Gümüşhane Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü tarafından Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Çok Amaçlı Salonda Sistem Tartışmaları ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi konulu bir panel düzenlendi.
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Çiftçi ve Öğr. Gör. Dr. Bülent Bal’ın panelist olduğu ve Yrd. Doç. Dr. Kadir Sancak’ın Panel Yöneticisi olarak bulunduğu panele, Gümüşhane Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bahri Bayram, Rektör danışmanları Yrd. Doç. Dr. Mustafa Ayyıldız, Yrd. Doç. Dr. Serhat Dağ, Ahmet Ziyaüddin Erkek Öğrenci Yurdu Müdür vekili Süleyman Turan ile Gümüşhane Üniversitesi akademisyen ve öğrencileri katıldı.
Panel Yöneticisi olarak konuşmalarına başlayan Yrd. Doç. Dr. Kadir Sancak, Türkiye’de en kısa zamanda bir referandum süreci oylaması başlanacağını ve bu süreçte gerek kamuoyunda ve gerekse sosyal medyada yapılan konuşmalar ve röportajlarda halkımızın oylarını “Evet” yada “Hayır” olarak kullanırken bunu neden yaptıkları hakkında çok az bilgiye sahip olduklarını belirterek ” Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü olarak bu alanda uzman olan hocalarımızla birlikte böyle bir panel düzenlemek istedik. Buradaki amacımız, öncelikle belirtmek istiyorum, bu panelde yapılacak bilgilendirmeler sizin oy tercihlerinizi etkilemek için değildir. Sadece vereceğiniz evet ya da hayır oylarını sağlıklı mantıklı temellere dayandırmak için bilgilendirmektir.” dedi.
Panelde Türkiye’de hükümet sistemleri üzerinde çalışmalar yapan Öğr. Gör. Dr. Bülent Bal Türkiye’deki bu yönetim sistemi tartışmalarının nasıl ortaya çıktığını ve bugünlere nasıl gelindiği ve geçmişteki yönetim süreçleri hakkında tarihsel bir sunum gerçekleştirdi. Bal yaptığı sunumda şunlara değindi. “Esasen Türkiye’de uygulanan sistemin bir adı, bir hüviyeti, bir cinsiyeti yoktur. Yarı ikili karakterli, yarı şizofrenik tarzda bir hükümet sistemi olduğunu söyleyebiliriz. Eski sistemimizle ilgili 3 ana temel problem var. Birincisi Cumhurbaşkanlığı statüsü, anayasadaki konumu ile fiili statüdeki konumu arasında tam bir gerilim söz konusu, İkinci problemimiz Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında ortaya çıkmaktadır. Eğer Cumhurbaşkanı ile Başbakan aynı partiden oldukları zaman burada Cumhurbaşkanı lehine bir güç birikmesi görülüyor, bir nevi süper başkan statüsünde olmaktadır. Başbakan ise gölge başbakan statüsünde kalmaktadır. Üçüncü problemimiz ise Cumhurbaşkanı ile Başbakanın farklı partide olması durumunda ortaya çıkmaktadır. Geçmiş dönemlerde örneğin 1990’lı yıllarda Süleyman Demirel ile Turgut Özal arasında sıkıntılar yaşandı. Farklı görüşler ve farklı fikirler olunca ortaya da bir anlaşmazlık çıkmaktadır. Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildiği vakit Cumhurbaşkanı ile Parlamento arasında bir kilitlenme olması durumunda neler yapılabilir. Hangi çözümler üretilebilir. Bu duruma gelinmemesi için neler yapılması gerekir bu sorulara cevap aranması lazım.”dedi.
Mevcut sistem ile önerilen sistem arasındaki farklılıklar ve ön görülen değişiklikler hakkında bilgiler veren Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Çiftçi, ” Ön görülen değişikliklere baktığımız zaman Kanun Hükmünde Kararnameler ve Tüzükler kaldırılıyor. Sistemde Başbakan ve Bakanlar Kurulu olmayacak bunun yerine Cumhurbaşkanı, yardımcıları ve bakanlar olacak, Mevcut sistemde Cumhurbaşkanı sadece vatana ihanet suçundan sorumlu tutulabiliyordu. Yeni sistemde görevi ile ilgili rüşvet, yolsuzluk ihaleye fesat karıştırmak gibi suçlarda da hakkında soruşturma açılabilecek, ve Yüce Divana sevk edilebilecek” dedi.
(Kaynak: Gümüşhane Üniversitesi Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü – 23.03.2017)