GÜMÜŞHANE’DE İSTİŞARE KÜLTÜRÜ NOKSANLIĞI VAR

HASAN PİR’İN KÖŞE YAZISI İstişare Arapça bir kelime olup Türkçe karşılığı “Danışma” dır. İstişare, insanların bir konuda görüş alışverişinde bulunması anlamına gelen bir terimdir. Günümüzde istişare yerine geçebilecek yeni ifadeler kullanıldığı görülmektedir. “Ortak Akıl” deyimi bunlardan biridir. İstişare kelimesi İslâmî literatürde yöneticilerin ve özellikle devlet yetkililerinin görev alanlarına giren işler hakkında ilgililere ve bilgililere danışıp […]

HASAN PİR’İN KÖŞE YAZISI

İstişare Arapça bir kelime olup Türkçe karşılığı “Danışma” dır.

İstişare, insanların bir konuda görüş alışverişinde bulunması anlamına gelen bir terimdir.

Günümüzde istişare yerine geçebilecek yeni ifadeler kullanıldığı görülmektedir. “Ortak Akıl” deyimi bunlardan biridir.

İstişare kelimesi İslâmî literatürde yöneticilerin ve özellikle devlet yetkililerinin görev alanlarına giren işler hakkında ilgililere ve bilgililere danışıp onların eğilimlerini gözönünde bulundurmasını ifade eder.

Mukaddesi kitabımız Kur’an-ı Kerim’de ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s.v.)’in Hadis-i Şeriflerinde istişare gerçeğine çok önem verilmiştir.

*Şura Suresi 38. Ayette  şöyle denilmektedir: “Rablerinin çağrısına uyarlar, namazı özenle kılarlar. İşleri de aralarındaki danışma ile yürür. Kendilerine verdiğimiz rızıktan başkaları için harcarlar.”

*Âl-i İmrân Suresi 159. Ayet de şöyledir: “Sen onlara sırf Allah’ın lütfü sayesinde yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi. Onları affet, onların bağışlanmasını dile, iş hakkında onlara danış, karar verince de Allah’a güven, doğrusu Allah kendisine güvenenleri sever.”

İstişareden bahseden bazı Hadis-i Şerifler ise şöyledir:

* “Akıllı kimselerden doğru yolu göstermelerini isteyin ki doğru yolu bulasınız. Onlara muhalefet etmeyin pişman olursunuz”

* “İstihare eden zarar etmez, istişare eden de pişman olmaz.”

Peygamberimiz (a.s.v.),  ümmetine istişareyi emrettiği gibi kendisi de genel ya da özel işlerde sahabeleriyle istişarelerde bulunmuştur.

İstişâre  ve ortak akıl ile işlerin güzel neticelere varması, siyâsi, içtimâ ve toplumsal  bütün alanlarda problemlerin çözülmesi mümkündür.

Hz. Muhammed (a.s.v.) Allah’ın peygamberi iken Allah ona bile istişareyi -müşâvereyi- emretmiştir.

Kendilerini beğenen, başkalarının görüş ve düşüncelerine değer vermeyen kişiler, hiç kimseye danışmazlar. İşlerini kendi görüş ve düşünceleri doğrultusunda çözmeye çalışırlar. Bu şekilde davranma ise çoğu zaman yanlışlıklara sebep olur ve yapıları islerden fayda yerine zarar elde edilir.

GELELİM GÜMÜŞHANE’YE

Geçmişte karar verilip, bugün Gümüşhane kamuoyunu meşgul eden sorunların pek çoğunda ortak akıl – istişare gerçeğine uyulmadığı görülmektedir. Bugün artık herkes bunu söylüyor. Örneğin Yeni Gümüşhane Devlet Hastanesi’nin yer belirlemesini birkaç yetkilinin kendi aralarında kararlaştırdığı, bu olayın başta STK lar olmak üzere vatandaşlarla paylaşılıp onların görüşlerinin alınmadığı, yani istişare gerçeğine uyulmadığı söyleniyor.

Torul Harmancık köyünde yapılan İŞGEM’in yer belirlenmesinde de aynı şeyler söyleniyor. Gümüşhane STKlarının ve halkın görüşü alınmadan karar verildiği söyleniyor.

Organize Sanayi Bölgesi için de hep aynı şeyler söylendi. Eğer ortak akıl – istişare gerçeğine uyulsa idi bu organize sanayi buraya değil de limana daha yakın olan Torul – Gümüşhane arasında bir yere yapılırdı deniliyor.

Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü binasının yer belirlemesinde de benzer bir kapalı karar verme mekanizmasının çalıştığı görülüyor. Şimdi ise ortada gidişi – gelişi sorunlu bir bina var… Zamanında şeffaf olunsa, insanlara sorulsa onların fikirleri alınsa güzel olmaz mıydı?  Ama, bu “YETKİ” denilen sihirli sözcük her ne ise, insanların aklını başından alıyor, daha gözleri dünyayı görmüyor. İnsana, dünyanın en akıllı kişisinin kendisi olduğunu zannettiriyor.

Dün istişare edilmediği için Gümüşhane’de bugün sorun olarak karşımıza çıkan örnekler böyle…

Bir de istişare edildiği halde yine de kendi fikrinde ısrar eden yöneticiler var ki bu belki daha vahim bir olaydır. Gençlik Merkezi’nin eski stadyum yerine yapılması gibi… Kamuoyunun tamamı neredeyse bu işe karşı çıktı ama, yetkiyi elinde bulunduranlar kimseyi dinlemediler.

Gümüşhane’ye yeni otogar planlanıyor.  Bu konunun karar vericisi kim?.. Bugüne kadar halkla, STKlarla bu konu istişare edilmedi.  Birkaç yöneticinin veya yetkilinin kendi arasında olayı konuştuğu söyleniyor. Herhalde hiç kimse, bu kurum içi görüşmelere “biz istişare yaptık” demeyecektir.  Kamuoyunda bir anket yapılmadı… Görüşmelerin hiç birisinin içinde STKlardan hiç kimse yer almadı. Ama, duyduğumuz o ki, yetkililer bu işe çoktan karar vermişler bile… Ama biz yine de yetkililere sesleniyoruz; yanlışın neresinden dönülse kârdır. Yeni otogarın yerine halkla istişare ile karar verilmelidir.

Bir önemli konu da Gümüşhane Belediyesi’nin logo konusudur. Gümüşhane Belediyesi’nin yeni bir logo kullanmaya başladığı söyleniyor. Hatta bu yeni logo 15 Şubat Kurtuluş etkinlikleri için basılan davetiyelere de konuldu. Peki bu logo için kim veya kimlerle istişare yapıldı. Logo, belediyenin değil, şehrin ortak karar vermesi gerekli bir önemli konudur. Bu kentte yaşayan herkesin bu konuda söz söyleme hakkı vardır. Bu nedenle, yarışma ve sonrasında da anket çalışmasıyla toplumsal mutabakatla logo belirlenmesi gerekirken bunlar yapılmamıştır. Bu konuda da hatadan dönülmelidir.

Bütün bunlar gösteriyor ki; Gümüşhane’de yapılması gereken en önemli iş toplumsal mutabakat sağlayıcı İSTİŞARE – ORTAK AKIL kültürünü oluşturmaktır.

Bu çok önemli istişare kültürünü bu kente yerleştirme işi bakalım kime nasip olacak.

Güzel günler dileğiyle.

 

Exit mobile version