GÜMÜŞHANESPOR KAMUOYUNA İLANIMDIR

Ben Sezgin Köprülü olarak; Bu şehrin futbol adına yetiştirdiği ve elini taşın altına koymaya talipli olan Gümüşhane’nin bir evladıyım. Aynı zamanda şehrimizin güzide kulübü Gümüşhanespor’un da bir parçasıyım.

43 yıllık ömrümün 32 yılını,  ilimiz futboluna ve gençlerine, büyük bir
çoğunluğunu da Gümüşhanespor’a hizmet ederek geçirdim. Gümüşhanespor’umuzun
profesyonel lige çıkmasında futbolcu olarak o zamanki arkadaşlarımla beraber
emeğimiz vardır. Futbolculuğumda ve antrenörlüğümde yeri geldi maddi
kazanımlarım oldu, yeri geldi bir kuruş bile almadan birçok sezon kulübüme ve
ilimiz futboluna hizmet etmeye çalıştım.

Öyle ki, çalışmadığım sezonlarda bile ilimiz futboluna
hizmet edebilmek adına, Turgut Şekerli kardeşim ile beraber kendi kulübümüz
olan 15 Şubatspor’da 10-12 yaş gruplarındaki çocuklarımıza futbol eğitimi
verip, 12 yaşını dolduran tüm sporcularımızı bedelsiz olarak Gümüşhanespor’a
aktararak 15 Şubatspor kulübü olarak Gümüşhanespor’un alt yapısını desteklemeye
çalıştık, halende bu çalışmalarımıza hız kesmeden de devam ediyoruz. 

Günümüzün hızla gelişen ve değişen
futboluna ayak uydurmak lazım”

19 yıllık antrenörlük geçmişimde; Türkiye Futbol
Federasyonu Kent Antrenörlüğü, alt yapı antrenörlüğü, profesyonel takımda
oyuncu ve maç analizi, yardımcı antrenörlük, teknik direktör ve kısa sürede
olsa sportif direktör olarak kulübümde sorumluluklar üstlendim. Tüm bunların
yanı sıra ilimizde, birçok sportif aktivitelerin yapılmasına da ön ayak oldum.

Özellikle profesyonel takımda önemli teknik adamlarla
çalışarak önemli deneyimler edindim.

Günümüzün hızla gelişen ve değişen futboluna ayak
uydurmak için kendimi geliştirmek adına her zaman uğraş içinde oldum, hala da olmaya
devam ediyorum.

Mevcut antrenörlük diplomalarımla yetinmeyip,
diplomalarımı devamlı yükselterek ve ek diplomalar alarak bilgilerimi devamlı
yenileyip ve geliştirerek geleceğe dair şartlara dair kendimi hazır tuttum.

Bunların haricinde Türkiye Futbol Federasyonunun
vermiş olduğu kurs ve seminerlerin yanı sıra Süper liglerde ve 1. liglerde uzun
yıllar görev yapmış, bu anlamda isim yapmış teknik adamlarla da ikili
ilişkilerimi kullanarak bireysel eğitimler alıp, bilgi ve birikimimi daha
ileriye götürme uğraşı verdim, hala da vermeye devam ediyorum.

Gümüşhanespor’umuzun geldiği son durum göz önüne
alındığında zor bir süreç kulübümüzü beklemektedir. Gerek kongre çalışmaları,
yönetim eksikliği ve takım yapılanması belirsizliğini korumaktadır. Bir
Gümüşhaneli futbol adamı olarak bu zor süreçte takımımıza sahip çıkmak her
Gümüşhaneli gibi benimde boynumun borcudur.

“Gel dediler geldim, git dediler
gittim”

Kulübümüzü iyi noktalara getirmek adına geçmişte
olduğu gibi bundan sonra da üzerime düşeni yapacağımı, bu anlamda elimi değil
tüm bedenimi taşın altına koyacağımı kamuoyunun ve tüm taraftarlarımızın
bilmesini istiyorum.

Daha önceki sezonlarda olduğu üzere zor ve geçiş
dönemlerinde bana verilen sorumluluğu en iyi şekilde yöneterek takımımıza katkı
sağlamaya çalıştım ve hiç bir zaman görevden kaçmadım. Gel dediler geldim, git
dediler gittim. Ama hiç bir zaman kulübüme ve şehrime gönül koymadım.

Bu zamana kadar edindiğim futbol bilgi ve birikimimle,
Gümüşhanespor’a bundan sonraki süreçte, nöbetçi hoca olarak değil, devamlı
olarak bu takımın teknik direktörlük görevini yürütmeye talibim. Bu şehir bu
görevi bana çok görmemeli diye düşünüyorum.

Görev verilirse hiçbir şart öne sürmeden bu görevi
kabul ederim. Bu doğrultuda kendimi genel anlamda hazır ve yeterli görüyor, var
olan eksikliklerimi de çalışarak ve tecrübe edinerek gidereceğime inanıyorum.
Çünkü potansiyelimi biliyor, bir fırsat verildiğinde başarılı olacağıma ve
kendimi ispat edeceğime sonuna kadar inanıyorum. Yeter ki bize olan kalıplanmış
olan güvensizlik son bulsun. Niye bize karşı bir güvensizlik var hala anlamış
değilim. Bu yabancı hastalığı niye? Dışarıdan getirilip ciddi paralar verip
başımızın üzerine çıkardığımız insanların bizden ne farkı ve fazlalığı var.

“Gümüşhanespor artık kendi yağı ile
kavrulmalıdır”

Ülke genelinde hemen hemen her kulübün olduğu gibi,
bizim kulübün de normal olarak ciddi anlamda ekonomik sıkıntıları var. Ülkemizde
birçok kulüp bütçelerinde daralmaya gitmekte ve daha ekonomik adımlar atmaya
özen göstermektedir. Olması gereken de zaten budur.

Artık Gümüşhanespor da, kişilerin idaresinden ve
güdümünden çıkıp, kurumsallaşmalıdır. Kendi ayakları üzerine duracak
şirketleşme başta olmak üzere doğru ve bilinçli adımlar atmalıdır. Bu
doğrultuda planlı hesaplar yapıp, projeler geliştirmelidir. Öncelikle kendi
bünyesinde futbol akademisi kurup mevcuttaki amatör kulüplerle koordineli
olarak gerekli çalışmaları başlatmalı ve alt yapıdan oyuncu çıkarmalıdır.

Özellikle mevcut amatör kulüpler profesyonel takımızca
imkanları doğrultusunda az veya çok maddi anlamda desteklemelidir. Amatör kulüplerde ellerindeki bütün
yetenekli oyuncuları Gümüşhanespor’a vererek Gümüşhanespor’un alt yapısını güçlendirmelidir.
Alt yapıdan da A takıma mutlaka oyuncu takviyesi yapılmalı ve örnek model olarak
alt yapı oyuncuları bu şekilde futbola ve Gümüşhanespor’a teşvik edilmelidir.

 Bu anlamda; benim
yeni oluşacak yönetime acizane iki tavsiyem olacaktır. Birincisi; mevcut
tesisin içerisine alt yapı için ihtiyaca cevap verecek bir tesis inşa edilip futbol
akademisi kurmak, akabinde akademi ligine katılıp alt yapıyı güçlü ve sürekliliği
olacak şekilde oluşturmaktır. Özelliklede güçlü bir U-19 takımı kurularak her
türlü ihtimale karşı hazır tutulmalı. Çünkü kulüplerin içinde bulunduğu
ekonomik durumlar kulüpleri B planına yöneltmeye sevk edebilir.

İkincisi de; direk kulübe bağlı scouting ekibi kurarak
ülke genelindeki tüm üçüncü, ikinci ve BAL liglerini takip ettirerek, yetenekli
genç oyuncuları tespit edip kadrosuna dahil etmelidir. Bu proje hem düşük
maliyetli takım kurulmasına vesile olacak,  hem de futbol fabrikası gibi oyuncu pazarlayarak
kulübe gelir sağlayacaktır.

Bu iki proje için kulübümüz,  bütçesinin en az 3/1’lik bölümünü hiç
düşünmeden ayırmalıdır. Bu çalışmalar kulübün geleceğini kurtarmak için
atılacak en önemli ve en cesur adım olacaktır. Bu tür cesur kararları alacak
cesaretli yöneticilerin bu kulübü yönetmesi en büyük hayalimdir. İnşallah bu
uygulama en kısa zamanda hayata geçirilecektir.

“Futbolu, futbolu bilenler yönetmeli”

Futbolumuzu kesinlikle futbolu bilen, vizyonu geniş
insanlar yönetmelidir. Hem parası, hem futbol bilgisi, hem de vizyonu olmayan
bir insanın kulüp yönetmesi, dolayısıyla insan yönetmesi oldukça yanlıştır,
sakıncalıdır.

Gümüşhanespor’u seven herkes yönetici olmamalı.
Gümüşhanespor’a hizmet etmek tribünde bir taraftar gibi destek vermekle de
olur. Tamam, her Gümüşhaneli değerlidir, kıymetlidir ama herkes anladığı ve
bildiği işi yapmalıdır.

İki maç izleyen, hasbelkader yönetici olan herkes
futbolu bildiğini sanmaktadır. Gümüşhanespor’un da, Türk futbolunun da eskiden
beri gelen en büyük handikapı da bu zaten.

Belki bu açıklamamı okuduktan sonra birileri beni
eleştirecek veya tepki gösterecektir, bunu tahmin edebiliyorum.  Maalesef bunlar gerçek ve gerçekler de her
zaman acı ve kabullenilmez olur.

Acizane önerim şudur ki; yönetim oluştururken duygusal
davranılmamalı, bazı dengeler göz önüne alınarak, çıkar ve hesap için, ya da
hatır gönül için veya bir grubu yahut bir kişiyi memnun etmek için yönetim
listesine isim yazılmamalıdır.

Yöneticilik yapacak insan ya parasıyla, ya futbol
bilgisiyle ya da vizyonu ile yönetimde yer almalıdır.  Yönetici olan kişiler ya ticari ya da sportif
yeteneği ile kulübe katkı koymalıdır. Dar pencereden dünyaya maalesef geniş
bakılmaz.

 Bu vasıfları taşımayanlar
kamuoyu tarafından kabul görmemektedir, takdir edilmemektedir. Hal böyle olunca
bu durum camiaya olumsuz yansımaktadır.

“Kurumsallaşmalıyız”

Kulübümüzün en büyük sorunlarından birisi de
kurumsallaşamamak. Kulübümüzde yıllardır süre gelen ciddi anlamda görev
karmaşası ve görev çatışması var.

Kulübümüzde departmanlıklar olmalı, herkesin görev ve
yetki alanı belirlenmeli ve herkes yetki ve görevli olduğu alanlarda hareket
etmeli.

Mesela herkes kafasına göre basına demeç vermemeli,
kulübün her hangi bir personeli transfere, veya kulüp yöneticisi pişen yemeğe
karışmamalı. Örneğin kulüp müdürü kulüp müdürlüğünü yapmalı. Kulüp müdürü
görevinin haricinde her işi yapmaya zorlanırsa veya mecbur bırakılırsa bu
durumda kulüpte ister istemez sağlıksız bir yapı ve belirsizlik meydana
geliyor.

“Gün, takıma destek olma günüdür”

Gerek sosyal medyada olsun, gerekse kamuoyunda olsun
kişiler üzerinden Gümüşhanespor’un ama bilerek, ama bilmeyerek yıpratıldığını
üzülerek takip ediyorum.

En basit örneği “Gümüşhanespor sahipsiz kaldı” cümlesi
bile şehrimizi, insanımızı ve takımımızı bulunduğumuz bölgede ve ülke genelinde
küçük düşürüyor.

Spor camiasında konuşulan her şey en kısa zamanda
abartılı bir şekilde en ücra köşede konuşulup yayılabiliyor. Böyle olunca da
hem kulübümüzün itibarı zedeleniyor,  hem
de kulübümüze transfer olasılığı olan oyuncuların kafasında da soru işaretlerinin
oluşmasına neden oluyor.

Bu yüzden her şeyi içimizde yorumlayıp,
çözümlemeliyiz. Bu konuda herkesi ve her kesimi duyarlı olmaya davet ediyorum.

Kimse endişe etmesin. Gümüşhanespor kesinlikle
sahipsiz kalmaz. Bizim yüreği Gümüşhane için atan insanlarımız her daim
mevcuttur.

Geçtiğimiz günlerde kamuoyuna açıklama yaparak “Ben
Gümüşhanespor’u sahipsiz bırakmam. Başkanlığa adayım” diyerek özveri ve medeni cesaret
gösteren bir taraftarımız bunun en somut örneğidir.

Bunun için hiç bir Gümüşhaneli şu ana kadar olduğu
gibi bundan sonrada Gümüşhanespor’u sahipsiz bırakmaz. Mutlaka bir Gümüşhane
sevdalısı elini taşın altına koyacaktır. Buna eminim, kimse endişe etmesin.

“Tüm Gümüşhanelileri bu konuda
desteğe çağırıyorum.”

Gümüşhanespor’a şu ana kadar hizmet etmiş ve bundan
sonraki süreçte de hizmet edecek olan herkes bizim değerimizdir. Hepsinden Allah
razı olsun.

Zaten potansiyelimiz ve şartlarımız belli. Durum böyle
iken de parasını ve mesaisini bu kulübe harcayan insanlara da destek olmak
onları onure etmek her Gümüşhanelinin yapması gereken görevdir diye de düşünmekteyim.

Gümüşhanespor imkanı, zamanı ve heyecanı olan herkesin
hizmet edeceği en önemli yerdir. Bugün eleştirileri bir kenara bırakıp takıma
sahip çıkılması gerekmektedir.  Şimdi
eleştiri zamanı değildir. Kişiler üzerinden kulübümüze eleştiri mutlaka
olacaktır. Ama şuan o dönemde değiliz. Gün kenetlenme ve takıma sahip çıkma
günüdür.

Tüm Gümüşhanelileri bu konuda destek olmaya
çağırıyorum. Yönetimiyle, taraftarıyla, bürokratıyla, siyasetçisiyle,
STK’larıyla,  Üniversitesiyle, kısacası
tüm Gümüşhane halkıyla takımımıza sahip çıkmalıdır.

Takımın tüm yükü sadece bir veya bir kaç kişinin
üzerine yıkılmamalıdır. Bu takım tüm Gümüşhanelilerin ortak değeri ve ortak
sevdasıdır.

İçinde bulunduğumuz durum itibari ile takımımıza her
zamankinden daha fazla destek olmamız gerekmektedir.

İnşallah el birliği ile bu işin üstesinden geleceğiz.
Takımımızın bu zor günleri atlatmasını hep beraber sağlamalıyız. Gümüşhane
olarak bunları aşacak güce ve kudrete sahibiz.

Sıkça söylediğimiz bir söz vardır,  “başka Gümüşhane ve başka Gümüşhanespor yok”

Son cümlem şudur ki; Gümüşhanespor sadece bir spor
kulübü değildir. Bu kulüp Gümüşhane’nin bizatihi kendisidir. Saygılarımla…

Sezgin Köprülü