HAYATI İZZETLİ YAŞAMAK
HASAN PİR’İN KÖŞE YAZISI
İzzetin diğer bir
tanımı; insanın insaniyete layık bir onurla yaşamasıdır.
Her insanın
hayattan en önde gelen beklentisi onuruyla yaşama isteğidir. Hür, kimseye yük
olmadan, kimsenin minnet yükünü çekmeden yaşamak…
Yüce Yaratıcı, her
insana minnetsiz güzel birer hayat ihsan etmiş ama ne yazık ki insanlardaki
ihtiras, kıskançlık, şan şöhret düşkünlüğü bu güzelliği bozmuştur.
Sosyal bir varlık
olan insan, toplum içinde yaşamak zorundadır. Toplum halinde yaşamanın en
önemli özelliklerinden birisi insanların birbiriyle yardımlaşmaları ve
dayanışmalarıdır. Yardımlaşma ve dayanışmanın da en güzeli minnete dönüşmeyeni
ve onur kırıcı olmayanıdır.
Bazen bir hareket,
bir bakış bile yapılan yardımın bir karşılık için olduğunu hissettirir ki
yardıma muhtaç kişi için bu çok ağır bir yüktür. Çünkü onurlar kırılır,
kişilikler zedelenir, insanlık ve insaniyet mahvolur.
Karakışta soğukta
üşüyen bir insana yapılan yardım, eğer minnet doluysa, o yardımın minnet
soğukluğu, kışın soğuğundan daha çok üşütecektir insanı… Ve işte o zaman
soğuk altında tir tir titreyen insanın en büyük zenginliği minnet dolu yardımı
kabul etmeyip karakışta izzetiyle üşümesi olacaktır.
Tarihin kaydettiği
dünyanın en meşhur mütevazı zenginlerden biri olan Hatem-i Tai, bir gün
fakirler için ziyafet verir, ikramlarda bulunur. Bütün fakirler davete iştirak
etmiştir. Ziyafet devam ederken etrafı gezmeye çıkan Hatem, bir
ihtiyarın bir yük dikenli otla yolda yürüdüğünü görür. Dikenler ihtiyarın
vücudunu kanatmaktadır. Yük ağırdır…
Hatem-i Tai,
ihtiyarın acınacak halini görünce: “Ey
ihtiyar, Hatem’in verdiği ziyafeti ve ikramları duymadın mı? Niçin o ziyafete
gelmedin?” deyince, ihtiyar: “Evet
duydum ama ben bu dikenli yükü izzetimle taşımayı Hatem’in verdiği ziyafete
tercih ederim.” der.
Günler sonra
Hatem-i Tai’ye, bu dünyada kendisinden
daha cömert, daha zengin bir kimsenin olup olmadığını sorarlar. Hatem-i Tai; “Evet var… O dikenli yükü taşıyan ihtiyarı benden daha izzetli, cömert
ve zengin buldum.” Der.
Başkalarının
yardımının bizim için minnet kâbusuna dönüşmemesi için prensipli ve iktisatlı
yaşamayı, israf etmemeyi bir hayat düsturu haline getirirken, yaptığımız
yardımların da izzet kırıcı olmaması için, mütevazı bir tavır içinde yardım
yapış gayemizi iyi tespit etmemiz gerekir.
İzzetli insan, her
şeyden önce başkasının izzetini düşünen insandır.
Hayatı onurlu
yaşayıp yaşatanlara ne mutlu…
Güzel günler dileğiyle.