Güzellik Üzerine

Hasan Pir

Leyla ile Mecnun hikâyesi herkesin malumudur. Leyla çirkin bir kızdır. Bir gün Mecnun’a sorarlar: “Leyla Leyla deyip yanıp kül olduğun bu kız çok çirkin. Bu çirkine nasıl gönül verdin?..” Mecnun ise şu cevabı verir:Siz ona benim gözümle bakın!..”

Güzellik göreceli bir kavram… Mecnun’un sözlerinden bunu anlıyoruz… Güzellik kavramının bir arz talep ilişkisi olduğunu da Âşık Veysel’in şu mısralarından öğreniyoruz:

Güzelliğin on para etmez

Bu bendeki aşk olmazsa

Gıdalar, midenin ve vücudun istek ve ihtiyacı oranında kıymetlidir. Işığı kıymetli hale getiren göz, sesi kıymetli kılan ise kulak değil midir?

Güzele ve güzelliğe meftunlar olmazsa, güzellik ne işe yarardı? Güzellerin güzel yüzünde güzelliği halk eden Allah, onlara meftun âşıkları da yaratmıştır. Aşk ve âşık varsa, güzel ve güzellik de mutlaka olacaktır.

Sınırsız hayal ve duygularla, sınırlı bir ömür ve dünya içine sıkışan insan için asıl önemli olan güzellik; göreceli ve geçici olan değil, batmayan ve bitmeyen güzelliklerdir. Batmakla kaybolan bir güzellik, güzellik değildir. Diğer bir deyişle zevale mahkûm olan hakiki güzel olamaz.

Olmayan bir şeyin talep edilmesi düşünülemez. Siz hiç olmayan bir meyveyi arzu eden insan gördünüz mü? Yani istek varsa karşılığı mutlaka vardır. Bediüzzaman Hazretleri’nin dediği gibi, “Yüce Yaratıcı vermek istemeseydi, istemek vermezdi…”

Fiziki güzellik kavramından öte, insanoğlunun istediği çok daha değişik güzellikler, güzellik açılımları vardır. İşte onlardan biri; insanoğlunun “hiç ölmeme isteğidir.” Sonsuz yaşamaya ve hiç ölmemeye karşı, insanda bir arzu, bir aşk vardır. Mademki var olanlar isteniyor, öyle ise, bu isteğimizin karşılığı da verilmiş olmalıdır. İşte cennet bu isteğin bir ifadesi olarak Yüce Allah’ın bir güzellik lütfudur.

Peki, “bu güzelliğin, cennet güzelliğinin görüntüsü var mıdır?” Sorusu akla gelebilir. Elbette vardır. Mukaddes kitaplar, peygamberler bu güzelliğin görüntü mesajcıları olduğu gibi, en son bizim Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.),  bu görüntünün bizzat görücüsü olmuş ve Miraç mucizesi ile bizzat kendi gözüyle cennet güzelliklerini görmüş, ümmetine ve tüm insanlığa bu güzelliği müjdelemiştir.

Kendisine düşman olanların bile “En emin insan – en güvenilir insan” dedikleri Peygamberimizden bu güzelliğin müjdesi naklediliyorsa, bu, insanlık için çok önemli güzel bir haberdir.

Güzel ve güzellikleri yaratan Cemal-ı Mutlak sahibi Allah (c.c.) nın rü’yetini görmek ise  asıl saadet-i ebediye olarak tarif edilmiştir.