Hasan Pir’in köşe yazısı
Bu haftaki yazımızın konusu; Gümüşhane’de “görünür tehlikeler” ya da “göz göre göre gelen tehlikeler” olacaktır.
Sabahın saat altısı… Trabzon’a bir hasta ameliyatına yetişmek üzere yola çıktık. Mescitli tünellerine girdiğimizde önümüzde hurda malzeme yüklü bir kamyonetin olduğunu fark ettik. Tünel içi olduğundan şoförümüz kamyoneti geçmedi, takriben 40-50 metre geriden takip etti. Tünelin ortalarına yaklaştığımızda seks izle önümüzdeki hurda yüklü kamyonetten büyükçe bir demir sacın havalanarak hemen yan tarafımıza düştüğünü hayretle ve korku ile gördük.
Üzerinde herhangi bir örtü olmayan, bağlanmamış, gelişigüzel yüklenmiş bir hurda kamyonetinden düşen o saç parçası her an büyük bir kazaya neden olacakken Allah’ın yardımı ile saniyelerle bu kazayı atlattık.
Bir başka olay… Gün ortası. Yer Gümüşhane içi ana karayolu. Üzerinde örtü olmayan, bağlanmamış inşaat kalası yüklü bir kamyon. Biz de arkasından otomobille gidiyoruz. Kamyonun üzerinden bir kalas parçası yola düşüyor. Biz yolda kalastan kurtulmak için zikzak yapıyoruz. Derken iki dakika sonra biraz daha uzun başka bir kalas düşüyor. İki üç dakika sonra tekrar bir tane daha…
Gümüşhane’de bu ve benzeri olayları yaşayan belki yüzlerce hemşerimiz var.
Hafriyat, kalas, maden, asfalt malzemesi, kum-çakıl-taş, hurda, inşaat malzemeleri ve benzeri malzemeler taşıyan araç sürücülerinin öncelikle can güvenliği konusunda hassas olup gerekli önlemleri almaları gerekmez mi? Mevzuat da bu önlemlerin alınmasını emrediyor. “Bir şey olmaz” mantığı ile bu tür malzemelerin örtüsüz ve bağlanmasız taşınması cinayet denilecek kazalara her an yol açabilir. Yaşanacak olan bir kazanın müsebbibi kim olacak. Diğer taraftan bu görünür kazaların olmaması için devletin denetimle sorumlu kurumları da gereğini yapmalıdır. Bu işin ihmali, hatır gönül meselesi için ilgilenmeme veya hataları görmeme belki daha büyük bir suç oluşturacaktır. Bu nedenle insan sağlığı, can ve mal güvenliğini tehlikeye sokacak hiçbir ihmal affedilmemelidir.
*******
Yer Gümüşhane Belediyesi yanı… Ana karayolu üzeri. Belediyemizin yaptırdığı o güzel akıllı duraklara ulaşmak için her gün binlerce kişi karayolunda adeta dans ediyor. Eğer o bölgeyi gören MOBESE kameraları varsa bu gülünecek acı hali görmek mümkün. Dağ eteğindeki durağa geçmek için vatandaşlar sağlı sollu ve karşılıklı gelen araçların arasında adeta dans ediyor, bazen koşuyor, bazen geriliyor, bazen duruyor ve büyük bir mücadele ile yolun karşısına geçebiliyorlar. Hız kesmeden gelen araçları durduracak ve insanların karşıdan karşıya geçmesini sağlayacak hiçbir tedbir yok. Sinyalizasyon sistemi yok… Bu göz göre göre gelen tehlike için bu bölgeye de acil çözüm bulunmalı. Araçların daha yavaş geçişini sağlayacak önlemler alınmalı. En önemlisi de bu bölgeye trafik lambası konulmalıdır.
*******
Gümüşhane’de bir başka görünür tehlike de Bağlarbaşı mahallesinde yaşanmaktadır. Sarı köprü tabir edilen bölge ile Gümüşhane Üniversitesi arasındaki yol adeta büyüğünden küçüğüne bütün araçların hız parkuru gibi… İnsanlar yine bu bölgede de yolun karşısına geçmekte zorlanıyorlar. Bu bölgede de özellikle Birinci TOKİ konutları yol ayrımı ve KYK İl Müdürlüğü ve öğrenci yurdu yol ayrımı aynı noktada olduğu için bu bölgeye de acilen bir ışıklı kavşak sinyalizasyon sisteminin kurulması zarureti vardır.
Ayrıca sarı köprü ile üniversite önündeki kavşak arasındaki bu bölgeye hız engelleri konulmalıdır.
*******
Bağlarbaşı mahallesindeki İkinci TOKİ konutları yol ayrımında da benzer tehlikeler yaşanıyor. Karayolunda hızla ve yoğun akan trafik içinde konutların ve öğrenci yurtlarının olduğu bölgeye araçların giriş çıkışları da her zaman kaza riski taşıyor. Bu bölgeye de acil bir çözüm bulunmalıdır.
*******
Gümüşhane içinden geçen ana karayolu üzerinde İl Trafik Komisyonu’nca ya da Gümüşhane Belediyesi’nce belirlenen yolcu bindirme ve indirme durakları ve cepleri bulunmaktadır. Ama, maalesef bu cep ve duraklar sivil araçlar tarafından işgal edilince dolmuş ve halk otobüslerinin yolcu indirme ve bindirmeleri sırasında çok büyük tehlikeler yaşanmaktadır. Duraklara ve ceplere yaklaşamayan dolmuş, halk otobüsleri ve belediye toplu taşıma araçları indirme ve bindirme işlerini ana karayolu üzerinde yapmak zorunda kalmaktadırlar. Yani Gümüşhane içinde ana karayolunda her zaman ölümle adeta dans edilmektedir.
Bu konuda da denetim görevi olan kurumlar gereğini yapmalı ve sistem en doğru şekilde çalışmalıdır. Gerekirse sadece bu konunun takibi için ilgili kurumlarca bir özel motorize ekip kurulup, sabahtan akşama kadar bu yollarda rink yapmalı ve tıkanan sistem açılmalı veya açtırmalıdırlar.
*******
Gümüşhane’de trafikte yaşanan ve her an “geliyorum diyen” tehlikelerden bazılarını yazmaya çalıştık. Denetim kurumlarınca yapılan ya da yapılacak olan trafik denetimleri vatandaşlarımız tarafından desteklenmelidir. Bu bağlamda; karayolunu kullanan ticari araçlar, taksiler, dolmuşlar, halk otobüsleri, kamu servis araçları, özel araçlar başta olmak üzere tüm araçlarda zaman zaman alkol v.b kontroller, hız kontrolleri yapılmalıdır. Bu denetim çalışmalarını hiç kimse yadırgamamalı, şikâyet etmemelidir. Alkol aldığı için aşırı hız yapan bir aracın trafikten engellenmesi öncelikle o aracın sürücüsü ve ailesi için büyük bir nimet olur. Daha sonra da toplumun tamamı için büyük bir nimet olur.
*******
Yazımıza konu olan hız kesiciler, trafik ışıkları, kavşak düzenleme v.b. gibi önlemleri alma ve uygulama yetkisi Karayolları Bölge Müdürlüğü’nündür.
Karayolları Bölge Müdürlüğü’nün sorumluluk sahasında olan bu çalışmaları yapacak teknik ekip ve elemanlar maalesef sadece bölge merkezi Trabzon’da bulunuyor. Bölge teknik elemanlarının sorunları tespit ve çare aramaları için Trabzon’dan Gümüşhane’ye günübirlik geliş gidiş yapmaları yetmiyor. Yapılacak iş, Karayolları Bölge Müdürü’nün Gümüşhane’deki bu sorunlar için yetkilileri belki on onbeş gün Gümüşhane’ye görevlendirip çalışmalarını sağlamaktır. Ya da Karayolları gibi her il ve şehir için çok önemli olan bir kuruluşun bölge müdürlüğünün kaldırılması ve her ile bir bölge müdürlüğü kurulmasının sağlanması gerekir.
*******
Bir kentin yaşanabilirliği öncelikle o kentte yaşayan insanların kurallara uymasına bağlıdır. Kurallara uymayanları eşit ve âdil bir şekilde ikaz edip kurallara uymalarını sağlamak da kamu kurumlarının görevidir. Bu konuda ihmal göstermek, kayırmacılık yapmak veya kararsızlık ve tereddüt göstermek hem yasalar gereği, hem de kul hakkı gereği büyük suçtur.
Hazreti Ömer Efendimizin “Dicle kenarında bir kurt kapsa bir koyunu, yarın Adl-i İlahi Ömer’den sorar onu” dediği hakikat bugün bütün kamu idarecileri için geçerlidir.
Cenab-ı Allah, görünür-görünmez her türlü kaza, bela ve sıkıntılardan hepimizi korusun.
Güzel günler dileğiyle.