Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı İstişare Toplantısı’na gönderdiği video mesajda, “Emperyalistlerin bizi Şii-Sünni, siyah-beyaz, Türk, Kürt, Arap, Farisi diye bölmesine müsaade etmeyeceğiz. Birbirimizi etnik kimliğinden, kabilesinden, ırkından dolayı değil; sadece ve sadece Allah için, Allah’ın rızası için seveceğiz. Günlük siyasi tartışmaların ümmet bilincimizi gölgelemesine, aramızdaki kardeşlik hukukunu zedelemesine asla izin vermeyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığınca online düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Üye ve Gözlemci Ülkeleri Diyanet İşleri Bakanları, Başkanları ve Başmüftüleri İstişare Toplantısı’na video mesaj yöntemiyle hitap etti.
“MÜSLÜMANLAR OLARAK DAHA SIK FİKİR ALIŞVERİŞİNDE BULUNMAMIZ GEREKİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, koronavirüs salgını sebebiyle bu sene toplantıların dijital platformlarda gerçekleştirildiği ifade ederek, salgında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, hastalara acil şifalar diledi.
Video konferans yoluyla da olsa İslam dünyasının âlimleriyle bir araya gelmekten bahtiyarlık duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçinden geçtiğimiz bu sancılı ve imtihanlarla dolu dönemde, Müslümanlar olarak birbirimizi daha fazla dinlememiz, daha sık fikir alışverişinde bulunmamız gerektiğine inanıyorum” dedi.
Görüş ayrılıklarının bir yana bırakılıp, çeşitli zeminlerde istişare kültürü yaygınlaştığı ölçüde sıkıntılara çözüm üretilebileceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır.’ ikazına uygun şekilde saflarımızı sıklaştırdığımız, birbirimize kenetlendiğimiz sürece dünya ve ahiret saadetine kavuşabiliriz. Sizlerden omuzlarınızda taşıdığınız yükün ağırlığıyla mütenasip olarak, yolumuzu ve ufkumuzu aydınlatan, cihanşümul kardeşliğimizi güçlendiren kararlara imza atmanızı istirham ediyorum” diye konuştu.
“COĞRAFYAMIZIN BİRÇOK BÖLGESİNDE MAALESEF KAN, GÖZYAŞI VE İSTİKRARSIZLIK KOL GEZİYOR”
Müslümanların terörden açlığa, cehaletten gelir adaletsizliğine, iç kavgalardan tefrikaya pek çok çetrefilli sorunla yüzleştiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yemen’den Suriye’ye, Afganistan’dan Libya’ya gönül coğrafyamızın birçok bölgesinde maalesef kan, gözyaşı ve istikrarsızlık kol geziyor. Asırlar boyunca insanlığa ışık tutan ilim, hikmet ve barışla anılan kadim İslam beldelerinden, bugün ne yazık ki feryatlar yükseliyor. Dünya genelinde her gün ortalama bin Müslüman kardeşimizi teröre veya şiddete kurban veriyoruz. Bilhassa ırkçılık, kavmiyetçilik, mezhepçilik ve terör fitnesi, İslam âlemini içeriden çökerten sorunlar hâline gelmiştir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ölenin de öldürenin de “Allah-u Ekber” dediği bir tabloyu kabul etmelerinin asla mümkün olmadığını vurgulayarak, “Şayet bugün Müslümanlar kardeş kavgasına tutuşmuşsa bunun sebebi Veda Hutbesindeki ‘Benden sonra küfre ve sapkınlığa düşüp birbirinizin boynunu vurmayın’ emrine riayet edilmemesidir. Şayet bugün Müslümanlar Irak’tan Yemen’e etnik ve mezhep temelli kavgalarla tüm enerjilerini tüketiyorsa bunun en büyük nedeni Efendimizin ‘sıkı tutunun’ buyurduğu Kur’an ve sünnetten uzaklaşmamızdır” değerlendirmesinde bulundu.
“Bizim ne Sünnilik ne de Şiilik diye bir dinimiz vardır; bizim dinimiz İslam’dır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Müslüman olmak, âlemlere rahmet olarak gönderilen kutlu Nebi’ye ümmet olmak bize şeref olarak yeter. Allah’a kulluğun dışında bir paye arayan kimse büyük bir gaflet içindedir. Biz üstünlüğün malda, mülkte, ırkta değil; takvada olduğuna inanıyor, böyle iman ediyoruz” ifadesini kullandı.
“FİTNEYE DÜŞMEYECEK, KARDEŞLİĞİMİZE ASLA HALEL GETİRMEYECEĞİZ”
İslam toplumlarını içten içe kemiren fitnelerin ortadan kaldırılmasında, siyasilerle beraber âlimlere de çok önemli görevler düştüğünün altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bunun için öncelikle Allah’ın ipine sımsıkı sarılacak, fitneye düşmeyecek, kardeşliğimize asla halel getirmeyeceğiz. Emperyalistlerin bizi Şii-Sünni, siyah-beyaz, Türk, Kürt, Arap, Farisi diye bölmesine müsaade etmeyeceğiz. Birbirimizi etnik kimliğinden, kabilesinden, ırkından dolayı değil; sadece ve sadece Allah için, Allah’ın rızası için seveceğiz. Günlük siyasi tartışmaların ümmet bilincimizi gölgelemesine, aramızdaki kardeşlik hukukunu zedelemesine asla izin vermeyeceğiz. Unutmayalım ki ‘Kâinat boşluk kabul etmez.’ Hak ve hakikatin geri çekildiği yeri hemen batıl işgal eder.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsanlar, dini alandaki susuzluklarını, sahih kaynaklardan gideremezlerse DEAŞ, FETÖ, El Şebab, Boko Haram gibi terör örgütlerinin, İslam’a mugayir sapkın yapıların pençesine düşeceklerdir. Bugün sosyal hayatta yüzleştiğimiz pek çok problemin gerisinde İslam’ın doğru bilinmemesi ve doğru anlaşılmaması vardır” şeklinde konuştu.
Türkiye’den başlayarak tüm dünyada sahih İslam anlayışının yayılması ve İslam’ın hakiki mesajlarının duyurulması için yeni medya araçlarını kullanarak herkesin gayret sarf etmesi gerektiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanların içinde bulunduğu bu üzücü manzaranın, emperyalistlere ve İslam düşmanlarına cesaret verdiğini söyledi.
“İSLAM’IN YÜKSELİŞİNDEN RAHATSIZ OLANLAR DİNİMİZE SALDIRMAKTADIR”
“İslam’ın yükselişinden rahatsız olanlar, bizzat kendilerinin sebep olduğu krizleri öne sürerek, dinimize saldırmaktadır” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “İslam ve Müslüman karşıtı söylemler, günümüzde Batılı siyasetçilerin başarısızlıklarını örtmek için başvurdukları en kullanışlı aparatlardır. Yakın zamanda gündeme getirilen ‘Fransız İslam’ı’, ‘Avrupa İslam’ı’, ‘Avusturya İslam’ı’ gibi kavramlar, bunun en son örnekleridir. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un başını çektiği bu tür girişimlerin esas gayesi, İslam’la ve Müslümanlarla hesaplaşmaktır. ‘Aşırılıkla mücadele’ kisvesi altında terörle mücadeleden ziyade; zulme tepki vermeyen, zalime ses çıkarmayan pasif, pısırık, korkak, iddiasız bir Müslüman vatandaş profili hedefleniyor.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dinin sadece evde yaşandığı, sokakta, iş yerinde, çarşıda, sosyal hayatta dine, dini prensiplere ve dini sembollere müsaade edilmediği İslam karşıtı bir sistemin kurulmak istendiğine dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dinin devlet eliyle kontrol edildiği, baskı altına alındığı, çok daha vahimi, biçimlendirilmeye çalışıldığı bu sistemin adı demokrasi değil, totaliterliktir. Hiçbirimizin, hiçbir Müslüman ülkenin böyle bir hadsizliğe rıza göstermesi mümkün değildir. Dışarıdan sistemli şekilde yürütülen saldırılar, içerden bu saldırılara zemin hazırlatan hatalar, dinimizin ruhuna asla nüfuz edemeyecektir” diye konuştu.
Dinin alanını genişletmek veya daraltmak gibi özden uzak girişimler yerine, dinin özünü anlamaya ve idrak etmeye yönelmenin, yeni kapıların açılmasını da beraberinde getireceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Ümmetin ve yeryüzünün umudu olarak gördüğüm siz değerli alim ve münevverlerimizin bu konuda da öncü bir rol üstleneceğine inanıyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken iştirakleriniz için her birinize tekrar teşekkür ediyorum. Rabb’im, bizleri Kur’an’ın ve Sünneti Seniyye’nin aydınlık yolundan ayırmasın diyor, sizleri bir kez daha selamların en güzeliyle selamlıyorum.”
KAYNAK: CUMHURBAŞKANLIĞI İNTERNET SİTESİ
KAYNAK LİNK: