Zaman devletimize ve ordumuza destek zamanıdır.
Devletimizi yönetenler, ordumuzun Suriye’ye girerek oradaki terör batağını kurutması kararını vermiş ve bunu uygulamaya koymuşsa millet olarak bize düşen görev devletimizin aldığı kararı sorgulamak değil, bu kararı desteklemek ve devletimize ve ordumuza dua etmek olmalıdır.
Ellerinde mevcut olan binlerce belge ve istihbarat raporlarına göre olayı değerlendiren devlet aklının aldığı kararı eleştirmek ya da karşı olmak tarihi okumamaktır, tarihten ders almamaktır ya da devletimizi yönetenlere karşı siyasi muhalefet yapayım derken, devletimizin ve vatanımızın menfaatlerine muhalefet yapma yanlışına düşmektir.
Devlet, sokaktaki vatandaşın hevesi ile idare edilemez. Bütün hayatı boyunca eline tek kitap alıp okumayan, bulunduğu şehirden bile dışarı çıkıp bir başka şehir tanımayan insanların Türk devlet aklını tenkit etmesi ve “Ordumuzun Suriye’de ne işi var?” demesi kabul edilemez bir vurdumduymazlıktır.
Bin yıldır İslamiyet’in bayraktarlığını yapan Türk milleti, inşallah en kısa zamanda yeniden dünyanın barış iklimine kavuşmasının yolunu açacaktır.
Biz inanıyoruz ki; şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür seda İslam’ın sadası olacak ve bu yüksek sadanın dünyanın her tarafına ulaşmasında Türk milleti öncülük yapacaktır.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin hem cumhurbaşkanı hem de başkomutanıdır.
Cumhurbaşkanımızın aldığı tüm kararları destekliyoruz. Çünkü; Dünyayı ve Türkiye’yi şu anda en iyi okuyan, zalimlerin oyunlarını en iyi bilen ve ona göre de devlet aklını çalıştıran ve kararlar alan ve düşmanın üzerine korkusuzca giden bir devlet başkanına ancak destek olunur, dua edilir. Biz de onu yapıyoruz.
Dünyanın kaynadığı, yeni doğum sancılarının arttığı bir dönemde, en önemli vatandaşlık vazifemiz birlikten ve dirlikten yana olup, devletimizin aldığı kararlara tam destek olmaktır.
Biz millet olarak devletimizin etrafında sım sıkı kenetleneceğiz ki, devletimizi yönetenler daha çok moral bulsunlar. Kaynağı kim ve ne olduğu, nereden olduğu belli olmayan -başta ifade ettiğim gibi- “Ordumuzun Suriye’de ne işi var… v.b.” gibi söylemlerle devletimizin ve ordumuzun moralini bozmak hiç kimsenin hakkı ve haddi değildir.
“Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi.
Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi.
Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,
Galip et, çünkü bu son ordusudur İslâm’ın.”
Yazımı sonlandırırken, geçen hafta mübarek Regaib geçesi İdlib’te hainlerin saldırısı sonrası şehit olan Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, yaralı Mehmetçiklerimize acil şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağolsun. Ruhları için El fatiha…