Milletimiz müsterih olsun. Ülkemizin her davası gibi bu meseleyi de sonuna kadar kararlılıkla takip edecek, adaletin tecellisi için son nefesimize kadar mücadeleyi sürdüreceğiz.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, 19 Şubat 2020 Çarşamba günü AK Parti TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada Türkiye ve dünya gündemi ile ilgili çeşitli konulara değindi. Erdoğan’ın üzerinde durduğu konulardan birisi de Gezi Olayları idi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Gezi Olayaları ile ilgili şunları söyledi:
Erdoğan, “Taksim’deki Gezi Parkı’nda güya ağaç ve çevre hassasiyeti bahanesiyle başlayan olayların, kısa sürede büyüyerek devlete ve millete karşı sivil bir kalkışma halini aldığını” söyledi.
Gezi olaylarına ilişkin video görüntülerinin izlenmesinin ardından sözlerine devam eden Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu, bir hafıza tazelemesi. Gezi olayları aslında tıpkı askeri darbeler, tıpkı muhtıralar, tıpkı terör örgütlerinin saldırıları, tıpkı FETÖ’nün 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimleri gibi devleti ve milleti hedef alan alçak bir saldırıdır. Bay Kemal, zannediyorum dünkü konuşmasıydı, ‘aydınlık gençler’ diye vasıflandırıyor. Bunlar başta şahsı olmak üzere aldatılmış gençler. Bu aldatılmış gençlere orada ‘çevreci’ sıfatı verilmek suretiyle, bu ülkede milyonlarca ağaç ve fidan diken bir iktidara ‘ağaç sökme’ yaftası yapıştıranlara ben sadece lanet okurum.’
Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından itibaren İstanbul’u, yetişmiş ağaçlarla bezediklerini, refüjlerden yol kenarlarına varıncaya kadar bu ağaçlarla yeşillendirdiklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“12 tane ağaç bir yerden kaldırılıp bir başka yere taşınacak ve PKK terör örgütünün oyuncağı durumunda olan bir kişi, orada gelip yapacağı bir artistik şovla, maalesef gençlerin de oraya toplanması suretiyle bir süreç başlatılacak. Çağrıyı Bay Kemal yapıyor, orada avanesini topluyorlar. Yaklaşık 3 ay boyunca, İstanbul başta olmak üzere kimi büyükşehirlerimizin meydanlarının, sokaklarının işgal edildiği; yakılıp yıkıldığı bu hadisenin en küçük bir masum tarafı yoktur. Sadece Gezi olaylarının şu özet bilançosu dahi, sergilenen Vandallığın boyutlarını göstermeye kafidir.”
Gezi olayları boyunca 46 kamu binası, 231 polis aracı ve 44 ambulansın kullanılamaz hale geldiğini, 326 işyeri, 201 aracın tahrip edildiğini, 80 belediye otobüsü ve 85 otobüs durağının yakıldığını, 697 güvenlik görevlisinin yaralandığını ve 1 polisin şehit olduğunu hatırlatan Erdoğan, Gezi olaylarının Türkiye’ye doğrudan maliyetinin 1,4 milyar dolar, dolaylı maliyetinin ise yüzlerce milyar doları bulduğunu bildirdi.
Erdoğan, faizlerin ilk defa Gezi olayları ile tırmanmaya başladığını, yüzde 4,6’dan yüzde 13 küsura ulaştığını, işsizliğin çift haneye çıkmasının da enflasyonun zıplamasının da aynı dönemde gerçekleştiğini anımsattı.
“SEVSİNLER SENİN AYDINLIK GENÇLERİNİ”
Dolmabahçe’deki çalışma ofisinde yaşananlara dikkati çeken Erdoğan şöyle devam etti:
“Ne yazık ki işgale yeltenmek suretiyle çatılara tırmanmaya kalkmışlar. Dozerlerle bütün Dolmabahçe’deki ofisimizin önü Bezmialem Valide Sultan Cami’nden Beşiktaş’a doğru oralarda kanallar açılmıştır. Tıpkı güneydoğudaki kanal açan teröristler gibi bunlar da aynısını İstanbul’un göbeğinde Bezmialem Valide Sultan Cami’nden Beşiktaş istikametinde, orada yapmışlardır. Ne var orada? Orada Başbakanlık ofisimiz, Dolmabahçe Sarayı ve onun bitişiğinde de bizim ofisimiz. Biz de orada çalışıyoruz. Bunlar yapıldı. Kim bunlar; ‘aydınlık gençler.’ Sevsinler senin aydınlık gençlerini. Bunlar, tamamıyla sayenizde aldatılmış gençler. Siz değil misiniz, bu ülkede yıllarca terörist olarak tescil edilmiş olanların posterlerini Atatürk Kültür Merkezi’nin duvarlarına asanlar? Hani Atatürkçüydünüz? Adı Atatürk Kültür Merkezi olan AKM’nin Taksim’e bakan cephesinde bu posterleri görmedik mi? Bu teröristlerin posterlerini oraya kimler astı? Taksim Meydanı’ndaki anıta bu posterleri kimler astı? Bay Kemal, işte senin takımın bunları yaptı. Eğer sizin aydınlanmış gençleriniz bunlarsa, yandık. Bizim aldatılmış gençlere ihtiyacımız yok. Bizim bu vatan için feda-i can edecek gençlere ihtiyacımız var.”
Gezi olaylarının sona erdirilmesi için öne sürülen talepler arasında Türkiye’nin, İstanbul Havalimanı dahil tüm büyük projelerinin durdurulmasının da olduğuna işaret eden Erdoğan, yabancı medyanın, örneği görülmemiş şekilde bu olayları aylarca canlı yayınladığını söyledi.
“İŞİN GERİSİNDE KİMLERİN OLDUĞU ANLAŞILMAKTADIR”
Tamamı yalan olan nice haberin, Gezi olaylarını destekleyen medya organlarında dolaşıma sokulduğunun altını çizen Erdoğan, “Bu süreçte Taksim Meydanı’nda boy gösterenlere baktığımızda işin gerisinde kimlerin olduğu, hiçbir şüpheye mahal vermeyecek şekilde anlaşılmaktadır. Her kim Gezi olaylarını masum bir çevre hareketi olarak tanımlıyorsa ya gafildir ya da taammüden bu ülkenin ve milletin düşmanıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Toplumu bölmeyi amaçlayan Gezi oIaylarını, millet ile omuz omuza vererek bitirdiklerini anlatan Erdoğan, “Gezi’de başaramadıklarını 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimiyle denediler. Milletimizle birlikte biz, bu tuzağı da bozduk. Bu defa çukur eylemleriyle doğrudan ülkemizin topraklarını bölmeye çalıştılar. Bu tezgahı da güvenlik güçlerimizin kahramanca mücadelesiyle, teröristleri açtıkları çukura gömerek akamete uğrattık. 15 Temmuz askeri darbe girişimi aynı saldırı silsilesinin aslında devamıydı. Hamdolsun bu ihaneti de milletimizle birlikte boşa çıkardık.” diye konuştu.
Suriye’de verilen mücadeleyi de bu sürecin bir parçası olarak gördüklerini belirten Erdoğan, “Gezi’den Suriye’ye kadar uzanan bu saldırı zincirinin hedefi, doğrudan Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütünlüğü, Türk milletinin birliği, beraberliği, kardeşliğiydi.” ifadesini kullandı.
Erdoğan, hukukun kararlarına saygılı olduklarını dile getirerek, “Bizim ve milletimizin gözünde, Gezi’nin ve bu kalkışmanın önünde yer alanların hükmü asla değişmeyecektir. Milletimiz müsterih olsun. Ülkemizin her davası gibi bu meseleyi de sonuna kadar kararlılıkla takip edecek, adaletin tecellisi için son nefesimize kadar mücadeleyi sürdüreceğiz.” dedi.
“EY GEZİCİLER, BUNU İYİ ÖĞRENİN”
Ekonomik göstergelerde Ağustos 2018 dönemi öncesini yakaladıklarını hatta pek çok alanda daha iyiye gittiklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bizi ‘kur-faiz-enflasyon’ şeytan üçgenine hapsederek teslim almaya çalışanları, bir kez daha hüsrana uğrattık. Bu tablo, dünyanın önde gelen finans kuruluşları başta olmak üzere herkesin Türk ekonomisine olan bakışını olumlu yönde değiştirdi. Ülkemizle ilgili büyüme tahminleri, sürekli olarak yukarı yönde revize ediliyor. Enflasyonu ve faizleri düşürme konusundaki kararlılığımızı, mevcut uygulamaları geliştirerek ve gerektiğinde yeni tedbirleri devreye sokarak sürdürüyoruz.
Merkez Bankası, yüzde 24’e kadar çıkan politika faizini, yüzde 11,25 seviyesine kadar indirdi. Bu, Ağustos 2018’in bile gerisinde bir seviyedir. Bir dönem yüzde 40’ların telaffuz edildiği piyasa faizleri bugün yüzde 8-10 civarında. Piyasa faizleri bakımından Mayıs 2013 yani Gezi olayları dönemi seviyesinin dahi gerisine ulaşmış durumdayız. Ey Geziciler, bunu iyi öğrenin.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomide sağlanan güven ortamının, özel sektör yanında kamu borçlanma maliyetlerini de fevkalade düşürdüğünü belirtti.
Önceki hafta yapılan kamu borçlanma ihalesinde, son yıllardaki en düşük maliyetli ihraçların gerçekleştirildiğine işaret eden Erdoğan, dolar tahvillerinin tamamını Avro cinsi yükümlülüğe dönüştürerek, maliyetleri daha da azalttıklarını söyledi.
KAYNAK: AK PARTİ GENEL MERKEZİ