elbette samimi olanlar, samimi olanları fark ve tefrik eder, samimi olana  Allah da yardım eder..

Huzur ile..