Gümüşhaneli Gazi Zeynel Armağan, 50. Yılında Kıbrıs Barış Harekâtı’nı Anlattı
Röportaj: Hasan Pir
Ordumuzun 20 Temmuz 1974 tarihinde gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekâtı’nda görev alan ve hayatta bulunan gazilerimizden biri de Gümüşhane’nin Torul İlçesi Güzeloluk Köyü’nden Zeynel Armağan’dır.
Gazi Zeynel Armağan, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. Yıl dönümü nedeniyle sorduğumuz soruları cevaplandırdı.
ZEYNEL ARMAĞAN KİMDİR?
1953 Yılında Gümüşhane’nin Torul ilçesinin Güzeloluk Köyü’nde doğdum. Motor Sanat Okulu Mezunuyum. Uzun süre İstanbul’da Mersedes otobüs fabrikasında çalıştım. Yurt dışına gidişim nedeniyle Mersedes fabrikasından ayrıldım. Libya’da motur ustası olarak iki yıl çalıştıktan sonra tekrar İstanbul’a döndüm ve tekstil üzerine kendi işletmemi açtım. 2007 yılında emekli oldum ve çalışma hayatımı noktaladım. Yedi çocuğum var. Yazları köyüm Güzeloluk’ta, kışları ise İstanbul’da ikamet ediyorum.
ASKERLİK VE GAZİLİK SERÜVENİNİZİ ANLATIR MISIN?
1973 Yılında askerlik vazifeme Balikesir’de er olarak başladım. Acemilik dönemini Balikesir’de ordonat sınıfında tamamladıktan sonra dağıtımla Dörtyol’daki ordonat taburuna gittim. Burada mesleğim olan tamir işlerini yapıyordum. 1974 yılı Temmuz ayında ülkemizin Kıbrıs Barış Harekâtı başlayınca, bulunduğum 39.Tümen komple Kıbrıs’a hareket etti. Ordonat askerleri olarak biz bir hafta Mersin limanında bekledik. Bu süre zarfında öncü savaşan birliklerimizdeki malzeme ve araçlarda levazımlık, yani tamir olacak durum oluşunca biz adaya hareket ettik. Çıkarma gemisi ile Girne’nin bir kıyısından Kıbrıs çıktık.
KIBRIS’A İLK ÇIKIŞINIZ NASIL OLDU?
Rumlar, Türkiye’nin çıkarama yapacağı ihtimaline karşı Beşparmak Dağları’nda mevzilendikleri için, bu mevzilerin susturulup, Beşparmak dağlarında bir koridor açılması gerekiyordu. Öncü birlikler bu işi yapınca bizi bölgeye çağırdılar. Biz ordonat grubu hemen işe başlayarak bozulan araç, gereç ve silahların tamirini yaptık. Aynı şekilde ikinci harekatta da aynı çalışmalara devam ettik. Bir taraftan da kendimize ait mevzileri eşiyorduk. Önümüzde piyadeler olduğu için biz düşmana ateş etmedik ama, mevzilerimizde hazır bekliyorduk. Bu arada askerimizin bozulan araç gereçlerini herhangi bir siper olmadan büyük risk altında tamir ediyorduk.
Bir gece geç saatte bir talimat geldi. 3 km uzakta, cephe hattında bir aracımız bozulmuş. Cepheye mermi götüren bir askeri pikap. Bunun acilen tamir edilmesi gerekiyor dendi. Gecenin saat üçü başçavuşumla beraber yola çıktık. Elimizdeki harita ile hedef belirliyorduk. Ama, gittiğimiz yön Rumların olduğu bölge imiş, bizim haberimiz yoktu. Birden önümüze iki askerimiz çıkarak bizi durdurdular. Gittiğimiz yolun yanlış olduğunu 200 metre arkada Rumların olduğunu belirterek bizi durdurdular. Bu yoldan yanlışlıkla giden pek çok Türk askerinin Rumların eline düştüğünü ve askerlerimize çok büyük eza ceza yaptıklarını ve şehit ettiklerini anlattılar. Hatta Rumlar o kadar hainlik yapmışlar ki, canlı canlı askerlerimizin gözünü çıkarıp, kulağını kesip geri göndermişler. Biz orada sabahı bekledik. Gün ağarınca da bozulan aracı bularak tamir ettik.
İkinci Harekâtımız kısa sürdü. Uçaklarımızın desteği ile kısa sürede askerimiz belirlenen hedeflere ulaştı ve zafer kazanıldı.
Tümenimiz Girne’den sonra Magosa’ya geçti. Biz burada 8 ay kaldık ve Ben 1975 yılı Mayıs ayında tezkere alarak Türkiye’ye döndüm.
GAZİLİK NASIL BİR DUYGU?
Askerlik vazifesine gitmeden önce; ailemizden, çevremizden ve ilim ehli kişilerden aldığımız bilgi ve eğitimle şehitliğin ve gaziliğin Allah katındaki değerini biliyordum. Rumlarla savaşmak bize düğüne gitmek gibi geldi. Hiçbir tereddüdümüz olmadı. Savaş boyunca hep Allah’a sığındık. Ölürsek şehit, kalırsak gazi olacağımızı biliyorduk. Dinimizde okunması hep tavsiye edilen “Ayetelkürsi” bizim için manevi bir kalkandı. Rabbimize teslim olmuştuk. Savaşın sonunda Cenabı Allah bize gazilik nasip etti.
SAVAŞ SIRASINDA EN ÇOK DİKKATİNİZİ NE ÇEKTİ?
Silah ve malzeme tamircisi olduğum için, o zamanlar gerek silah ve gerekse araç gereçleri başta ABD olmak üzere dış devletlerden alıyorduk. Bozulan silah ve araç gerecin yedek parçalarını bulmakta zorlanıyorduk. O zaman hep duam ve hayalim, dışa bağımlı olmadan ne zaman kendi silahımızı, kendi tankımızı yapacağız diyor ve bunun bir an önce olması için Allah’a yalvarıyordum. Allah’a şükür bugün kimseye muhtaç değiliz. Duamız kabul oldu. Kendi silahımızı artık kendimiz yapıyoruz. Bugün artık dünya bize imreniyor. İnsansız hava araçlarımız ile, insansız savaş uçaklarımız ile ve daha pek çok geliştirdiğimiz silah, araç ve gereçlerimizle gururluyuz, mutluyuz… Allah’a şükürler olsun.
GAZİLİK MADALYA VE BERATINIZI NE ZAMAN ALDINIZ?
Gümüşhane Valiliği’nce 25 Haziran 2019 tarihinde yapılan bir törenle 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekâtına katılan bir gazi olmam nedeniyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tarafından gönderilen “Milli Mücadele Madalyası ve Beratı” tarafıma tevcih edildi. Madalya ve beratımızı 20 gazimizle beraber dönemin Valisi Sayın Kamuran Taşbilek’in elinden aldık. Benim için son derece önemli olan bu gurur madalyası ve beratını evimin en nadide köşesinde muhafaza ediyorum.
Ben gazilik madalyasını alırken, hep şehitlerimizi düşündüm. Şehitlerimiz, en ulvi makamı, şehitlik makamını alırken, bize de gazilik düştü. Ne yapalım nasip böyle imiş… Bu milletin bir evladı olarak ben de ailemin gelecek evlatlarına başlarını dik tutacakları bir hatıra madalyasını ve beratını bırakmış oluyorum. Bununla Rabbime şükrediyorum. Allah (c.c.), şehitlerimize ve vefat eden gazilerimize rahmet, hayattaki gazilerimize de sağlık sıhhat versin.
KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NDE KUTLANAN “20 TEMMUZ BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK BAYRAMI” İÇİN NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?
Evet, o bayram benim de bir bayramım. 50 Yıl önce Barış Harekatı’na katılan tüm şehitlerimizin ve gazilerimizin de bir bayramıdır. Bildiğiniz gibi, “20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı”, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 20 Temmuz 1974 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından gerçekleştirilen Kıbrıs Harekâtı anısına her yıl kutlanan resmî bir bayramdır. Ben de KKTC’nin, Kıbrıs Türkleri kardeşlerimizin, tüm şehit ve gazilerimizin 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nı kutluyorum.
50 YIL ÖNCE GAZİ OLDUĞUNUZ. KIBRIS’A TEKRAR GİTME ŞANSINIZ OLDU MU?
Maalesef olmadı. Ama, imkânım olsa şehit kanı kokan o diyarları, hatıralarımızın geçtiği Kıbrıs’ın her noktasını tekrar gezip görmek ve şehit kardeşlerime o topraklarda bir yasin, bir fatiha okumak isterim.