GÜLİSTAN’DAN BİR HİKÂYE VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
HASAN PİR’İN KÖŞE YAZISI
Şeyh Sadi-i Şirazi,
meşhur Fars şâiri ve İslam âlimidir. (ö. 691/1292)
Sadi-i Şirazî’nin
Gülistan adlı eserinde şöyle bir olay anlatılmaktadır:
Bir gün bir adam bir koyunu bir kurdun
ağzından kurtardı. Gece olunca, o adam koyunu yatırdı ve boğazına bıçağı
dayadı. Zavallı koyun inleyip ağlayarak şöyle dedi: “Beni kurdun ağzından
kurtardın ama şimdi gördüm ki kurdum sen oldun…”
Temsil-i manevi
olan bu hikâye bize çok şeyler anlatıyor… En azından insanoğlunun
doyumsuzluğunu ve çiğ süt emmişliğini anlatıyor…
En çok güven içinde
yaşamaya muhtaç varlık insan… Çünkü en aciz varlık insan… Zaman oluyor ki en küçük bir mikrop, bir
sinek ve bir karınca bile insanın uykusunu kaçırabiliyor…
Ama asıl tehlikeli
olan insanın bir başka canlıdan değil de kendi hemcinsinden, bir diğer insandan
zarar görmesi, hem de dostluk adına…
İnsanların
birbirine yardım ve dayanışmaları elbette insan olmanın bir gereği… Ama bir
bakıyorsunuz, size halisane görüntü altında yardım eden bir kimse, o yardım
kisvesi altında sizi mahvediyor, sizin iyi niyet ve bakışınızı alt üst ediyor
ve artık daha kimseye güvenemiyorsunuz…
Peki, çözüm ne
olacak?.. Çözüm uyanık olmaktan, saf olmamaktan, iyi niyet kurbanı olmamaktan
ve nihayet Yüce Yaratıcıya sığınmaktan geçiyor…
Maskesiz bir dünya,
maskesiz bir insanlık…
Başa kakılmayan
iyilikler, minnetsiz dostluklar…
Yaratandan
başkasına kulluk yapmamak…
Gülistan’da Sadi-i
Şirazî, iyilik adına maskeli düşmanlığın belki de en son sınırını göstermiş.
Koyun hikâyesinde verilen mesajın daha küçük boyutlu örneklerine günlük
hayatımızda belki de onlarca rastlıyoruz… Yapılan iyiliklerin minnete çevrilmesi,
başa kakılması… “Ben sana şunu yapmıştım ha!..”, “Ben sana bunu yapmıştım
ha!..” ve benzeri hal, tavır ve davranışlar…
Bunlar insanı
insanlığından soğutan manzaralar… Eğer bir de yapılan iyilik ve yardımlar,
yardım yapan tarafından bir ranta çevrilme düşüncesi doğuruyorsa o zaman bunun
adının ne olması gerektiğine siz karar verin… “Sana şu iyiliği yaptım, şimdi
sen de bunun karşılığında şu işte beni göreceksin… Benim şu işimi yapacaksın…”
anlayışı ise insaniyetin sukut etmesinden öteye ne olabilir ki?..
Bu dünyada en yüce
makam insanlık makamıdır… Allah kimseyi bu makamdan aşağılara düşürmesin…
Yüce Allah’ın bize
lütfettiği insanlık meziyeti ile bu güzelim dünyayı cennete çevirip mutlu,
mesut ve bahtiyar yaşamak varken, bir hırs yüzünden bu güzelim dünyayı “Kurtlar
Vadisine” çevirmenin bir anlamı var mıdır?..
Güzel günler dileğiyle.