Gümüşhane Memur Sen’den Mısır Cuntasına tepki

Gümüşhane Memur -Sen İl Temsilciliği Mısırda yaşanan idamlarla ilgili basın açıklaması yaptı.

26 Şubat 2019 Salı günü sendika binasında Memur-Sen’e bağlı sendika yönetici ve üyelerinin katılımı yapılan basın açıklamasını Memur-Sen İl Temsilcisi Musa UNCU yaptı.

FİRAVUNLAŞAN SİSİ CUNTASININ İDAMLARINI DURDURMAK İÇİN İNSANLIK AYAĞA KALKMALIDIR!

“…Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur….” Maide 32

Mısır’da
16-17 Haziran 2012 yılında %51,73 oyla Cumhurbaşkanı seçilen Mursi
hükümetine darbe yapan Sisi cuntası, meşru hükümeti savunmak için Rabia
meydanında oturma eylemi yapan silahsız binlerce insanı katletmişti.

Emperyalist
dünyanın ve işbirlikçi bazı Arap ülkelerinin desteğini alan Sisi,
dünyanın kör vicdanından ve ümmetin sessizliğinden güç alarak gittikçe
daha da Firavunlaşmakta, Firavun’un Hz. Musa’nın kavmine yaptıklarının
bir benzerini binlerce yıl sonra Mısır’da masum Müslüman kitlelere
yapmaktadır.

Darbeci
Sisi hükümeti bugüne kadar göstermelik yargılamalarla idama mahkûm
ettiği 165 masum kardeşimizi idam etti. Mısır zindanlarında her an idam
edilmeyi bekleyen 600 kişi var. Üstelik ağır işkenceler eşliğinde ve de
çelik kafesler içinde savunma hakkı verilmeksizin yapılan yargılamalar
devam ediyor ve kurulan yargı tiyatrosunda yeni idam kararları
veriliyor. Cunta yargısı daha geçen Eylül ayında aralarında Muhammed
Biltaci’nin de bulunduğu 75 kişiyi daha idama mahkûm etti. İdam
kararlarını tüm dünyanın gözleri önünde sessiz sedasız uygulayan Sisi
cuntası bu kadar ölümlere rağmen kana doymuyor. Geçtiğimiz günlerde de 9
genç, cunta tarafından haksız yere idam edildi.

Sisi
cuntası, arkasına aldığı emperyalist ülkelerin doğrudan, insanlığın
sessizliğinin dolaylı desteği ile her gün yeni idamlar gerçekleştiriyor,
yeni barbarlıklara imza atıyor. BM’nin idamları durdurma çağrıları
boşlukta yankılanıp sönüyor. İdam edilenlerin “ah”ları arş-ı alaya
ulaşırken, ailelerinin gözyaşları insanlığımızı boğuyor. Sisi’nin
destekçilerinin idamları görmezden gelmek şöyle dursun aksine “terörle
mücadele(!)” yalanıyla desteklediği bir vasatı yaşıyoruz.

*Bugün bütün İslam dünyası benzer bir saldırı altında.

*Bangladeş hükümeti Müslüman âlimleri ve önderleri idam ediyor; dünya sessiz.

*Çin’de Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz idam ediliyor, bir milyon Doğu Türkistanlı kamplarda işkence görüyor; dünya sessiz.

*Filistin’de her gün siviller, masumlar katlediliyor; dünya sessiz.

*Arakan’da idamlar, katliamlar, sürgünlerle soykırım uygulanıyor; dünya sessiz.

*Yemen’de masumlar katledilip, halk açlığın soğuk ellerine terk ediliyor; dünya sessiz.

*Suriye’de her gün varil bombaları, kimyasallar, işkence ve tecavüzlerle insanlık yok ediliyor; dünya sessiz.

*İslam dünyasının neresine bakarsanız kan, savaş, katliam, idam…

Mısır’da
yaşananlar bir kez daha göstermiştir ki dünyada saflar nettir. Bir
tarafta emperyalizm ve onların işbirlikçi kuklaları; diğer tarafta
sömürülen ve ezilen kitlelerle onların sesi olma onurunu canlarıyla
ödeyen vicdanlı insanlar. Demokrasi, insan hakları ve özgürlük nutku
çekenlerle İslam dünyasını kana bulayanlar aynı safta ve aynı kesimler.

Mazlum
toplumların ve Müslümanların haklarını savunanlar ise dünyada
yalnızlaştırılmaya, itibarsızlaştırılmaya, yok edilmeye çalışılıyor.
Demokratik seçimlerle gelen ve halkın büyük kısmının desteğini alan
liderlere kolaylıkla “diktatör” diyenler, cuntacı Sisi’yi başkentlerinde
ağırlamak için birbirleriyle yarışıp, onu demokrasi kahramanı ilan
edebiliyorlar. Bu ikiyüzlülüğü saklama ihtiyacı bile duymuyorlar.

Mazlum
toplumların ve Müslüman ümmetinin kendi göbeğini kendisinin kesmesinden
başka çıkar yol yoktur. Ümmetin “vasat”laşması ve Mazlumların
dayanışması yeniden diriliş ve uyanışın ön şartıdır. Yeni bir dünya
mümkün diyenlerin seslerini ve güçlerini birleştirmeleri ve
gürleştirmelerinden başka bir seçenek görünmemektedir.

Kendisine
“hakkı ve adaleti ayakta tutma” vazifesi yüklenmiş ümmetin bu
sessizliği, bu kayıtsızlığı İslam dünyasına dişlerini geçirmek için
bekleyenleri maalesef ki cesaretlendiriyor.

O nedenle
biz onurun direnişte, izzetin hakkı haykırmakta, dirilişin zulme karşı
mazlumu savunmakta ve kurtuluşun adaleti ayakta tutmakta olduğuna inanan
Memur-Sen olarak, bugüne kadar susmadık, susmayacağız.

Dayanışma
ruhuyla hareket etmekten ve dayanışma çağrılarımızı bıkmadan usanmadan
sürdürmekten vazgeçmeyeceğiz. “Haksızlık karşısında susan dilsiz
şeytandır” sözünü şiar edinen bizler şu ilahi buyruğa iman etmişiz:

“Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra yardım da göremezsiniz.” (Hud, 113)

Bu
vesileyle Memur-Sen olarak, Mısır’daki idamların durması için bütün
onurlu kesimlerin insanlık ortak paydasında, hak ve adaletten yana
birleşmeleri ve güçlü bir itirazda bulunmaları çağrımızı yineliyoruz.
İslam İşbirliği Teşkilatına acil toplanma çağrısı yapıyoruz.

Cuntacı
Sisi ve destekçilerini kınıyor ve lanetliyoruz. Mısır’da idam edilen
gençlerimizin şehadetleri vesilesiyle kendilerine rahmet, ailelerine ve
bütün İslam ümmetine başsağlığı diliyor, Mısır zindanlarındaki masum ve
mazlum kardeşlerimizle dayanışma irademizi bir kez daha ifade ediyoruz.

Musa UNCU – Memur-Sen İl Temsilcisi