İçişleri Bakanı Soylu, İstanbul İlim ve Kültür Vakfı’nı Ziyaret Etti
28 Nisan 2023 Cuma günü beraberindeki heyetle İstanbul İlim ve Kültür Vakfı’nı (İİKV) ziyaret eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, gündeme ve Risale-i Nur hizmetine ilişkin birtakım açıklamalarda bulundu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve beraberindeki heyeti Vakıf Mütevelli Heyet Başkanı ve TBMM 25. dönem Amasya – 26. dönem Isparta milletvekili Said Yüce ve vakıf yetkilileri karşıladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu İİKV ziyaretinde yaptığı konuşmada şunları belirtti:
“Bediüzzaman ve talebeleri ülke için hiçbir sorumluluktan kaçınmamışlardır’’
‘’Bediüzzaman Said Nursi ve talebeleri çok samimi, dürüst ve istikametliydiler ve çok ağır ve güçlü bir çizgileri vardı’’ diyen Soylu, ‘‘Onlar siyaset hayatında çok aktif olmak istememelerine rağmen sorumluluk geldiğinde bundan hiç kaçınmamışlardır. Bugün hepimize bıraktıkları Türkiye güçlü bir iktidardır. Kendi içlerinde ve dışlarında birçok badire geçirmelerine rağmen çizgilerinden kıl kadar sapmamışlardır. Allah gani gani rahmet eylesin, talebeleri Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın son nefesine kadar yol arkadaşı ve mücadele arkadaşı olmuşlar, bazen ilk işaret fişeğini birlikte yakmışlar ve herkesin tereddüt ettiği anlarda onunla birlikte kıyamda durmuşlardır. Şimdi burada biraz önce Said Yüce Milletvekilimiz anlattı, Bediüzzaman, seçime gidince bildiği halde ikrarını yaparak ‘Demokrat parti hangisi?’ diye mührü vururken sormuştur. Sormasının sebebi ise herkesin safı bilsin diyedir.’’ dedi.
‘’14 Mayıs 2023 Allah’ın izni ile bir yüzyıl sürecek’’
Konuşmasına, ‘’Bugün yine bir 14 Mayıs tarihi ile karşı karşıyayız.’’ diye devam eden Soylu, Bugün Yassı adadaydım, 2-14 Mayıs diye bir panele katıldım, orada bir şey söyledim, 14 Mayıs 1950, 27 Mayıs 1960, 10 yılda tamamlandı ama 14 Mayıs 2023 Allah’ın izni ile bir yüz yıl sürecek.’’ dedi.
‘’Ve orada 14 Mayıs 1950 de bu aziz millet yitik değeriyle buluştu, Ezan-ı Muhammediyesi ile buluştu, Kur’anı Kerim’in okunması 14 Mayıs 1950 den sonra oldu, yine ilk mevlidin okunması 14 Mayıs 1950 de oldu, ve bu millet vatandaş ve halk diye ikiye ayrılan, köylü ve şehirli diye tanımlanan bu millet hakikaten iktidara gelirse ya da iktidara getirdiği, sevdiği adamların neler yapabileceğini bu 10 yılda gösterdi. Rahmetli Adnan Menderes derdi ki Demokrat Parti ölçekleri değiştirdi. Eğer rahmetli, Ak Parti döneminde yaşasaydı nasıl bir tanımlama yapardı çok merak ediyorum çünkü onun tanımlamaları kendi müktesebatına, kendi ilmine, kendi derinliğine uygun tanımlamalardı. Artık o ölçekler çok değişti, Türkiye’nin baraj ölçekleri, ekilen, biçilen, sulanan toprak ölçekleri, Türkiye’nin traktör sayısı, Türkiye’nin araç sayısı, Türkiye’nin havalimanı sayısı, Türkiye’nin üniversite sayısı değişti. Türkiye kalkınan, gelişen, büyüyen ve kendi değerleriyle barışık bir ülke oldu.’’ diye ifade etti.
‘’15 Temmuz onların fiili darbe girişimiydi, şimdi burada söylüyorum 14 Mayıs da siyasi darbe girişimleridir’’
Konuşmasının devamında Soylu, ‘’Benim gördüğüm şudur: 15 Temmuz’da büyük bir deneme yaptılar ama halk sokaklara döküldü. 15 Temmuz onların fiili darbe girişimiydi ve şimdi burada söylüyorum 14 Mayıs da siyasi darbe girişimleridir, bu kadar açık ve net. Türkiye’yi tasfiye etmeye yönelik hazırlıklar 14 Mayıs’ta her birini bir araya getirerek oluşturabilecek darbe girişimidir. Bunu ben söylemiyorum, bunu bugün Amerika’nın başındaki zat yıllar önce söyledi, yıllar önce denedikleri bütün yöntemler berhava olunca ancak böyle bir yöntem ile Türkiye’yi ele geçirebileceklerini ifade ettiler.’’ dedi. Ardından ‘’Biz Türkiye’yi az düşünüyor, Amerika’nın başındaki zat çok düşünüyorsa bizim söylediklerimiz yanlıştır, ama biz Türkiye’yi hakikaten düşünüyor, Amerika’nın başındaki zat da Amerika’yı çok düşünüyorsa bizim söylediklerimiz doğrudur. Olay bu kadar net ve açıktır.’’ diyen Soylu, bu seçimin kolay bir seçim olmadığını aksine bu seçimin herkesin bütün müktesebatını ve bütün birikimini ortaya koyduğu bir seçim olduğunu ifade etti. Ve ‘’Onun için bütün birikimimizi ortaya koymalıyız, ben koymaya çalışıyorum, hayatımda ne kadar nereye dokunmuşsam her birini harekete geçirmeye çalışıyorum çünkü bu bizim şahsi meselemiz değildir, bu sadece bizim memleketimizin meselesi de değildir. Biz 2016 seçimlerine memleket meselesi diye girdik. Ama bu mesele alem-i İslam’ın meselesidir, bu mesele mazlumların meselesidir, bu mesele önümüzdeki yüzyılların meselesidir, bu mesele etrafımızdaki coğrafyanın meselesidir, bu mesele dünyaya yeniden nizam verip vermeme meselesidir. Bu kadar basittir. Bu mesele sadece kendi içimizdeki bir mesele olmaktan çıkmıştır.’’ dedi.
‘’Taksim Camii Türkiye’nin iç bağımsızlığını kazanmasının sembolüydü, Ayasofya da uluslararası alanda tam bağımsızlığını kazanmasının sembolüdür’’
Soylu, ‘’Adalet Partisi’nin toplantılarına götürürdü babam bizi. O toplantıların en önemli konusu şuydu: ‘Ayasofya’da zincirler kırılacak.’ Türkiye sağının en önemli birleştikleri noktalardan birisi Ayasofya idi. Çünkü Ayasofya’nın maruz kaldığı bu durum, herkesin rahatsız olduğu ve herkesin hangi mesajı içerdiğini bildiği bir durumdu. Yine rahmetli Adnan Menderes’ten bir alıntı yapacağım. 2010 yıllarıydı. Taksim’de cami yapılmasıyla ilgili bir tartışma başladı. Cumhurbaşkanımız Taksim’de bir cami yapılmasıyla ilgili konuşma yapmıştı. Aydın Menderes’i ziyarete gitmiştim. Bana dedi ki: ‘Tayyip Erdoğan’a bu konuda sahip çıkmak lazım. Bu, Türkiye’nin iç bağımsızlık sembolüdür. Taksim’de cami yapmak kolay bir iş değildir. Bu mesele Türkiye içindeki vesayetin kırılmasının adıdır. Bunun ispatıdır ve burada bir bayrak çekme operasyonudur, buraya sahip çıkmak lazım. İkincisi de Ayasofya’dır. Ayasofya da uluslararası alanda Türkiye’nin tam bağımsızlık sembolüdür. Birisi içerde vesayetin kırılması, ikincisi uluslararası alanda bir bağımsızlık sembolüdür’ dedi. Ve bunların hepsi Allah’a hamdolsun bu dönem içinde sağlandı.’’ dedi. Konuşmasına,
‘’Türkiye büyük zihniyet devrimleri büyük zihniyet değişimleri yaşadı. Ama biz şöyle bir tabloyla karşı karşıyayız bugün. Batı iddialarından vazgeçmedi. Kısmen yönsüz olması kısmen vizyonsuz olması, kısmen kısır devlet adamlarıyla karşı karşıya kalması, yani kâht-ı rical ile karşı karşıya iddialarından vazgeçtiği anlamına gelmiyor. Derin bir batının olduğunu bilinmesi lazım. Dünyadaki Hristiyanlık ile Müslümanlık arasındaki bu mücadelenin aslında dünyadaki en kadim mücadelelerden birisi olduğu unutulmaması lazım. Batı ve doğu arasındaki mücadelenin de en temel meselesi burasıdır. Ve bugün bu mücadele devam ediyor. İlk kez 300 yıldır kurdukları sistem, bu dünyanın sorunlarıyla mücadele edebilecek veya onlara direnebilecek bir sistem olmaktan uzak kalmıştır. Bu bizim en büyük avantajımızdır. Ve ilk kez Afrika sokakları batıdan nefret ediyor. Ve bunu dillendiriyor. İlk kez Ortadoğu sokakları batıdan nefret ediyor ve bunu dillendiriyor. İlk kez Orta Asya sokakları batıdan nefret ediyor ve bunu dillendiriyor. Çünkü Batı’nın maskesi düşmüştür. Yüzü açığa çıkmıştır. Burada Batı ile Doğu’nun çatışmasının hâlâ daha devam etmesini isteyen derin bir yapının olduğunu ve derin bir akıllarının olduğunu elbette ki hepimiz biliyoruz. Fakat ilk kez biz batıyı böyle yakaladık. Burada bizim Yapmamız gereken birlik ve beraberliğimizi korumak ve çok çalışmaktır. Biz onlardan çok daha çalışkan bir milletiz. Ve biz bu çalışmamız sayesinde 300 yıl sonra ilk kez aradaki makası kapatıyoruz. Biz 300 yıldır makası hiç kapatmadık. Bu makas sürekli açıldı. İlk kez itibar makasını, ilk kez kendi altyapı makasımızı, ilk kez kişi başına düşen milli gelir seviyesindeki makası kapatıyoruz. İlk kez savunma sanayinde ve diğer üretim merkezlerindeki makasları kapatıyoruz ve kapatmaya devam ediyoruz.’’ diyerek devam etti.
‘’İlk kez Afrika, Orta Doğu, Asya sokakları Batıdan nefret ediyor’’
‘’Türkiye sınırlarını aşmıştır. Türkiye ilgi alanlarını etki alanlarına dönüştürmüştür.’’ diyen Soylu, ‘’Türkiye sadece kendi adına fikir ortaya koyan, aksiyon ortaya koyan, yürüyen bir ülke olmaktan çoktan çıkmıştır. Türkiye’nin gücü balkanlara ilgilendirmektedir. Türkiye’nin gücü Libya’nın sokaklarını, Libya’nın istikrarını ve barışını ilgilendirmektedir. Türkiye’nin gücü Libya’nın ekonomisini ilgilendirmektedir. Türkiye’nin gücü, Afganistan’ın dünya ile olan irtibatının da ne olup ne olmayacağının sonucunu ilgilendirmektedir. Türkiye’nin gücü Pakistan’ın iç siyasi dengesini, istikrarını, Pakistan’ın geleceğini ilgilendirmektedir. Türkiye’nin gücü yemeni de ilgilendirmektedir. Onun için burada sadece bize ait bir çerçeve yoktur. Bizim dışımızda şu anda bizim de kontrol edemeyeceğimiz, kontrol edemediğimiz duygular sahiplenmeler ve Türkiye ile ilgili herkesin kendi adına hayalleri ve iddialı idealleri ve iddiaları vardır. Burada iş esasını bulmuştur. Aslında konuşmamızın başında söylediğimiz gelip geçenler de muratlarına yakalamışlardır. Onların en büyük muratları Ayasofya’nın açılmasıydı. Bunu hepimiz biliyoruz. Onlar da Ayasofya’nın açılmasını sadece orada ibadet edebilmek adına istemiyorlardı zannımca. Ayasofya’nın açılmasına muvaffak olan bir Türkiye’nin, aslında tam da dünyaya ait bir nizamın oluşabileceğine yönelik adımın başlangıcı olduğunu hesap ediyorlardı. Çünkü onların çizgisi İ’la-yı Kelimetullah’dı. Her şeyi açık ve net. Ve şimdi Türkiye kendi adını bu noktaya taşımış ve geçmiştir.’’ dedi.
‘’Ben dedemle Ayasofya da namaz kılamadım…’’
‘’Bizatihi Türkiye yüzyılı her şeyi açıklamaktadır. Onun için beni bağışlayın. Biz yüzyılın seçimine gidiyoruz. Biz bir 5 yılın seçimine gitmiyoruz, Yüzyılın seçimine gidiyoruz.’’ Diyen Soylu, ‘’Ben dedemle Ayasofya’da namaz kılamadım. Ben dedemle yerli ve milli bir arabaya binemedim. Ben dedemle Taksim’de bir cami olduğunu göremedim. Ama torunlarımız torunlarıyla görsünler. Çocuklarımız torunlarıyla hep beraber görsünler ve devam etsinler. Bazı nesiller vardır, adanmış nesillerdir. Bu nesil adanmış bir nesildir. Cenab-ı Allah öyle nasip etti. Bunu da kabul etmek lazım. Bunun da kendi adına zor ama ifade etmek lazım ki onurlu, aynı zamanda Allah’a iyi kul olabilecek bir mükafatı vardır. Cenabı Hakk’ın takdiri bu. Gayret bizden Tevfik Allah’tan biz buna inananlardanız. Biz teslimiyet içerisindeyiz.’’ dedi.
‘’İslam Alemi ellerini açmış dua bekliyor’’
‘’14 Mayıs 2023ten sonra bu coğrafyada çok büyük değişiklikler olacak Allah’ın izniyle.’’ Diyen Soylu, ‘’Neler olduğunu yaşıyor biliyorum, birçok dış dünya ülkesi, dostlarımız, hepsi ellerini semaya açmış Allah’ım! Bu Müslüman yurdunu bir kazaya uğratma diye dua ediyor, hepsi dua ediyor, bizden daha dertliler buna inanınız. Türkiye’nin içerisinden daha dertliler, Aman ha kardeş! İyi çalışın, işi iyi sıkı tutun! diyorlar. Bir tanesinden bahsetmiyorum, bunlar gönül coğrafyamızda, Orta Asya’da, Orta Doğu’da, Balkanlar’da, ‘Erdoğan gidici olursa görürsünüz’ diyorlar. Bunu sizler orada çok rahat bir şekilde teyit edebilir, ettirebilirsiniz.’’ diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Kaynak: İstanbul İlim ve Kültür vakfı – 28.04.2023
Kaynak Link: https://www.iikv.org/i/4058-icisleri-bakanimiz-iikvyi-ziyaret-etti